Denizli'den yola koyulup eski yoldan ‘‘radar kapanları’’na düşmeden Sarayköy'e geldiğinizde girişteki minik köprüden sonra hemen soldaki toprak yola girerseniz, Muammer Aksoy Caddesi'ne çıkarız.
O anda burnumuza gelecek mis gibi filtre kahve kokusunu izlersek Çardaklı Metin Demir'i elimizle koymuş gibi bulacağız. 1974'te işçi olarak girdiği Alman şirketinin bugün yüzde 50 ortağı olan Metin Demir'i... İngiltere Kraliyet Ailesi başta olmak üzere dünyanın en ünlü zenginlerine altın kaplama faytonlar yetiştirmeye çalışan Metin Demir'i... Sarayköy'de bal dök yala temizliğindeki 600 metrekarelik atölyesinde konuklarını Amerikan kahve ve kruvasanla ağırlayan Metin Demir'i... Nostalji ile teknolojiyi buluşturan 45 yaşında kibar bir Türk zenaat ustası ve işadamı Metin Demir'i... Siz siz olun, ‘‘At arabası, ne olacak?’’ deyip geçmeyin, Metin Demir'in el emeği göz nuru 185 ayrı modeli olan faytonları gördükten sonra benim gibi içiniz geçer. Deri koltukları her yana yatıyor, ABS'si var, radyo, CD, teyp her türlü müzik düzeni son model, üstelik doğayla iç içe, çevreyi kirletmiyor. Metin Demir boşuna kasılmıyor; ‘‘Mercedes'e binmem, faytondan inmem’’ diye. Vallahi bunlara fayton demeye bin şahit ister.
Alman ustasına 15 yıl sonra ortak oldu
- Denizlili bir gurbetçi ailesinin çocuğu olarak 1973'de Almanya'nın Stuttgart şehrine 56 km. uzaklıktaki Haiterbach'a gittim. Orada meslek lisesinde okurken bir gün bisikletle önünden geçtiğim ‘‘Kühnle’’ adlı fayton ve kızak araba fabrikası dikkatimi çekti. Kapıyı çalıp içeri girdim, fabrikanın sahibi olduğunu söyleyen yaşlı bir adam benimle ilgilenip nereli olduğumu sordu. Yaşlı adam beni dinledikten sonra, ‘‘Delikanlı ben seni sevdim, bugüne ne Türk tanıdım, ne de yanımda çalıştı, bu işi öğrenmek ister misin?’’ dedi. Sevinçle kabul ettim ama, okulumu bitirdikten sonra işe başlayacağımı söyledim. 1988'den sonra yaşlı ustam ve patronum öldü, yerine oğulları Gustav ve Paul geçti. Daha sonra beni firmaya ortak aldılar. 1995'te bu işi bir Alman arkadaşımla ortak olarak Türkiye'de yapmaya karar verdim ve buraya geldik. Simdi ise gördüğünüz gibi 400 metrekaresi açık alan, toplam bir dönümlük tesisim var.
Yerli esnaftan yana çok dertli
- Buraya gelmeden bilemezdim. Bizim yerli esnafla uğraşmak dert; çoğu da yalancı. ‘‘Tamam abi yaparız’’ deyip beni kapılarında süründürüyorlar. Ben kimseye yalan söyleyemem, biz yalan nedir bilmeyiz. Almanya'da işçi olmak, Türkiye'de patron olmaktan çok daha iyi. Orada saatin tıkır tıkır çalışır, işini yapıp paranı cebine koyarsın. Bunların başıma geleceğini bilseydim, vallahi buraya dönmezdim; yalandan dolandan, elektrik kesilmesinden illallah.
185 çeşit fayton ve kızak
Tam 185 ayrı çeşit fayton ve kızak modelimiz var; isteyene 6 kişilik kraliyet arabası, isteyene çift atlı gezi faytonu, isteyene iki kişilik yarış arabası. 1985'ten beri sıfırdan yola çıkıp bu kadar modeli tek başına yaratan benim.
Kraliçe Elizabeth için Almanya'da yaptığımız kadife kaplı orijinalin aynısı faytonun yapımı 6 ay sürdü. İlk başta faytonunu kullanan kişi için neden öne değil de arkaya yer istemelerinin nedenini anlayamadım. Sonra söylediler ki, meğer Kraliçe'nin önünde kimse olamazmış.
Arabaların hepsinde Mercedes beyinli ABS var. Frene bastığınız anda fayton yerinden milim kıpırdamaz. Normalde kontağı kapattığın zaman frenler şişer ve hiç tutmaz. Benim yaptığım faytonlarda ise bu frenler inadına tutar. Ne aküsü, ne de motoru var ama, ABS frenler yine de kilitleniyor. Yener bey, nasıl olduğunu hiç sorma onun sırrını bana bırak.