27 Eylül 2006
Güzelliğin sırrı, uyum ve ahengi yakalayabilmektir. Zihinsel, duygusal ve bedensel ahengi yakaladığınız zaman, kendinizi güçlü ve iyi hissedersiniz. Bu hal bakışlarınızdan duruşunuza kadar tüm bedeninizden dışarı yansır. Uyum ve ahengin yarattığı titreşimler, kusursuz bir güzelliğin açığa çıkmasına neden olur.
Uyum ve ahengi yakalayan kişi kendisini mükemmel hisseder. İşte bu hal bedeninden dışarı yansır ve bütün herkes onu mükemmel olarak algılar. Mükemmellik duygusu kişinin kendinden memnun biri olmasını sağlar ve böyle biri ışıl ışıl ve etkileyici bir biçimde öyle bir bakar ki, kesinlikle ondan çok etkilenirsiniz. Duruşu ve yürüyüşü kendinden emin, güçlü ve kararlıdır.
İster kadın, ister erkek olun; duygularınızın dış görünümünüze yansıdığını unutmayın.
Hayatından bezmiş, isteksiz, birinin kusursuz bir fiziğe sahip olması bile güzel görünmesini sağlamaz. Hayatı seven, kendine inanan kişilerin bedeninden yansıyan yaşam enerjisi öylesine yoğun ve çekicidir ki, onu görenler kesinlikle çok güzel olduğuna karar verirler. Güzelliğin sırrı, içinizdeki yaşam enerjisini dışınıza yansıtmayı başarabilmek, uyum ve ahenk içinde olabilmektir.
Kendinizi inceleyin. Duruşunuz, bakışınız ve tüm özelliklerinizle siz teksiniz. Ve tipinize en yakışanın ne olabileceğini düşünmelisiniz. Size özel olmalı. Başkasını taklit etmek yerine kendiniz olmaya ve kendinizi sevmeye başladığınız zaman, uyum ve ahengi yakalayabilir ve kendinizi son derece güzel yansıtabilirsiniz.
Hastalık korkusu
Din, felsefe ve kültürlere yönelik duyguların derinleştiğini işaret eden gökyüzünün konumu, inanç ve isteklerin değişeceğini gösteriyor. Korku ve endişeler olayları yanlış değerlendirmeye neden olabilir. Gökyüzünün konumu tedbir gerektiren durumların açığa çıkabileceğini gösteriyor. Ayrıca hastalık korkusu uyandıran durumlar ve kuruntular doğabilir.
Yazının Devamını Oku 26 Eylül 2006
İlaçlar, uyuşturucular ve kimyasal maddelerle ilgili endişe uyandıran durumlar ortaya çıkabilir. Yanılgılardan kaynaklanabilecek sorunlara karşı tedbirli olunması gereken bir gün. Özellikle hayal gücünü tetikleyen olayların uyandıracağı korkuların açığa çıkacağını gösteren gökyüzünün konumu inançların sorgulanacağını işaret ediyor. Alışılmış yöntemlerin uygulanmasını zorlaştıran olaylar, düşünce sistemini değiştirecek yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlayacak.
MEKTUPLAR
* RUMUZ: Mehmet Şerif
Sizin yükselen burcunuz Kova. Doğum anında Güneş güçlü ve sert etkiler almış. Bu yüzden sahip olduğunuz özellikleri açığa çıkarmaya zorlayan olaylar yaşıyorsunuz. Tarzınızı değiştirme zamanı geldiğini işaret eden Satürn’ün baskısından alışkanlıklarınızı değiştirerek kurtulabilirsiniz. Ancak Yükselen Burcunuz Koç ve almış olduğu olumlu etkiler kendinizi ifade etmeyi başarabileceğinizi işaret ediyor. Üstelik, Ay’ınız Başak Burcunda duruyor ve Mars’ın olumlu etkileri altında bulunuyor. Bu durum, sizin duygularınızı iş hayatında güçlü bir biçimde yansıtabileceğinizi gösteriyor. Tabii bu arada seyahat merakıyla birlikte arabalara karşı da sevgi duymanıza neden oluyor. Burcunuzun özelliklerinin dışında maceracı ve son derece meraklı bir yapıya sahip olduğunuzu söyleyebilirim.
