Geçenlerde çok ilginç bir yemek yedim ve bunu mutlaka anlatacağım diye kendime söz verdim. Şimdi diyeceksiniz ki, astroloji anlatırken bu yemek işi de nereden çıktı?
Astrolojinin konusu insan. İnsan ise çok boyutlu bir varlık. Ve ben bütün boyutlarını öğrenmek, anlamak ve anlatmak zorundayım. Yani kendisini öğrenmek zorunda hisseden ve öğrendiği her şeyi de anlatmak zorunda hisseden biraz tuhaf biriyim. Tabii hal böyle olunca yemek, içmek gibi hayati bir konu da ilgi alanıma giriyor ve yemek üzerine ilginç fikirler geliştiriyorum.
Mesela geçenlerde Ritz-Carlton'un 'Cam' adlı restoranındaydım. Ve şimdiye kadar görmediğim bir servisle karşılaştım. Yiyecekler bir tane bir tane geliyordu. Hani şu alıştığımız çeşitlilik yoktu. Üstelik bir tane gelen yemek gözünüzü de doyurmuyordu. Malum biz Türk'üz ve midemizden önce gözümüzün doymasına özen gösteririz. Şöyle zengin bir sofra, kuş sütünden mada her şeyin olduğu donanmış bir masa! İnsanın alışkanlıkları gerçekten insanı yönetiyor ve duygularını etkiliyor. Fakat yine de bilmediğiniz şeyler heyecan uyandırıyor ve çekici geliyor.
İşte bana da çok çekici geldi. Hem sunuş tarzı, hem de yediklerimin damağımda bıraktığı lezzet. Sanırım merak ettiğiniz, hemen menüyü anlatayım. Daha doğrusu kendi yediklerimi anlatayım. Çünkü yemek listesini elime aldığımda hiçbir şey anlamadım ve şefin tavsiyesine uymaya karar verdim. Sıralama şöyleydi; önce damak temizleyici olarak garip bir servis yapıldı. Belki hiç garip değildir fakat benim alışık olmadığım her şey doğal olarak bana garip gelecek. Bu noktada affınıza sığınıyorum.
Bir tepside küçük bir kadehin içinde şampanya köpüğü ve yanında nar jölesi ve nar çektirmesi ile getirilen yeşil elma granite. Servis yapılırken şampanya köpüğünün içine beş çeşit baharatın içine karıştırıldığı ballı labsang çayı konuluyor. Ve siz bunları yiyerek yemeğe başlıyorsunuz. Restoranın müdürü Esra Parin açıklıyor; ağzınızdaki tadın değişmesi yani temizlenmesi için öncelikle bu servisi yapıyoruz.
Sonra kapalı bir cam kavanozun içinde limon filizine geçirilmiş tek bir karides geliyor. Portakal, limon kabuğu ve limon yapraklarıyla kavanozun içinde pişirilmiş bu karidesi yanında çubuklarla birlikte servis yapıyorlar. Yani Çin usulü. Karideslerinizi çubuklarla yakalamayı başarırsanız, sarımsaklı rakı sosu ile soya sirkesine bulayıp yiyorsunuz. Bu karidesin hem aroması, hem de lezzeti gerçekten çok hoş.
Sonra masaya tavada pişirilmiş ve üzerine domates çektirmesi ile birlikte müthiş zeytinler geliyor. Zeytinlere müthiş dedim çünkü zeytinin çekirdeği çıkarılıp içine zeytin ezmesiyle karıştırılmış kapari çiçeği konulmuş. Fesleğen yapraklarıyla birlikte servis yapılan bu kalkan aynı zamanda fesleğen yağı ile pişirilmiş değişik bir lezzet.
Bunların üzerine gelen dana kaburgası ise başka bir şey. Karamalize edilmiş bu kaburga sayesinde çok ilginç kelimeler öğreniyorum. Çok uzun süre pişirilen yiyecekler için 'karamelize' tabiri kullanılıyor. Üzerine de tatlımız geliyor. Bir tek limon. İçini boşaltıp (Sadece kabuk kalmış) krema, limon ve greyfurt parçaları konulmuş. Tabii bu limon önce bir şekerlemeye dönüştürülmüş.
Evet, bu okuduklarınıza ne diyorsunuz? 'Doymam' dediğinizi duyar gibiyim. Bana da önce öyle gelmişti ama yemekten kalkarken doyduğumu fark ettim. Yasemin'ce...