Paylaş
Kent gazeteniz, birlikte nefes aldığı “mahalle”leri değişik periyodlarda esnafı, firması, ticareti, hayatı, nefesi/nefes darlığı ile de “dosyalar” halinde evinize getirecek.
“Mahallede Hürriyet” ile...
Bu sadece caddelerin, sokakların sayfalara yansıması değil, “mahalle” kavramının üzerini örten külün de üflenmesi aslında.
Çünkü yiten komşuluğu, yok edilen hafıza mekanları, esnafıyla unutuldu mahalle...
* * *
Unutuldu... Anlamını bilmeyene de Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne bakmak kaldı.TDK “mahalle”yi, “Bir şehrin, bir kasabanın, büyükçe köyün bölündüğü yapı bölgeciklerinden ve insan topluluklarından oluşan en küçük parçalardan her biri” olarak tanımlıyor.
* * *
Ama niyetim. “mahalle”nin en küçük idari birim olduğundan filan söz etmek, değil. Yani “muhtariyet” değil, derdim.
Asıl üzerinde durmak istediğim, belki daha “edebi”, daha “tınısal”, hatta daha “nostaljik” bir şeyler.
“Mahalle” kavramının daha canlı, daha yaşayan, daha homojen, içi daha dolu/daha özgün yönleri, hatta “ruhu” belki...
Misal, Çankaya’nın Birlik’i ile Cinnah Caddesi, Bahçelievler’de 7. Cadde’nin kıyısındaki “mahalle” ile, Beşevler’e yakın, Anıtkabir’e yaslanan küçük sokaklardan oluşan “mahalle” bile bir değildir.
Vardır, sosyo-ekonomik, kültürel hatta “coğrafi komşuları” açıdan farkları...
İşte, orada, o farkta zaten nefes.
* * *
Biz, mahalle dosyamız sayesinde öğrendik. Meğer, Zeki Müren (de) Papazın Bağı’nı çok severmiş.
Ben de bu sayede hatırladım onun sesini ne kadar sevdiğimi, özlediğimi..
Paylaş