* RUMUZ: Ebru ve Ebru
Sorduğunuz astroloji haritası yani horoskop çıkartabilmek için bazı kitaplar edinmelisiniz. Öncelikle bir "Ephemeris" yani gök günlüğü ile evler tablosunun çizelgesini gösteren kitaba ihtiyacınız var. Hesapları nasıl yapacağınız bu kitapların girişinde anlatıldığı gibi hesapların formülünü bulabileceğiniz astroloji kitapları da var. Mesela Boyut Yayınları ve Remzi Kitapevi’nden çıkan astroloji kitaplarında bulabilirsiniz. Bu kitaplardan ayrıca burç ve gezegen sembollerini de öğrenmeniz mümkün. Öncelikle bunların anlam ve özelliklerini öğrenerek işe başlayabilirsiniz. Sonra da bu özelliklerin bir araya geldiği ve açı yaptığı zaman ne çeşit bir özellik açığa çıkarabileceklerini anlamaya çalışabilirsiniz. Elbette astroloji seminerlerine katılarak daha kolay öğrenmeniz mümkün. Ekim ayında başlatacağım atölye çalışmalarına katılabilir, astroloji dersleri alabilirsiniz. Bilgi için (0216) 450 48 10’u arayıp ayrıntıları öğrenmeniz mümkün.
* RUMUZ: A.L. MERSİN
Rüyalarınızın büyük ölçüde çıktığını belirtmişsiniz. Ancak, çoğu zaman gördüğünüz düşlerin ne anlama geldiğini anlayamadığınızı yazmışsınız. Bir anlamı olduğunu hissediyor fakat açıklayamadığınızı belirtiyorsunuz. Öncelikle rüyalarınızı bütün ayrıntılarıyla yazmalısınız. Ayrıca, o sırada ne hissettiğinizi de belirtin. Ve rüyanızı yazdıktan sonra kaldırın. Aradan zaman geçtikten sonra yeniden yazdıklarınızı okuyun. O sırada içinizden yükselen duyguları not edin. Rüyalarda görülen semboller çoğu zaman kişiye özeldir ve bunları hiç kimse açıklayamaz. Ancak, evrensel veya geleneksel semboller içeren rüyalar tefsir edilebilir. Anladığım kadarıyla sizin rüyalarınız da size özel semboller ve mesajlar içeriyor. Bu nedenle rüyalarınızı ancak, kendiniz çözümleyebilirsiniz.
Yazının Devamını Oku 25 Eylül 2006
Gündönümünü Hekate Tapınağı’nda karşıladım. Müthişti! Tabiatın bütün varlıkları bize eşlik etti ve doğa ile bütünleştik. Bize diyorum, çünkü öğrencilerimden oluşan küçük bir grubuz. Ve şimdiye kadar hiç hissetmediğimiz derecede heyecan verici bir deney yaşadık. Doğayı hissettik. Doğanın içinde eridiğimizi ve yok olduğumuzu hissederken aynı zamanda doğanın kendimiz olduğunu anladık.
Hem yoktuk, hem de vardık.
Bu çok farklı bir duygu. Ve bu duyguyu açıklamak neredeyse imkansız. Ancak yaşadığınız zaman anlayabileceğiniz bir deneyim. Fakat size ancak şu kadarını açıklayabilirim; Yasemin olarak bildiğim ben yoktum. Tabiatın içinde eriyip kaybolduğumu hissetim. Fakat eriyip kaybolurken aynı zamanda var olan her şeyle bütünleşiyordum. Tabiatın tüm varlıklarıyla bütünleşiyordum. Ve evrendeki her şeyle bütünleşirken aynı zamanda var oluyordum. Fakat bu var olma hali muazzam bir varlığa dönüşüyordu. Ve bu varlık, bütün evreni kaplayan, ışıl ışıl parlayan ve her şey olan bir varlıktı. Bu bendim ve kendimi olağanüstü bir varlık olarak hissediyordum.
