Tuzsuz Deli Bekir istediği kadar Karagöz'le Hacivat'a bağırıp dursun ‘‘Ben adamın ciğerini sökerim’’ diye.
Çünkü Yargıtay emekli üyesi Sırrı Bey ile emekli ilkokul öğretmeni Bedriye Hanım’ın oğulları Münci'den henüz haberi yok onun. Sırrı Bey’in 1957'de rahmetli Osman Bölükbaşı'yı salıveren Keskin Ağır Ceza Mahkemesi Reisi, 27 Mayıs'ta kurulan Yüksek Soruşturma Komisyonu üyesi olduğunu nereden bilsin? Bedriye hocanın Isparta'da öğretmenken Süleyman Demirel'in kulağını çok çektiğini duyması mümkün değil.
1982'de elinde bir ciğerle Life'a kapak olan genç doktorun 1963 Ankara Tıp Fakültesi mezunu çocuk uzmanı Prof. Dr. Münci Kalayoğlu olduğunu bilmesi ne mümkün?..
Bilinir mi ki Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, 1983'ten bu yana Wisconsin Üniversitesi Karaciğer Transplantasyon Bölümü başkanıdır. Bilinir mi ki, tıp dünyasının parmakla gösterdiği bu Türk cerrahı çocuk ihtisasından bugüne 35 bini aşkın ameliyata imza atmıştır. Bilinir mi ki, gençlik yıllarında Bülent Ecevit'in yanında CHP'ye emek vermiştir. Bilinir mi ki, Prof. Dr. Gazi Yaşargil'den sonra Eczacıbaşı'nın Onur Ödülü'ne layık görülen bu cerrah, ünlü diplomatlarımızdan Veysel Versan'ın kızı Belkıs'la 30 yıldır evlidir.
Allah hakime, hekime muhtaç etmesin ama, eksik de etmesin dilekleriyle Swissotel'in 17. katından söze başlayalım. Varsın yağsın yağmur, varsın essin fırtına. Münci hoca hem atıştırsın çamfıstıklarını, fındıklarını, bir yandan da anlatsın şu ‘‘karaciğer ’’ adlı sırdaşını. Hiç ses çıkarmadan hepimiz bu güleryüzlü bilim adamımızı dinleyelim, Münci hocayı böyle yakalamak kolay değil.
Başarı oranımız yüzde 96'ya çıktı
Transplantasyonun şu anda teknik problemleri kalmadı, tek sıkıntı yeterince organ olmaması. Başarı oranı o derecede yüksek ki, siroz hastaları bile artık ilaçla tedavi olmuyor. 1984'te bu işe başladığımda senelik başarı oranımız yüzde 80'di, bugün ise yüzde 96'lardayız. Bir aylık çocuktan 76 yaşındaki komada gelen hastamıza kadar rakam böyle. En genç hastam 9 günlük bebekti, Toronto'dan üç günlük bir bebekten aldığımız karaciğerini taktık. Artık canlıdan karaciğer transplantasyonu yapıyoruz. Bunun için donöre biyopsi yapıp siroz, yağlanma veya başka hastalık olup olmadığına bakıyoruz. Karaciğer normalse, teknik olarak ayrılabilecek durumdaysa ve kan grubu hastaya uyuyorsa yüzde 60'ını çıkartabilirim. Geri kalan yüzde 40 birkaç gün içinde genişler, büyüyüp eski haline gelir. Takılan yüzde 60'lık karaciğer de ihtiyaç olduğu kadar büyür ve durur.
Türk hasta alamam
- Amerika'da artık bir yabancıya transplant yapmanın imkanı yok; böbrek, karaciğer için boş yere oralara gelmeyin. Şu anda Amerika'da 18 bin 500 hasta karaciğer değiştirmek için bekliyor; senede yapılabilen ameliyat sayısı ise 6 bin. Geçen sene 1800 hasta karaciğer beklerken öldü. Büyük merkezlerde ortalama bekleme süresi 2 yıl. Eyaletler arasında büyük kavgalar var, bu bir ölüm kalım savaşı. Bu nedenlerle Türk hasta almam mümkün değil. Ayrıca Amerikan kanunlarına göre yüzde 5'in üzerinde yabancı hasta ameliyat edemezsiniz. Mümkün olsa bile çok büyük zorluklar var. Gelecek, ev tutacak, araba kiralayacak. Karaciğeri hasta, kanaması, sarılığı, kaşıntısı var, karnı şiş. Her gün telefon geldi gelecek diye panik içinde, hiç gelmemesi de var. Ameliyat olamadan tabut içinde yurda dönmek de var.
ABD'de 250 bin dolar Türkiye'de ise 40 bin
- On yıl öncesine kadar rahmetli Sadri Alışık dahil 40 Türk hasta ameliyat ettim ama, o zaman karaciğer bulmak çok kolaydı. Amerikalı bir hasta listeye girmek için önce üniversite hastanemize 250 bin dolar teminat yatırıyor. Bu ameliyatlar 200-250 bin dolar arasında, bütün masrafları sigorta şirketleri ödüyor. Türkiye'de bu operasyon en fazla 40 bin dolara çıkıyor, farka bakın. Devlet 4 karaciğer hastasını yurtdışında tedavi ettirse Türkiye'nin kaybı 1 milyon dolar. Bu parayı bana verin, size 40 tane transplant uzmanı cerrah yetiştireyim. Ayda 2 bin dolar verecek üniversite bulayım onlara, yetişip ülkeye dönsünler. İtalyanlar, İspanyollar hep böyle yaptı. Şu anda yanımda Urfa'dan bir cerrahla, GATA'dan bir yarbay benimle çalışıyor. Mesela Gülhane'de böbrek yapılıyor da karaciğer hálá başlayamadı, yapılmaması için hiçbir sebep yok. Türklerin cerrahisi çok iyi Yener Bey, Allah vergisi bazı yeteneklerimiz var. Gelişmiş ülkelerden farkı oralarda sayının yüksek olması, kalite olarak inan olun hiçbir fark yok, Türkiye'de çok iyi yapılıyor. Bana danışan Türk hastaları İzmir'e, Ankara'ya, İstanbul'a, Antalya'ya, Adana'ya yolluyorum.