Çayıralanlı Metin Yazır'ın yaşamöyküsünü film yapıp Türkiye'nin her köşesindeki analara, babalara, çocuklara, öğretmenlere, öğrencilere ders niyetine izlettirmeli.
‘‘La Cumparsita’’yı ulusal bir marş gibi bütün düğünlerinde açılış şarkısı yapan Türkiye'deki tango tutkunlarına da elbette. Metin Yazır'ın dünya çapında ne işler yaptığını, ne kadar ünlü bir Türk olduğunu öğrenmek istiyorsanız, internete girip arama motorlarından birine bu adı yazın. Ya da Taksim'de buluşup hep birlikte İstiklal Caddesi'ndeki dershanesine gidelim, inanılmaz yaşamöyküsünü bize kendisi anlatsın. Belki bir ara bize Fransız nişanlısı ve partneri Valessa'yla mini bir tango gösterisi de yapar.
Clinton ve Menem’in önünde dans ettim
- Washington'daki derslerim sırasında bir gün Melinda Naumann Bates adlı öğrencim, bana Amerika'da ne yapmayı düşündüğümü sordu. ‘‘Beyaz Saray'da dans etmeye geldim’’ dedim. ‘‘Kolay, yarın ofisime gel birlikte kahvaltı yapalım’’ dedi. Meğer Clinton'un özel asistanı olarak Beyaz Saray Ziyaretçiler Ofisi'nin başındaymış. Beyaz Saray’ın kafeteryasında Melinda beni tango hocası olarak Clinton’a takdim etti. Clinton Türk olduğumu öğrenince çok sevindi, Türkiye'yi ziyaretinde kendisine gösterilen ilgiyi unutmadığını söyledi, övgüler yağdırdı. Daha sonra Clinton'la dört kez daha karşılaşıp konuştum. Her el sıkışmamızda kadın olmadığım için Allah'a şükrettim. Adamda doğuştan öyle bir enerji var ki, erkek olmama rağmen benim bile dizlerimi titretti. Onunla tokalaştığınızda kollarınıza bin ısı yayılıyor, karizması o kadar özel. Melinda'yla baş başa oturduk, bana Arjantin Devlet Başkanı Carlos Menem'in Clinton'u ziyarete geleceğini, bunun Beyaz Saray'da dans hayalimi gerçekleştirmem için tam bir fırsat olduğunu söyledi. Hemen Melinda'yla düzenleyeceğimiz tango gecesinin planlarını yapmaya başladık. Gerçekten çok güzel bir tango gecesi oldu, Clinton ve Menem, bizi defalarca kutladı. İstesem yine Beyaz Saray'da gösteri yapabilirim, Başkan Bush'un Beyaz Saray'ın iç güvenliğinden sorumlu asistanı da şu anda benim öğrencim.
Çayıralan’dan Beyaz Saray’a uzun yolculuk
Yozgat Çayıralan'da 1969 yılında doğdum, eskiden bizim oraya ‘‘Küçük Moskova’’ derlerdi. Ben 3 haftalıkken ailece Almanya'ya gitmişiz, 13 yaşına kadar Münih'te kaldım. 6 yaşında beni oradaki bir Türk okuluna verdiler, 3 ay sonra kaçtım. Hoca da alkolik babam gibi dayakçıydı, evde dayak, okulda dayak. Mahalledeki benden büyük Türk ve Alman serseri takımı, beni ev soymaktan araba çalmaya kadar kullandı. 9 yaşında anne ve babamı beni dövdükleri için polise şikayet ettim. Polis beni evden alıp yurda yerleştirdi, orada çocukluğumun en güzel yıllarını geçirdim. Dördüncü yıl bir gün babam memlekete gidiyoruz diyerek beni yurttan aldı. İki hafta sonra bıraktıkları bir mektuptan öğrendim ki, habersizce Münih'e dönmüşler. Okulu bırakıp bir kahvede ayakçılığa başladım. Sonra garson oldum, onu çobanlık, garsonluk, çatı ustalığı, fırıncılık izledi. Bir yolunu bulup yine Münih’e gittim. O zamanlar en büyük rüyam, kör topal bir Alman kadınla evlenip Almanya'ya yerleşmekti. Düşün ki, şu anda Beyaz Saray'da gösteri organize etmiş, Başkan Clinton'la defalarca sohbet etmiş, davetlerine katılmış biri olarak karşınızdayım, işte hayat.
Madonna da öğrencim olacak
- Ben dans öğrenmeye Almanlarla diyalog kurmak amacıyla başladım. Hayatında müzik, dans bilmeyen biri olmama rağmen, 14 günde 66 tango figürü öğrenip hepsini ustalıkla uyguladım. Büyük usta Gustavo Naveira'dan dersler aldım, çok çalıştım, Arjantin dahil dünyanın her yerinde dans ettim, alkışlandım. Son 6,5 yıldır her 3 günde bir dünyanın başka bir şehrindeyim. Dünyanın dört bir yanında, kendi ekolümü yaşatan Baila adlı 16 okulum var. Ünlü Amerikalı aktör Robert Duvall öğrencimdi, Madonna da olacaktı ama, son anda ertelendi, şimdi sırada o var.
Göbekli erkek tangoda şanslı
Tango aspirin gibi her derde devadır. Boşanmak üzere olan çiftler evliliklerini kurtarabilir, kompleksi olanlar kendini arındırabilir, isteyenler de sosyal çevrelerini geliştirebilir. Tangoyu seks için de yapan var, Amerikalılar gibi spor için de.
Tangoda kadının hareketleri erkeğin hayalidir ama, bu asla kadını yönetmek, yönlendirmek değildir. Başarılı tango erkeği, enerjisini kullandığı partnerini takip edecek.
Son yıllarda psikolog yerine tangoya gidenler çoğaldı. Adam 30 senelik evliliğinde karısına söz geçirememiş; duymuş tangoda erkek yönlendirir, maço dansı diye. Buraya geliyor, yönlendirmek adına dans ettiği kadınların canına okuyor.
Bitişik yapılan tangoda vücutlar birbirine sıkı sıkı yapışır. Erkekte göbek ne kadar büyükse o kadar iyidir, kadını göbeğine yaslayıp rahatça gezdirir.
Tangoyu Türkiye’de öğrenen Arjantinli var
- Benim en büyük özelliğim, tangoyu basite indirgeyip öğrencilerimi pratik sistemlerle yetiştirmek. Türkiye'ye Arjantin tangosu eğitimini ilk getiren de, ilk başlatan da benim. Bugün tango öğrenmek için Türkiye'ye gelen çok yabancı var. Tangoyu burada öğrenip yurtdışında tango starı olan Arjantinliler bile var. Birleşmiş Milletler'in birçok ünlü yöneticisi İstanbul'a gelip kurslarıma katıldı. Tango deyip geçmeyin, bunu ülkenin tanıtımı olarak düşünün. Bence Türkiye'de özellikle bütün üniversite, hatta liselerde tango dersi zorunlu olmalı.
GÖZLERLE ANLAŞMAK
Tangoda bence en ayıp şey, birisinin birisine ‘‘Benimle dans eder misiniz’’ diye sormasıdır; işin doğrusu gözlerle anlaşmaktır.