Ağaçlar, çiçekler, böcekler, taş, toprak, hava olmuştum. Hem uzayın bilinmeyen karanlığında parlayan bir yıldız, hem de toprağın derinliklerinde yaşayan henüz keşfedilmemiş bir böcektim. Evrende bilinen ve bilinmeyen her şeydim. Her şeyi tek tek hissediyordum. Her biri başka titreşiyordu ve ben bu titreşimleri hissediyordum. Uyum ve ahenk içinde titreşiyor ve bütünlüğü oluşturuyorlardı ve ben bu bütünün kendisiydim. Kendim dediğim şey yok olmuş, böylesine muazzam bir şeye dönüşmüştü.
İşte bu nedenle hem yoktum, hem de vardım diyorum. Böyle bir tecrübe yaşamamı sağlayan bir zamanların dini merkezi Lagina’da bulunan Hekate Tapınağı’na teşekkür ediyorum. Ve beni buraya getiren içimdeki duyguya, öğrencilerimi buraya getiren duyguya teşekkür ediyorum.
Lagina, Karialıların çok önemli bir dini merkezi. Muğla’nın Yatağan ilçesine 10 kilometre uzaklıkta bulunan Turgut kasabasının sınırında bulunuyor ve şimdiye kadar gördüğüm Hekate Tapınakları’nın en görkemlisini içinde bulunduruyor.
Geçen sene keşfettiğim bu tapınağı ilkbaharda gördükten sonra sonbaharın ilk günü olan ekinoksta tekrar gelmek için niyet etmiştim. Ve niyetimi gerçekleştirmenin ödülü büyük oldu.
Korku suyüzüne çıkıyor
Bugün Akrep burcunda dolaşmaya başlayan Ay, bilinçaltının derinlerinde saklı olan korkuları sembolize ediyor. Açığa çıkan olaylar korku uyandırabileceği gibi korkuların neden olabileceği olaylar da meydana gelebilir. Her zaman olduğundan daha tedbirli olma ihtiyacının açığa çıktığı bir gün. Bilinenden fazlasını görmek, anlamak ve bilmek için kuvvetli arzular uyanacak. Gökyüzünün konumu, ölüm ve ölüm ötesi konulara ilgi ve merakın yükseldiğini işaret ediyor.
Yazının Devamını Oku 22 Eylül 2006
Başak Burcunun 29 derecesinde meydana gelen Güneş tutulmasından en fazla Başak ve Balık burcunun son derecesinde doğanlar etkileniyorlar. Güneş tutulmaları genellikle kişiler üzerinde endişe uyandırır. Ancak kişisel etkilerden çok, kitleler üzerinde değiştirici etkisi dikkat çekicidir. Şayet doğum haritanızda Güneş üzerinde Güneş tutulması meydana geliyorsa, bilinçaltınızda biriktirdiğiniz ve o ana kadar farkında olmadığınız duygular karşılaşacağınız bir döneme girdiğinizi söyleyebilirim.
Tutulmalar genellikle altı ay ile iki yılı kapsayan bir süreç içinde etkilidir. Kuvvetli tutulmaların etkisi bir ile iki yıllık bir süreci kapsar. Bu kez meydana gelen Güneş tutulması zayıf olduğu için üç ile altı aylık bir dönem içinde ortaya çıkan olayların değiştirici etkisi söz konusu...
Olayların sizi etkileyip değiştirmesini beklemeden siz kendi üzerinizde çalışma yaparak kendi dönüşümünüzü şuurlu olarak gerçekleştirebilirsiniz.
Bugün Güneş tutulmasının meydana geldiği saatte, mesela 14:30’da başlayıp 15:10’a kadar sürecek bir çeşit meditasyon yapabilirsiniz. Aslında çalışmaya 14:30’dan daha önce başlamak konsantre olmak açısından daha iyi olur.
Rahat bir şekilde oturun ve dikkatinizi kendinize odaklayın. Zihninizde oluşan düşünceleri tamamen temizledikten sonra dikkatinizi isteklerinize yöneltin. Ve bu isteklerin oluşma nedenini anlamaya çalışın.
