PaylaÅŸ
Kutlandı usulca, ama yine haykıramadı şiir kendini.
Geçti gitti, sedasız.
Pazartesi, yani 22 Mart da Dünya Çocuk Şiirleri Günü'ydü.
Ki, onun esamesi bile okunmadı.
* * *
Oysa, şiirin huysuz toprağının kımıldanmasının tam zamanıydı.
Bu yıl bahar erkendi üstelik.Â
İki günü aynı şiire, Can Yücel'in bir şiirine sığdırmak istiyor gönlüm.
Şiiri, çocuğu, masalı, genci/yaşlıyı, yarını ve hatırayı, aynı şiire:
"Belkim bir kertenkeleydim /piç edilmiş bir yağmurun serini
bir güzelin çirkiniydim /çirkinlerin en güzeli
yeşil koşsa güneşlerin gölgesi /ben en hızlı yeşiliydim
kurbağa yarışlarında annemin
* * *
çatal matal kaç çataldım kim bilir /bin dereden bir kendimi getirdim
haydan gelip huya giden bir huysuz /heyheyler içinde bir heydim
belkim yedi belkim sekiz belaydım
* * *
iki gözüm iki koltuk-eviydi /mavilerim bir miyobun koynunda
düdük çalar hırsızlanmış polisler /ben korkudan üstlerime işerdim
üç yıldızlı bir albaydı gökyüzü /karşısında önüm açık gezerdim
ağzı bozuk meymenetsiz bir ozan /rus cenginde çağanozdum bir zaman
* * *
(...) kendi düşen köyler kentler ağlamaz /sur dışında ben oturur ağlardım
ekmek diye bağrışırdı bebeler /elma derler ben ortaya çıkardım
bilmem hangi keloğlanın fesiydim /bir püskülsüz sümbülteber tohumu
fesleğenler yaprak dökmüş şerrimden /bir naraydım kimse bilmez nereden
ya yakından ya uçmaktan gelirdim /belkim ince belkim kalın bir sestim
belkilerin kol gezdiÄŸi saatta
belkim belki bile deÄŸildim..."
* * *
Senede bir gün de olsa, Şeyh Galib misali cüret etmeli yürek, "mumdan kayıklarla alev denizini geçmeye"...
PaylaÅŸ