Paylaş
Gömülmek yerine yakılmak fikri, hatta isteği, benzer cümlelerle hemen her yıl sızar gündeme. Bir kaç gün konuşulur heves heves, sonra kül olur.
En son Meral Okay’ın vasiyetini hatırlıyorum. Göksu Göksel ile 8 Kasım 2010’da yaptığı şöyleşiyi:
“Ölünce yakılmak istiyorum. Çünkü toprağa değil küllerimle suya karışmak istiyorum.
Üstelik yasal olarak hakkınız da var. Ama Türkiye’de o yasa kullandırılmıyor...”
* * *
Öncesi de var. Ayşe Arman ile 8 yıl önce yaptığı röportaj:
“Kendi ölüm biçimime ve ritüelime kendim karar vermek istiyorum. Dünyaya gelirken bu kararlara eşlik edemiyoruz. Ama izin versinler de, son yolculuğumuza nasıl istiyorsak öyle çıkalım. Öldükten sonra bedenimizle ne yapacağımız bizim tasarrufumuzda olmalı. Ben yakılmak istiyorum.
Çünkü ben toprak sevmem, su severim. Beni yaksınlar, küllerimi de götürüp Gökova’ya bıraksınlar...”
* * *
Ben Okay’ı hep “Yine mi güzeliz, yine mi çiçek” dizeleriyle hatırlıyorum. Ve Fatih Akın’ın Duvara Karşı filminde Sibel Kekilli’nin o şarkı eşliğinde sofrayı hazırlamasıyla...
Ankaralı, Anıttepe Lisesi mezunu Okay, sevgili eşi Yaman Okay’ı kaybettiğinde 34 yaşındaydı. Sığamadı bozkıra, İstanbul’a taşındı, o güzelim suya...
9 Nisan 2012’de hayata veda etti, 53 yaşında.
Vasiyeti suya yazılmıştı sanki, kendisi toprağa karıştı Zincirlikuyu Mezarlığı’nda.
Oysa, “Bari bu hakkı(mı) bana verin” diyordu, her cümlesi...
* * *
Ömrü uzun olsun, yakılmak Yıldız Kenter’in de vasiyeti:
“Ben yakılmak istiyorum. Zaten mecbur olacaklar ileride bunu yapmaya. Mezarlıklar adam almıyor artık...”
* * *
“Yakılma hakkı”, dünyada da istatistikleri alt-üst ediyor.
The New York Times’ın Kuzey Amerika Kremasyon Derneği’nin verilerinden derlediğine göre, Amerikalıların yüzde 45’i öldükten sonra gömülmeyi değil, yakılmayı istiyor.
Çeyrek asır önce yüzde 15 olan bu istek, artık üçe katlanmış.
Gazetenin yazarlarından Tom Brady, “Bir sevdiğinizin toprak yerine, raftaki bir kapta olması fikri, ABD’de eskisi gibi tabu değil” diyor.
Ve yakılma ritüelinin, duyguların ötesinde bir başka yönüne, ekonomisine de dikkat çekiyor. Yakılmanın bin 600 dolara, geleneksel bir cenaze töreninin ise 10-16 bin dolara “patladığını” aktarıyor.
* * *
Beni ise Okay’ın sözcükleriyle birlikte, Nazım’ın dizeleri yakalıyor bu mevzuda:
“Ben senden önce ölmek isterim /İyisi mi, beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun
(...) Fedakârlığımı anlıyorsun: vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan /senin yanında kalabilmek için.
Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız /külümün içinde külün...”
Paylaş