Paylaş
Anastasia öldü mü?
Uzun bir döneme imzasını atan Çar'lık Rusyası hakkında anlatılanlar bugün efsanevi boyutlara doğru hızla yol alıyor.
Bakıyorsunuz Rus halkı Çarlarını çok seviyor. Madem çok seviyorlardı neden öldürdüler diye düşünüyorsunuz. İşte Çarlık Rusyasının devrilmesi esnasında yaşananlar çok önemli. Aslında önemli olan devrimin meydana geldiği an değil.
Devrimi yaratan ve Rus Çar'ı II. Nikola ve ailesinin öldürülmesine kadar varan olayların öncesi yani hazırlayan nedenler çok daha önemli. Şimdi ben burada Rusya'nın tarihini ve köklü değişikliklerin politik, sosyolojik ve ekonomik boyutlarını inceleyecek değilim. Yapacak daha başka işlerim var. Hem bunu meraklılarına bırakmak daha iyi. Üstelik Focus dergisi bu sayısında ‘‘Rusya geçmişini arıyor’’ başlıklı ayrıntılı bir dosya hazırlamış ve DNA testleriyle yapılan tesbitlere kadar incelemiş. Böylece filmlere konu olan ve bir türlü yaşayıp yaşamadığı anlaşılamayan Anastasia'nın kemikleri de incelemeye alınmış.
Evet, tarihten edebiyata hemen herkesin ilgi odağı olan Anastasia, bugün de dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor.
Rusya geçmişini ararken bilimadamları da gerçeğin peşine düşmüş durumda. Kaybolan bir gerçeğin izlerini mezarlarda arıyorlar. Buldukları zaman ne olacak?
Genetikçiler, büyük bir iş yapmış olacaklar ve dünyaya ne çeşit bir uzman olduklarını kanıtlayacaklar. Sonra, Rusya geçmişini aydınlatmanın huzuruyla tarihine sahip çıkacak.
Peki Anastasia'ya ne olacak? Onun üzerine kurulan bunca efsane birden bire yerle bir mi olacak? Masal kahramanlığından gerçek bir şahsiyete mi dönüşecek?
Dev bir ülkenin dillere destan ailesi romanovlar'ın inanılmaz hikayesi yeni baştan yazılabilir. Ve işte o zaman bu ülkenin kaderini köklü ve güçlü bir biçimde değişimlere uğratan nedenler açığa çıkartılabilir. Tabii sadece cesetler üzerinde yapılan incelemelerle sınırlı kalınmazsa.
Dünyanın hatası, olayları sadece oluşum anlarına göre değerlendirmekten kaynaklanıyor. Kaba, görünür değişimlerin tesbiti ile sonuçlara varılıyor.
Gözlemlenemeyen, gizli seyreden değişimlerin anlaşılması ise, zamanında yapılacak manevralarla bu değişimlerin yönü değiştirilebilir ve çok daha farklı noktalara götürebilir.
Rusya'ya baktığımız zaman değişim sürecinin oturup sakin ve dingin bir sisteme bir türlü oturamadığını açıkça görebiliyoruz. Çarlığın devrilmesiyle birlikte başlayan süreç bugün hala devam ediyor. Ve bu süreci yaşayan insanların bir kısmı daha farklı beklentiler içine girerken bir kısmı da Çarlık döneminin geri dönmesinin hayalini kuruyorlar.
Sonuç olarak hiçbiri mevcut olandan memnun değil. Ve içinde bulundukları durumu değiştirmek istiyorlar.
Peki, dünyaya baktığımız zaman durum farklı mı? Sistemini oturtmuş, dingin ve sakin bir düzen içinde yaşayıp giden var mı? Varsa, bile içindeki huzursuzluğun açıklaması yok.
Değişim, bütün dünyayı kaplayan dev bir ejderha gibi içinde yaşayanları tehdit ediyor. Değişimin görüntüsü ise, insanları cezbediyor. Anastasia'nın ölüp ölmediğinin ortaya çıkmasıyla birlikte değişimin süreci de hızlanacak gibi görünüyor, diyorum, Yasemin'ce...
Paylaş