Anadolu'da bir söz vardır: ‘‘Keçi şarap içmiş, dağa kurt aramaya gitmiş’’ derler. Benimki de o hesap, dünyanın bir numaralı kırmızı şarap kralı Jean-Pierre oğlu Christian Moueix'la konuşurken kendimi aynen öyle hissetim.
İki günlüğüne İstanbul'a gelen bu ünlü Fransız çiftçisiyle ‘‘Dünyanın En İyi Oteli’’ belgeli Sultanahmet Four Seasons'da beraberiz. Saatler boyu süren sohbet sonunda Sinan'la birlikte kurt aramaya çıktık, hem de ağzımıza tek damla şarap koymadan. Konuşmamız öylesine şarap doluydu ki, adamcağız kendi şaraplarından ikram etmeyi bile unuttu. 56 yaşındaki ‘‘Bay Merlot’’ dünyanın en pahalı
kırmızı şarabı Petrus Pomerol'ün de sahibi. Paris Ritz Oteli'nin restoranında 1982 Petrus'un şişesi tam 8000 (sekiz bin) euro... Bu şarap Türkiye'ye resmen ithal edilmiyor ama, Moueix'in temsilcisi Seyit Karagözoğlu'nun kulağına gelenlere göre uçak sahibi kimi zenginlerimiz Paris'ten kasa kasa getiriyormuş. Özel uçağı olmayanlar üzülmesin, Etiler'de, Bebek'te Petrus'un 12'lik kasasını 15 bin eurodan satılıyormuş. Sözü burada kesip Tanrı Ra'nın Tanrıça Hathor'un öfkesinden kurtulması için insanoğluna armağan ettiği şarabın bugünkü öyküsünü
Mr.Merlot'tan dinleyelim.
En pahalı şarap
Petrus, kırmızı şaraplar içinde en pahalı olan klase şaraplardan biri. Son yıllarda Petrus için biçilen en yüksek fiyat, bir açık artırmada
12 şişe Petrus-Pomerol 1982 için ödenen 15 bin 300 Euro'dur
(24 milyar TL, yani şişesi 2 milyar). Diğer pahalı şarapların
Fransa'daki fiyatları da şöyle:
Petrus-Pomerol 1995:
1100 Euro (1,73 milyar)
Petrus-Pomerol 1988:
730 Euro (1,15 milyar)
Le Pin-Pomerol 1992:
640 Euro (1 milyar)
La Conseillante 1947:
630 Euro (993 milyon)
Adı nereden geliyor
Petrus, dünyanın en pahalı ve en prestijli kırmızı şaraplarından biri. Adını, bulunduğu köyden alıyorr. Henüz bir yüzyıllık bir geçmişe sahip olmasına rağmen Petrus, şarapsevenler arasında bir efsane haline geldi. Bordeaux-Libournais bölgesinin gözde şarabı Petrus, yüzde 95 Merlot, yüzde 5 Cabernet Franc üzümünden üretiliyor. 11,4 hektarlık bağdan yılda 4 in 500 kasa, yani 54 bin şişe Petrus şarabı elde ediliyor. Özel ve tarihsel bir isim olarak Petrus, Hz. İsa'nın 12 havarisinin başı. Bu nedenle ‘‘ilk papa’’ kabul ediliyor. Batıdaki ikonalarda genellikle başının üstündeki saçları dökülmüş, kısa kıvırcık saçlı, sakallı olarak tasvir edilir.
4 saatte 6 şişe şarap
- Babadan şarapçı olduğum için şarap içmeye 7 yaşında başladım. Profesyonel tadımcığa geçişim ise 25'imde oldu. Her gün saat 09.00-12.00 arası çok profesyonel anlamda üç değişik grupta 30 çeşit şarap tadarım. 12.00'de tatma işim bittikten sonra ağzımı temizlemesi için şampanya içerim. Gençliğimde çok sık sarhoş olurdum, kırmızı şarabın sarhoşluğu da çok güzel olur doğrusu. O zamanlar 4 saatte 6 büyük şişe kırmızı şarap içtiğim de çok olurdu. Ben sarhoş olduğum zaman yatmayı sevmem, sakin bir köşede rahat bir koltuğa kurulup iki-üç saat çevreme bakarım.
Türk şarapçılığı uyuyan dev
Türk şarapçılarının son yıllarda ne işler becerdiğinden Mr. Merlot'un haberi var mı? Baş Fransız Chirac beyin penceresinden bakıyor olmasın bize...
- Türk şarapçılığının uyuyan bir dev olduğunu sanıyorum. Buna emin olmak için Türkiye'deki tüm üzüm bağlarını görmeyi istiyorum. Mesela bugün içtiğim ‘‘öküzgözü’’nde İspanya ve İtalya'da bulamadığım dengeyi buldum. Bana göre üretimi artırmak için yeni bağlar yapmak yerine, az ama çok kaliteli şaraplara yönelmeli. Şili, Avustralya gibi sıcak iklimli ülkeler masa şarapları yapmaya devam etsin, siz tamamen kaliteli şaraba yönelin. Asya'nın sınırı Türkiye'de şarap üretmek bana cazip geliyor. Ama bağlarınızı görmeden kesin bir şey söylemem mümkün değil. Toprağı gördüğüm anda yatırım yapıp yapmayacağıma karar veririm. Dünyanın birçok ülkesinden şarap üretimi yapmam için teklifler aldım, alıyorum. Fransa dışında 20 sene önce şarapçılık yükseköğrenimini yaptığım California'da bir tesis kurdum, hálá orada ünlü ‘‘Dominus’’ları üretiyoruz. Türkiye benim gibi yatırımcılar için çok cazip; düşünün 70 milyon nüfusu var. Müslüman bir ülke ama, şarap tüketimi her geçen gün artıyor. Ayrıca ekonomik geleceği var, birkaç yıl sonra da Avrupa Birliği'ne girecek. Başkan Chirac belki işi biraz zorlaştırıyor gibi görülüyor ama, hayır da demiyor. AB'ye girmek Türkiye için iyi olacak mı diye derseniz, buna olumlu cevap veremem. AB'ye girmenin nesi güzel, birileri sana nasıl yaşayacağını dikte ediyor. Brüksel'de birisi sana nasıl şarap yapacağınızı, nasıl yazı yazacağınızı, nasıl fotoğraf çekeceğinizi söylüyor.
Kuşkonmaz ve enginar ile sakın içmeyin
Şarap içmenin 3 temel kuralı; doğru bardak, doğru ısı, yavaş içimdir.
Güzel bir kırmızı şarap her yemekle, eğer çok tanenli değilse balıkla bile içilir. Sizin gerçekten muhteşem yemeklerinizle de kırmızı şarap çok güzel gidiyor.
Türk yemek sofrası hayli uzun, onun için masadaki şarapları fondip yapmaya hiç gerek yok. Sağlıklı bir insanın bir yemekte yarım şişe, yani 4 bardak içeceğini kabul edelim. Yemek süresini minimum 1 saat sayarsak 15 dakikada bir bardak şarap içilmesi en idealidir.
İyi şarabın hiçbir türlüsü baş ağrısı yapmaz, hele Bordo ürünü olanlar asla. Baş ağrısının nedeni üzüm çekirdeği içindeki histamin adlı maddedir.
Kırmızı şarap enginar ve kuşkonmazın yanında olmamalı, çünkü içlerindeki sinarin adlı madde şarabı olduğundan daha tatlı yapar.