Sanatçıların skandalları

ŞAİR Özdemir Asaf, “Bir ekmek alayım da, geleyim” deyip, evden çıkar.

Haberin Devamı

Evde çoluk çocuk ekmek beklerken o soluğu Marmaris’te alır.

Niye Marmaris derseniz, -bir şiirinde yazdığı gibi- kedidir kedi:

“Ankara yolundaydı bir gece, Bir gün Marmaris yolundaydı kedi”...

O yaramaz, o oyuncu, o stil sahibi “kedi”nin peşindedir.

* * *

Kılavuzu kedi olan, bu hayatta iflah olmaz.

Yavru bir köpeği severken fotoğrafı vardır ama… “Kedicidir” çoğu sanatçı gibi.

Kendi kedisinin adı da Josephine’dir bu arada...

Napolyon’un cilveli, oyuncu, zeki, kıpır kıpır Josephine’inden mülhem.

Ondandır büyük ihtimal; dizelerindeki o muzır tırmalamalar, hınzırlıklar, cilveli sokulmalar...

Sanatçıların skandalları

Herhal sanatçılar olmasa, böyle renkli “skandal”lardan, çok ayıp sorumsuzluklardan mahrum kalırdı da fena halde merakımız...

Haberin Devamı

Nefsimizi, politikacıların ütülü skandallarıyla tatmin etmeye çalışırdık.

Bayılırız biz, sanatçıların bize benzemeyen huylarını eleştirmeye...

Hatta onları skandaldan skandala yuvarlamak için, bazı meslektaşlarımız gibi pusuya yatar, tuzak sorularımızla olta atarız. 

Asaf öylelerine, “Yemi çıkar, oltayı göreyim” der ama, ne çare...

* * *

Onlarla da bitmez, çilesi.

Kimi de kendini sanatın kantar müdürü sayar, Asaf’ın dizelerini şiirden saymaz.

Varsın kelime oyunu desinler, varsın kalibresi kantarımızdaki “şiir”e denk gelmesin...

Benim de başucu şairim değildir ama, “Yaşamak değil, beni bu telaş öldürecek” diyen, un kurabiyesi ile rakı içen, yeşil pelerinle gezen birini, yok saymam.

* * *

Asaf, 25 yıl önce 28 Ocak’ta öldü. 58 yaşındaydı...

Şiiri gibi, yazdığı gibi yaşamış.

Doğan Hızlan’ın dediği gibi, “Kolay okunan, zor anlaşılan” dizeler yazmış.

Olsun vağsın, “R”leği de pek söyleyemesin, o güzelim ahengiyle şiiğ okuğken...

Varsa eksiği de oradadır hayatının, fazlası da.

 

GİTMEK Mİ ZOR, KALMAK MI...

 

HABER, Hürriyet Ankara’nın manşetinde yer aldı.

Haberin Devamı

Savaş nedeniyle ülkesinden kaçmak zorunda kalan Suriyeli bir ailenin 36 günlük bebeği ölmüş.

-20 dereceye ulaşan ayazda, yaşamaya çalıştıkları, derme-çatma naylon çadırda...

Adı Ebru.

Adını seslendiklerinde, dik tutmaya çalıştığı başını o  tarafa döndürmeyi bile bilmiyordu daha...

Denir ya; kırkı çıkmamıştı.

Ne garip, 40’ın doğumda ve 40 mevlidiyle ölümde buluşması. 

* * *

Daha önce kaçmaya, yeni bir hayat kurmaya çalışırken Yunanistan yolunda boğulan, 3 yaşındaki bedeni kıyıya vuran Aylan’ı konuştu dünya.

O kaçmaya çalışırken vurdu kıyıya...

Ebru bebek, burada kalmaya çalışırken...

Bizim de ömrümüz anlamaya/anlatmaya çalışırken son bulacak, öyle ya da böyle rahat döşeğimizde.

 

Yazarın Tüm Yazıları