LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
"KÖTÜ miktop, hastalıklı mikrop çık artık babamdan."
Küçük Suna babası için söylemişti bu şarkıyı.
Ali Dinçer’e Aralık ayında karaciğer nakli yapıldığında.
İki yıl kanserle boğuştu.
Yendi gibi bir ara.
Ama olmadı.
* * *
Metroyu yıllar önce öngörmüştü.
Belediye Başkanı olduğu 1977 yılında.
Metronun temelini atıp kazıya başlayınca, ileriyi, bugünün trafik kaosunu hayal bile edemeyenler adını "Çukur Ali"ye çıkarmıştı.
Abdi İpekçi Parkı’nı açtı sonra.
Ve toplu konut projesinde ilk somut adım, Batıkent projesi...
Toplu taşıma verdiği önemi, Türkiye’de ilk özel otobüs yolunu da yaparak da gösterdi.
"Yeni"ye kapalı beyinler yine eleştirdi.
Ama o dinlemedi.
Meğer akrabaları Deliormanlı Ali derlermiş ona.
* * *
Ankara Hürriyet’in her kampanyasına aktif destek verdi.
Her sohbetimizde, yeni projelerin esintileri gelirdi masaya.
AOÇ yağmasına direndi.
Belediyelerin içki yasağı dosyamızda, en sert tepki ondan geldi.
TBMM Başkanvekili olarak:
"Bu özgürlükleri kısıtlamaktır.
Hiçbir yasa belediyelere, Deli Dumrul gibi davranma yetkisi vermez."
* * *
Kimi gün TBMM Genel Kurulu’nu Attila İlhan’ı anarak açtı.
Kiminde Devlet Opera ve Balesi’nde dekolte yasağı girişimini gündeme getirdi.
"Ülkeyi tiyatroya, operaya, baleye gitmeyen, onları kendi inanç dünyasının dışında gören insanların yönetiyor" derdi.
* * *
Aklımda, eşi "Balkan kızı" Yıldız İbrahimova’nın "Bülent Ortaçgil için söylenmiş Ortaçgil şarkıları"nda seslendirdiği o ezgi.
Koyu sesi, serbest caz stiliyle...
Bir ağıt, iç çekiş ile başlayan Yalnız:
"Yalnız yalnız yalnız yalnız
Kimsesiz değil insansız
Koca şehirde bir tek ben mi böyle çaresiz
Koca şehirde seni bulmak imkansız
(...) Yalnız yalnız yalnız yalnız
Kimsesiz değil bu kez sensiz."
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları