Paylaş
Ticaret Kanunu Tasarısı, kamyon -arkası- yazılarını da kaldıracakmış.
Evet inanamıyorum, ama doğru yorumlandıysa asla katılmıyorum.
* * *
Öncelikle birey hukuku, bireysel hak ve özgürlükler açısından.
Hatırlar mısınız bilmem.
Sigara yasağı ile ilgili düzenlemeler tartışılırken, özel otomobillere de sigara yasağı getirilmesini istemişti bazı "ufkuevvel"ler.
Tıpkı zinanın suç sayılması, hapisle cezalandırılması girişimi gibi.
Olmadı tabi.
Bireyin hayatına, özel yaşamına/özel yaşam alanına müdahale etme ihtirası, demokrasiyle geçinemeyenleri anında eleveren "karakteristik" örneklerdendir herzaman.
Şu kamyon yazıları meselesi gibi.
* * *
Diyelim ki tasarı, kamyon yazılarının "yasadışı/ahlakdışı" potansiyelinden yola çıkıyor.
Kamyonun arkasındaki yazı zaten müstehcen ya da bölücü-yıkıcıysa, ola ki "anayasayı, tağyir, tebdil ve ilga"ya yelteniyorsa, bizde cezası ilelebet vardır, bellidir.
Ama yasalara aykırı değilse, kamyonun arkası, kamyon sürücüsünün egemenlik alanıdır.
Yok tasarının amacı, arabeskin, kültürel erozyonun, dejenerasyonun önlenmesi, ayıklanması gibilerinden "dostmodern" bir çabaysa...
Ona da diyecek sözümüz olmalı elbet.
* * *
Kamyon yazılarını sadece yoz, arabesk vecizeler olarak görmediğimi söyleyeyim öncelikle.
Minibüs ve taksilerin arkasındaki yazılar bir yana, bana kamyon yazıları hep daha farklı gelir.
Sanki uzun yol sürücüsü olmak ile ilgili sırlar, ipuçları, hatta hikayeler bulurum o yazılarda.
Ve kuşkusuz hüzünler, hasretler...
Eğer kamyonun arkasında "Bir sana bir de sabah uykusuna hasretim" yazıyorsa, bu cümle benim için arabesk bir inleme değil, başka bir hayata dair mütevazı bir aforizma, bir iç geçirmedir.
Bir yönüyle, "uzun yol folklorü"dür de...
Yarın devam edeceğim.
Paylaş