Bu sırada zihninizde oluşan düşünceleri tutmayın. Sadece izleyin ve sonra kendinizin istemediğiniz yönlerini düşünün. Ve şimdi bunları değiştirme zamanının geldiğini hayal edin. Hem isteklerinizi gerçekleştirebileceğinizi, hem de kendinizi değiştirip dönüştürecek gücün içinizde uyandığını hissedin. Bu sırada kuvvetli nefes alın ve bu soluğu üç kez arka arkaya tekrarlayın. Aldığınız solukla birlikte havadaki kozmik enerjiyi içinize çektiğinizi düşünün ve soluk verirken istemediğiniz alışkanlıkları, takıntıları ve korkuları verdiğiniz solukla birlikte içinizden attığınızı düşünün.
Sonra rahat bir şekilde oturun ve içinizdeki gücü hissetmeye çalışın. Zihninizi serbest bırakın ve aklınıza gelen hiçbir düşünce veya imaja takılmayın. Sadece sessizlik ve sükunet içinde oturun.
Atılımları erteleyin
Bugün Türkiye saatiyle 14:44’de Güneş tutulması meydana geliyor. Tutulmanın meydana geldiği günler yeni bir atılımda bulunmak için pek uygun zamanlar değildir. Elbette yaptığınız işleri sürdürmeye devam edersiniz, fakat yeni bir başlangıç yapmayı düşünüyorsanız bunu mümkünse tutulmadan sonraki zamana ertelemeniz daha uygun olacaktır. Özellikle alım-satım, yatırım, her türlü anlaşma ve sözleşmelerle ilgili girişimlerinizi yarından sonraya bırakmanızda fayda var.
Yazının Devamını Oku 21 Eylül 2006
Anadolu tanrıçalarından Hekate hakkındaki bilgiler 10 bin yıl öncesine uzanıyor. Daha eski dönemlere ait belgeler bulunmadığı için kabaca 10 bin yıllık bir geçmişten söz ediyoruz. Belki araştırmalar derinleştirilirse daha eski zamanlara gitmek ve belki de nereden gelip Anadolu’ya yerleştiğini keşfetmek mümkün olabilir.
Hekate’nin en belirgin özelliği yol gösterici olması; heykellerinin üç yol ağızlarına dikilmesi ve üç başlı bir kadın olarak tasvir edilmesi... Hekate bir Ay Tanrıçası. Ancak bilinen diğer Ay Tanrıçalarından ayrılan özelliği üç başının olması ve bu başların üç ayrı yöne bakması.
Yeni ay, Dolunay ve Eski Ay olmak üzere Ay’ın bütün dönemleriyle bütünleşen Hekate, Yeni Ay’ı sembolize eden yüzü ile genç kızı, Dolunay ile dişiliğin parlak dönemini, Eski Ay ile olgun ve bilge kadını içinde barındırıyor.
Ay’ın en etkileyici dönemi Dolunay olduğu için Hekate’yi onurlandırma törenleri Dolunay’da yapılıyor, fakat aslında Hekate Karanlık Ay’ın Tanrıçası. Çünkü yol gösterici ve Ay’ın olmadığı zamanlar, bilgiye en fazla ihtiyaç duyulan zamanlardır. Çünkü yol karanlıktır ve nereden gidileceğini bilmek için bilen birine ihtiyaç vardır. Dolayısıyla Hekate, bilgiyi insanlara öğreten tanrıça olarak itibar görmüş olsa gerek.
Anadolu’nun Tanrıçalar ülkesi olduğunu biliyor musunuz?
Sanırım aklınıza ilk gelen isim Kibele... Her ne kadar Artemis gibi görkemli tapınaklara sahip olmasa bile en fazla bilinen Ana Tanrıça... Kocaman memeleri ile tasvir edilen Kibele, doğurganlığı ve bereketi sembolize ediyor ve sanırım bereket ile bağlantılı olduğu için de hatırlanıyor. Ancak bilgiyi veren Tanrıça Hekate yol gösterici özelliğinden dolayı unutulmuş ya da bilgiye ve yol göstericiye olan ihtiyaç bittiği veya bilgiden korkulduğu için geçmişin karanlıklarına gömülmüş.
