Yasaklasak da mı saklasak...

İSTANBUL başta Beyoğlu olmak üzere, “masaların içe alınması OHAL”ine karşı debelenirken, bir “içe kapanma hali” de Başkent’te ortaya çıktı.
Manşetimizden okuyacaksınız.�
Çankaya Belediye Meclisi, işletmelerde “kış bahçeleri”ne izin verilmesi kararını aldı.
Ancak Büyükşehir Belediye Meclisi “Haksız ticari kazanım olur” gerekçesiyle bu kararı reddetti.
Böylece “kış bahçeleri” de askıda kaldı.
GGG
Sigara yasağı zaten işletmeleri vurdu.
Herhangi bir “ara çözüm”e (ayrı bölüm, farklı katlar gibi) hiç bir olanak sağlanmadı. Ötesi bu yönde zihin jimnastiği bile yapılmadı.
Ve restoran, bar, kafe gibi işletmeler yasaktan kaynaklanan ağır kaybını ya “canla-başla” atlattı, ya da atlamadı.
Çevre Sokak gibi yerlerde yazın aylarca süren kazılar, toz-toprak ayrıca vurdu işletmeleri...
Kapatma saatleri ileri-geri alındı, müziğe durmadan hem saat, hem desibel ayarı yapıldı.
Çayyolu Park Caddesi’nde ailesiyle oturan çocuklara neredeyse “sorgu-gözaltı”na varan skandal henüz kabuk bağlamadı...
Şimdi de kış bahçeleri...
GGG
Belki “haksız rekabet” gerekçesi makuldur.
Belki “kış bahçesi” vizesinin tartışma yeri, denildiği gibi Büyükşehir Belediyesi değil Büyük Millet Meclisi’dir.
Yahut, apartmanlara da emsal, ilham olur...
Bilmiyorum.
Ama bildiğim, darbelerle, yasaklarla, özgürlüğü kısıtlayan abuk, yılların mevzuatıyla da kabuk düzenlemelerle mücadele edeceğini açıklayan ve bu konuda önemli adımlar da atan ulusal ve yerel iktidarın, çoğu kez tam tersi örnekler sergilemesidir.
GGG
Kış bahçesi de bunun küçük bir örneğidir.
“Olması gereken”in önünü açacak düzenlemeleri hayata geçirmek yerine, tümünü, toptan “yasaklamak” o mücadele edilen dönemlerin, her zaman ana yöntemlerinden birisi olmuştur.
Belli koşullarda, belli kurallara bağlı olarak bir şeye özgürlük tanımak yerine, külliyen yasaklarsın.
“Metroda müzisyen yasak” dersin, “Büfelerin alayı 23.00’de kapanacak” seferberliği ilan edersin...
Ve bir bakarsın ki, bu yerel-yörel mehter adımıyla  o köhnemiş yasakları kaldıran değil yepyeni yasaklar üreten bir mekanizmaya dönüşmüşsün.
“Düzenleme yapmak” ile “yasaklamak” arasındaki nüansı ben ayırt edebiliyorum.
Ya siz?