İç denizlere mavi yolculuk

"İNSANI mı konu edindim: insan gibi yaşayayım kendimi vere vere, dolu dizgin, coşkunca yaşayayım ki insanı anlayayım, insanı söyleyebileyim...

Sevgiyi ahlak edindim kendime..."

Bu satırların yazarı Azra Erhat tam 26 yıl önce bugün ayrıldı dünyadan.

Sevgiyi ahlak edinmek...

Ne cesur, ne uçsuz bucaksız, ne yaman niteleme.

Ve asi...

Ankara Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi’ni bitirdi Azra Erhat.

Klasik Filoloji Bölümü’ne asistan olarak girdi.

Doçent olduktan sonra atıldı üniversiteden.

Sol eğilimli olduğu gerekçesiyle...

Türk kahvesinin kıt olduğu günlerde, Sakarya Caddesi’nde 100 gram kahve bulduğunu yazar, sonradan.

Dükkandan çıktıktan sonra elindeki kahve paketçiğini koklayışını.

O sırada yanında birisi "Oh..." çeker, "Ne güzel" gibilerinden.

Hasan Ali Yücel hani çağın en güzel gözlü maarif müfettişidir, alaylı gülümsemesiyle "Oh..." diyen.

Erhat üniversiteden, o milli eğitim bakanı koltuğundan ayrılmıştır.

* * *

Onu, yaşamındaki bu yolculuğundan çok "Mavi yolculuk" ile anarız.

Mavi yolculuğun kaşifi odur, Sabahattin Eyüboğlu ve Halikarnas Balıkçısı ile birlikte.

Ki Mavi yolculuk o "tayfa" için, "doğadan, akışından kopan, yabancılaşan" insanın başkaldırısıdır.

* * *

Göcek’te, Gökova’da binbir mavinin, mavinin her an değişen tonlarının ve o renklerin, denizin, gökyüzünün fonundaki sohbetler, arındırır insanı.

Geceleri yıldızların ne kadar yakın olduğuna şaşırır insan.

Bazen ayışığında sıçrayıp, pullarıyla denizi yakamozlayan balığa...

Bu yönüyle tatilden çok, kendine geliştir belki.

Bir yere gidişten çok, kendine dönüş.

Denize değil, insanın kendi iç denizlerine yolculuk.

Aranan değil birden bulunan bir şey...

Sevgiyi ahlak edinmek gibi.
Yazarın Tüm Yazıları