Başlangıçta iyi olan sonradan kötü olarak algılanmış. Sanırım bunda en büyük payı olan tanrılar... Çünkü Hekate, tanrıçalar döneminin en fazla itibar gören tanrıçalarından biri. Fakat sonra tanrıçalar dönemi bitiyor ve tanrılar dönemi başlıyor. Yani kadınların hükümranlığının bitip erkeklerin gözde olduğu devir başlıyor. Hal böyle olunca dişi unsurun en kuvvetli temsilcilerinin karalanması ve gözden düşmesi için bir program uygulanmış olmalı... Çünkü Olimpos Tanrıçalarından olmadığı halde Olimpos’a kabul edilmiş tek tanrıçanın Hekate olması çok dikkat çekici.
Özgürlük ihtiyacı artıyor
Bugün Ay Başak burcunda ilerliyor. Bu de sabahın erken saatlerinde Uranüs’ü, öğle saatlerinde ise Venüs’ü tetikleyecek ve bilinçaltının derinlerinde saklı bilgilerin aniden ortaya çıkmasına neden olacak. Duygusal tepkilerin sürpriz değişikliklere neden olacağını işaret eden gökyüzünün konumu aşk açısından ilginç gelişmelerin meydana geleceğini gösteriyor. Bir türlü sonuçlandırılamamış işlerin aniden bitmesi heyecan uyandırabileceği gibi endişelere de yol açabilir.
Yazının Devamını Oku 20 Eylül 2006
Göçebe toplumlardan yerleşik düzene geçmiş topluluklara kadar hemen bütün kültürlerde karşımıza çıkan tılsımların, ihtiyaçlarla birlikte amaçları da değişiyor. Güç elde etmek, gücü kontrol etmek, bir işte başarılı olmak, aşk, para, sağlık, düşmanlardan korunmak ve daha aklınıza ne geliyorsa her şey için tılsımların yapıldığını görüyorsunuz.
Ve bu tılsımları kolye ve yüzük olarak takmak, çarpıcı tasarımları kaçınılmaz kılıyor ve bununla birlikte sanatçılar da ortaya çıkıyor. Takılar ve sanat bir süre sonra iç içe girip bir grubun nişanı veya gücün işareti olmaktan çıkarak, kişinin kendisini gösterme ve ifade etme aracına dönüşüyor.
Aslında farkında olmasak bile takılar geçmişin niyetlerini bugün de içinde saklamaya devam ediyor. Daha güzel görünmek, daha gösterişli ve cazip olmak... Kişiliğinizin ipuçlarını taktığınız takılarla bildirmek...
Evet, üzerinizde taşıdığınız takının niteliği, hangi madenden yapıldığı, taşların cinsi ve ne çeşit motiflerle bezendiği çok önemli. Böylece zevkiniz, duygularınız ve kimliğinizin birer işareti olarak sizi ele veriyor. Ya da siz takılar aracılığı ile kendinizi sözsüz anlatıyorsunuz.
Nişan ve etkileme amacına hizmet eden takılar, bu özellikleri değişmeden geçmişten günümüze kadar gelmeyi başaran yegane eşya olsa gerek. Takılar ister tılsım maksadıyla isterse bir cemiyete ait olunduğunun işareti olarak doğmuş olsun ya da başka hangi nedenlerle ortaya çıkarsa çıksın, kültür ve sanat açısından son derece değerli...
Üstelik takıları incelediğiniz zaman, ait oldukları kültürün özelliklerini biçimleyen son derece nadide ve önemli parçalar olduğunu anlayabilirsiniz. Ve bunlara bakıp o kültürün inançlarını, mitolojilerini, kısaca hayatı nasıl anlayıp yaşadıklarını, sembolize ettikleri motiflerden keşfedebilirsiniz. Üstelik bugün yaşamakta olduğumuz dünyanın hangi evrelerden geçip bugünlere nasıl gelindiğini, sanat, yaratıcılık, inanç, anlayış ve kavrayışımızın evrelerini, kısaca nasıl biçimlendiğimizi görebiliriz.
