Paylaş
İŞİMİZİN tabiatı nedeniyle, havaalanı mesaimiz yoğun oluyor genelde.
Havaalanına en az yarım saat önceden gidişi; 1- Havaalanında, 2- Havada, 3- Yerde, uçağın içinde bekleyerek, üç ayrı tür rötarıyla sevimsiz bir mesai aynı zamanda.
Eh, bir de tiryakisine sigarasızlık cabası...
Karayoluyla kaçamıyorsanız bu eziyetten, okuyacak sürükleyici bir kitap tek çare.
* * *
Geçenlerde kitap alamadım yanıma.
“Nasıl olsa havaalanından alırım” diye dert etmedim.
Müşkülpesent bir seçim olmayacak zaten. Bir deneme, öykü kitabı zaten ideal.
Olmadı, polisiye klasiklerinden okunmamış birisi, hatta Stephen King’in bir kitabı da...
Zaman sınırlı, daldım kitapçıya.
Hızla göz gezdirdim; aradığım evsafta bir şeyler göremedim.
Ya hiç okumak istemediğim yazarların çok satan kitapları, ya da sağdan/soldan uçak kaldırmayacak “fikir” eserleri...
“Stephen King’in kitapları nerede” diye sordum, bir tanecik varmış. O da bir serinin ara kitabı...
Baktım, baş köşede dünyayı sallayan o meşhur kitap duruyor. Grinin Elli Tonu.
Zaman yok ince eleyip-sık dokumaya, aldım.
* * *
Uçakta, arka kapağından başladım göz atmaya.
Kitabın arkasında aynen “Erotik Romans” notu var. Erotik roman değil, “romans”... Demek, sadece kullanışlı değil, “dokunaklı” da aynı zamanda.
Bir not daha, “Yetişkin okurlar için”.
Eh, bizim de yetiştiğimiz şeyler oldu şükür, okumanın bir mahsuru yok. Başladım okumaya... (Paragraf-sayfa atlayaraktan hızlı okuma tekniğinin, işe yaradığı ender kitaplardan)
Ve daha ilk satırlarda ne halt ettiğimin farkına vardım.
* * *
Dün yazımda sözünü ettiğim Love Story filmi gibi özetleyeyim:
“Fakir, masum üniversiteli genç kız, mülti milyoner genç, yakışıklı işadamı ile tanışır. Aralarında ‘efendi-köle’ ilişkisi başlar...”
Love Story özetindeki gibi, sonunu söylemeyeceğim. Kız kanser olmuyor, okuyan kanser oluyor bu mevzuda...
Zaten kitabı bitirmedim ama, sonu filan da yok anladığım kadarıyla; Karanlığın Elli Tonu, Özgürlüğün Elli Tonu diye gidiyor devam kitapları...
Ha, Grinin 50 Tonu deyince, 50 çeşit aşk-meşk, “fantaazi”, Kamasutra çeşitlemeleri filan bekleyen varsa uyarayım. Sayamadım ama, bir elin parmağını geçmez.
Bence o 600 sayfalık kitaptan, anca bel -altı- yastığı olur.
Paylaş