Kaç bahar daha...

BİR sonbaharı daha idrak ettik, karı-ayazı, ulaşım-dolaşım kaosuyla kışı bekliyoruz.

Haberin Devamı

 Ben sonbaharın gelip geçtiğini soğuyan havayla değil, restoranların bahçesindeki masalar içeri alındığında anlarım...

Gerçi o da değişti bir kaç yıldır.

Sigara yasağı nedeniyle, bahçeler hâlâ yaşıyor. Eğer "yaşamak denirse...

Mantar ısıtıcılarla, yahut daha organize açılır-kapanır tavanlı, katlanır-kaldırılır cam-çerçevesiyle...

Ve herkes, her yıl yeniden öğreniyor sanki:

“Yasaklar, kendini yeniden üreten çözümlere de kapı aralar... İyi ki, aralar.”

* * *

Herkese, her mevsim farklı geliyor elbet.

Sokağımızın köşesinde patlamış mısır satan mahallenin yaşlı amcası için kış, yakası sıkıca iliklenmiş yün gömleğinin üstüne, imitasyon yelek giymekti.

Ve artık yavaştan, haşlanmış mısır tezgahına geçmek...

Lakin onu kaybettik, geçen yıl.

Bir ömür, koca bir hayat,  4 mevsim, aynı sokağın aynı köşesinde geçti, öyle de son buldu.

* * *

Haberin Devamı

Simitçi derseniz, yün beresini başına iyice geçirecek, atkısını dolayacak, ama perçemini dışarda bırakacak yine.

“Akşam simidi” bir süre sokaklara veda edecek.

Milli Piyangocu daha çok kahvelere, meyhanelere yönelecek.

Talih Kuşu da üşür, abiler.

* * *

Kış geldi ya... D.J.’ler radyoda daha sık çalacak; “Ayrılık da sevdaya dahil”i...

Liseli aşıklar, artık gözden uzak-dilden ırak park sıkıntısı çekmeyecek.

Kar herşeyi örttüğü gibi, sırları da alacak kuytusuna... O çocuksu kaçamakları.

Ve “cep kanyağı” kolay ulaşılan raflara aktarılacak, tekel büfelerinde.

* * *

Kar, bahçeleri bahara kadar emanetine, kollarına alan bir yorgan olacak.

Sokak köpekleri, gündüzleri de yiyecek arayacak mecburen. Çaresizce...

Kediler, yeni park eden, motoru hala sıcak arabaların kaputuna bırakacak pati izlerini.

Mevsim dona çekince, içecek bir yudum su da arayacaklar.

 Kasımpatının da mevsimi bitecek, yeni yıl gelirken. Salkımsöğüt kendini bir anda boşalan gözyaşı gibi, tümden dökecek.

Ve apartman boşluğuna taşınacak sardunya.

* * *

Bir yönüyle hüznün güzelliği.

Diğeri, güzelliğin hüznü...

Doğanın geri çekilme zamanı.

Ya insanın?

Onun da belki, benim gibi dudaklarının arasından o mahut cümle dökülecek:

“Kimbilir, kaç bahar daha kaldı yaşayacağımız...”

Yazarın Tüm Yazıları