Aslında bildiğimiz ve zevk alarak taktığımız takıların süs eşyasından çok daha fazla bir şey olduğunu düşünmeye başlasak iyi olur. Hem geçmişimizi anlamak, hem de kendimizi ifade etme aracı olarak takıları bir çeşit tılsım olarak kullanmayı başarmak için...
Kararsızlıklar yaşanabilir
Gizli arzuları gerçekleştirmek için büyük bir istek uyandığını işaret eden gökyüzünün konumu, aynı zamanda çok çeşitli fikirlerin açığa çıkacağını gösteriyor. Aşk potansiyelinin açığa çıkmasıyla birlikte ilişkilerde kararsızlıklar da görülebilir. Özellikle çok çeşitli düşüncelerin ve farklı görüşlerin ortaya çıkması, kararsızlık yaratabileceği gibi tedbirli davranmaya da zorlayabilir. Köklü değişiklikler yapmak isteyenler için uygun koşulların meydana geldiği bir dönem.
Yazının Devamını Oku 19 Eylül 2006
Madde dünyasının sarıp sarmaladığı insan, bütün dikkatini dünyaya yöneltti ve tek gerçeğin gözüyle görüp eliyle tuttuğu şeyler olduğuna inandı. Kendi gerçeğinden uzaklaşıp geçici gerçeklerin peşine düştü. Dünyanın maddi kabuğu bedenini ve ruhunu sardı. Böylece evrensel enerjiyle arasındaki doğal irtibat kesildi. İşte bu yüzden şimdi, yeteneklerimize yeniden kavuşabilmek ve kozmik enerjiyle bağlantı kurabilmek için özel metodlar uygulamak gerekiyor."
Evet, üstadlar böyle diyor. Ayrıca şunları da söylüyorlar: Yemenize, içmenize, hatta davranışlarınıza bile dikkat etmeniz gerekiyor. Yani yalan konuşmayacaksınız. Kötü düşünmeyecek ve öfkeli davranmayacaksınız.
Nedir bu kozmik enerji denilen şey?
Hindistan’da prana, Çin’de Ch (Çi) veya Ki, Mısır’da Ka adıyla bilinen bu enerji, kozmik enerjiden başka bir şey değil. Aslında buna yaşam enerjisi demek daha doğru. Yaşam enerjisinin hem içinde bulunuyoruz, hem de bizim tamamen dışımızda. Hem etrafımızı tamamen sarmış durumda, hem de hiçbir irtibatımız olmadan yaşıyoruz.
Tabii tamamen irtibatımız olmadığı söylenemez. Yeterince, olması gerektiği gibi bir irtibatımız olmadığını söylemek daha doğru. Çünkü, yaşam enerjisiyle bütünleşmeyi başaran kişiler hastalanmıyor, ihtiyarlamıyor ve zihinsel faaliyetleri son derece yüksek oluyor.
İşte bu nedenle çeşitli yöntemler uygulayıp yaşam enerjisiyle bağlantı kurmaya çalışıyorlar. Uzak Doğu sporlarının içinde görülen ve insan gücüyle kırılması mümkün olmayacakmış gibi duran ağaç, buz, mermer gibi maddeleri tek bir vuruşla kırma tekniğinin içinde yaşam enerjisi var.
Sayısız yoga öğretisinin nihai amacı kozmik enerjiyle birleşmeye dayanıyor. Ve hemen bütün kültürlerde yaşam enerjisini kullanmaya yönelik sayısız yöntemlerle karşılaşıyorsunuz. Tabii bütün bu yöntemlerin de binlerce belki de milyonlarca takipçileri olduğunu söylemeye gerek yok. Peki başarıyorlar mı?
Kendiniz tecrübe etmelisiniz. Ve böyle bir deneyim yaşamak için dikkatinizi doğaya yöneltip hissetmeye çalışarak işe başlayın. Özellikle canlılığın en yüksek olduğu ortamlarda yaşam enerjisini içinizde hissedebilir ve canlılığınızın artmasıyla birlikte sağlığınızın güçlendiğini ve pratik hayatınızın kolaylaştığını anlayabilirsiniz.
