Yaralı tarih

RESMİ kayıtlara göre 500 insan öldü/öldürüldü.

Haberin Devamı

Sadece cezaevlerinde...

 

Ölenlerin 171'ine ölüm nedeni olarak "işkence" kaydı düşüldü.

 

"Kuşkulu ölüm..." yazıldı, 300'ünün ölüm belgesine...

 

Ya faili meçhuller?

 

Hala gömüldüğü yer, nasıl öldürüldüğü belli değil onlarcasının.

 

* * *

 

Bugün, 29. yıldönümü 12 Eylül'ün.

 

"Yıldönümü" diyorum, çünkü hala izleri/etkileri sürüyor.

 

Haberin Devamı

Ölmeyip/öldürülmeyip de gözaltında günlerce, aylarca her türden baskı, işkence gören 650 bin insan bıraktı geride.

 

Tüm yaşamı sil-baştan olan 650 bin insan.

 

Ve bugün hala boğuştuğumuz 12 Eylül yasalarını, kurumlarını, zihniyetini...

 

* * *

 

Ve hala yüzleşemedik 12 Eylül ile.

 

O yaralı tarihin hesabını soramadık.

 

Yirmi dokuz yıl önce, "dış(ımızdaki) otorite" ürküttü bizi.

 

Şimdi, "içe mal ettiğimiz otorite" ile itaat mevsimindeyiz.

 

Benliğimizi bıraktık bir kenara, hürriyet yük geldi bize.

 

Hayata katılmayı değil, katlanmayı yeğledik hep.

 

Kalabalık yalnızlıklar oldu, tek pansumanımız.

 

Ama bilmiyoruz ki, yara derinde...

 

* * *

Haberin Devamı

 

Hem kendi yarattığımız bahaneler.

 

Hem, her an siyasette, "ekranlarda" yaratılan farklı gerçeklik, engelledi yüzleşmemizi.

 

Ve gündelik peleriniyle örttü, vicdanımızı da...

 

Irvin Yalom'un "Nietzsche Ağladığında" kitabından bir satırdır belki, "deva"ya giden yol tabelası.

 

Lou Salome'nin doktora söylediği sözler:

 

"Sizden iyileştirmenizi istediğim onun bedeni değil, ümitsizliğidir".

Yazarın Tüm Yazıları