Mahalle kardeşliği

BİZİM kuşağın çocukları için çevredeki hemen her nesne olası bir oyuncaktı.

Haberin Devamı

Kalastan tornet, farları gazoz kapağı...

 

Sonra büyüdük.

 

Her nesne "takı-aksesuar" gelmeye başladı bize.

 

"Yaratıcılığımıza" mahallenin esnafı da ortak oldu.

 

Mesela o günlerde Emek 4. Cadde'de Birlik Taksi'nin yanındaki tesisat tamircisi...

 

Gündelik çay kaşıklarını, düzeltip, eğip-büken ve parlatıcı macunla "şövalye yüzük" eyleyen oydu.

 

Onun sayesinde, yüzük kardeşi olduk.

 

Haberin Devamı

Sadece yaratıcılığımıza değil "suçumuza" da ortak oldu elbet.

 

Otomobillerden söküp getirdiğimiz armalar, kolye oldu onun tezgahında ve kemer tokası.

 

Onun sayesinde, "eksik" kalmadık, incecik ayak bileğinde Bodrum işi deri bileklikle kuğu gibi/buğu gibi gezinen sevgililerimize...

 

Çünkü "armalardır -o günlerde- her şeyi kararlaştıran"...

 

* * *

 

Arkadaşım Levent Seğmen'in, Fatih Aktimur'un objektifi ve satırlarıyla hayata geçirdiği projenin adı işte ta oralardan, o mahalleden geliyor:

 

"Mahalle Kardeşliği..."

 

O şövalye yüzükleri, biraz daha büyüyünce parmağımızdan çıkardığımızda...

 

Sanmayın ki yüzük kardeşliğini yitirdik; aslını koyduk yerine:

 

"Mahalle Kardeşliği..."

 

* * *

 

Haberin Devamı

Bugün 4. sayfamızda, "Mahalle Kardeşliği"nde mahalle esnafımızı okurken, eminim sizi de gezdirecek oradaki satırlar.

 

Ben ise, yüzük parmağımdaki pırıl pırıl çay kaşığını hatırlayacağım.

 

Ve karıştıracağım hatıralarımı, Metin Altıok'un dizelerinin deminde:

 

“Bir yüzük yaptım sana güvercin teleğinden

 

Bir yüzük bükerek hoşçakal sözcüğünden

 

Bir yüzük yaptım belli belirsiz,

 

Eski bir gramofon sesinden.

 

Bir yüzük serçe parmağın için,

 

Bulutsuz bir gecede kayan yıldız izinden.

 

Bir yüzük yaptım terli bir yüzük,

 

Avucumdan geçen ince hayat çizgisinden.

 

Yanmasını bilen bakır bir yüzük,

 

Evime akım taşıyan elektrik telinden."

Yazarın Tüm Yazıları