Sürprizlere hazır olun
Endişelerin uyandırdığı baskı duygusu, olayların açığa çıkması için zorlayacak. İsteklerin gerçekleşmesi için güçlü arzuların uyandığı bir dönem. İkili ilişkilerde ortaya çıkan ilginç durumlar son derece dikkat çekici olabilir. Özgürleşmek için güçlü arzuların uyandığı bir dönem. Ancak tedbirli davranmak gerekiyor. Aniden uyanan farklı duygularla davranılabilir ve buna bağlı olarak beklenmedik durumlar ortaya çıkabilir. Parasal konulara yönelik sürpriz gelişmelerin ortaya çıktığı bir dönem.
Yazının Devamını Oku 18 Eylül 2006
22 Eylül Cuma günü Türkiye saatiyle 14:44’de meydana gelecek olan Güneş tutulması Başak burcunun 29 derecesinde oluşuyor. Güneş tutulmasının meydana gelmesinden 18 saat 16 dakika sonra ise Güneş Başak burcundan çıkıp Terazi burcuna geçiyor ve Sonbahar ekinoksunu işaret ediyor.
Güneş Tutulması astrolojik açıdan Türkiye’nin yıldız haritasını tetiklemiyor. Ancak gökyüzünün konumu ilginç olayları işaret ediyor.
2006 yılında kadınların önem kazanacağını işaret eden gökyüzünün konumu, Güneş tutulmasının etkisiyle kadın potansiyelinin uyanacağını ve şimdiye kadar gizli kalmış özelliklerinin görünür hale geleceğini gösteriyor.
Türkiye’de önemli değişikliklerin mimarının kadınlar olabileceğini işaret eden gökyüzünün konumu aynı zamanda dişi unsurun yani yaratıcılığın açığa çıkacağını radikal değişikliklerin gerçekleşmesinde önemli rol oynayacağını gösteriyor.
Bilinçaltının derinlerinde gizli kalmış ve birikmiş olayların uyandırdığı istekler açığa çıkacak ve şuurlu isteklere dönüşecek.
Gizli gücünün uyandığı bu devre içinde halkın duygularını denetlenmesi gereken bir dönem. Duygusal tepkilerin sonucunda açığa çıkan olaylar durum değiştirici olabilir. Fakat aynı zamanda kendi gücünü hissetmesi ve uluslar arası platformda etki meydana getirecek gücü açığa çıkarması da mümkün. Bunun için öfkeli ve sert duyguların dizginlenmesi gerekiyor.
Aslında şanslı bir devre içinde bulunan Türkiye, ortaya çıkan karışıklıkları fırsata dönüştürebilir ve kötü gibi görünen olayları şans olarak kullanabilir. Özellikle yabancılarla ilişkilerde ortaya çıkabilecek karışıklıklar aynı zamanda büyük bir fırsat olabilir.
18 saat sonra gerçekleşen sonbahar ekinoksu Türkiye için çok önemli bir zamanın habercisi. Dış dünyaya karşı kendini savunmaya yönelik kuvvetli duyguların uyanacağını işaret eden gökyüzünün konumu, yuva, aile ve ev kavramlarının güçlü bir biçimde açığa çıkacağını gösteriyor. Derinlerde yatan gizli gücü uyandıracak karışıklıklar iyimser duyguların açığa çıkmasıyla birlikte şansa dönüşebilir.
İyimserlik öne çıkıyor
Aslan Burcunda dolaşan Ay, sabah saatlerinde Merkür-Mars kavuşumunu tetikleyecek ve isteklerin ortaya konması için kuvvetli arzular uyandıracak. Gizli düşmanlıkların ortaya çıkacağını işaret eden gökyüzünün bu konumu aynı zamanda uzlaştırıcı ve birleştirici fikirlerin etkili olabileceğini gösteriyor. Günün ilerleyen saatlerinde duyguların derinleşmesi ve olayların daha derinden incelenmesi mümkün. Aynı zamanda iyimser duyguları uyandıracak sürpriz gelişmeler de ortaya çıkabilir.
Yazının Devamını Oku