LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
SOKAK müzisyenleri için "mevsim" başlıyor.
Nefesli, telli, tuşlu, vurmalı çalgılar yine kaplayacak sokakları.
"Başkent müziksiz kalmasın" kampanyamızın ilk baharı da olacak önümüzdeki aylar.
Dilerim, bahar gibi birdenbire yayılırlar sokaklara.
* * *
Göçmen akerdionları duyuyoruz arada.
Cinnah Caddesi’nde.
Bahçelievler-Emek’te.
Daha çok Viyana valsleriyle.
Hohner akordionuyla Madam Anahit geliyor aklıma.
Kara gözlüğü, bayrak kırmızısı gülümsemesiyle.
Eksildi Çiçek Pazarı’ndan.
Ya Fatih Akın’ın "İstanbul Hatırası".
Siya Siyabend’in sokak şarkıları.
Neşet Ertaş’tan Coltrain’e dolaşan.
Aslında İstanbul değil Ankara bizi hapsetmiş yıllardır:
"Bizi hapsetmiş, eski bir banta kaydetmiş"...
* * *
Bir sokakta müzik varsa, artık o sokak aynı değildir.
O müziği duyduğunuz da siz de aynı değilsiniz.
Ben de değilim.
Kıpırdatır içini insanın.
Ve adımları değiştirir, sokak müzisyenleri.
Gizli -gözden saklı- bir tempo verir, adımlara.
Utangaç bir muziplik.
Parkın ortasında, ’Irish tap dance’dan bir figür yapmamak için zor tutar insan kendini.
Bir an için de olsa, ele geçirir insanı.
Öfkenin, yorgunluğun, umutsuzluğun, sıkıntının, bunalımın, sıradanlığın, ele geçirdiği insanları bile, bir an ezgi ülkesine götürür.
Tek düze ritmini, ezberini bozar gündelik yaşamın.
Müzik değiştirir.
Tarar dağınıklığın saçını, öper kulağından.
"Daha çok müzik, daha çok yerde..." olmalı yeni bir bahar kampanyasının adı.
Metro dahil her yer açılmalı sokak müzisyenlerine.
Fark için, -baharı- farkındalık için.
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları