Aşk memnu RTÜK memnun

Romanın yayınlanmasının üzerinden, yüzyıl geçmiş...

Sen kalk, hala romanı yeniden yazmaya, diziyi/senaryoyu/sahneyi sünnet etmeye çalış.

RTÜK ilk cezasını, dizideki sevişme sahnelerinin "ateşli, uzun, ayrıntılı, ölçüsüz ve Türk aile yapısına aykırı" olduğu gerekçesiyle kesmişti.

Diziyi seyretmedim ama RTÜK'ün ilk cezasının ardından internetten o "meşhur" sahneyi izlemiştim.

Gayet sıradan ve çekimi, oyuncularıyla "sinemasal haz" yaratmayan, "aşk olsun torba dolsun" türü bir sahneydi bana göre.

Ama bu başka mesele...

* * *

Diziye ikinci ceza da "ihanetin onayladığı" gerekçesiyle geldi.

Tuhaf bir yorum da yapıldı.

"Dizide ihanet rollerini üstlenen sanatçıların halk tarafından sevildiği ve böylelikle de ihanetin toplumda onaylanır hale geldiği, bu durumun da toplumu zedeleyeceği" öne sürüldü.

Tecavüzcü Coşkun ile Kötü Kadın Suzan mı oynasaydı, ihanet, sevişme sahnelerini...

* * *

RTÜK'ün bu tür kararlarının altında, sadece ekranı değil, seyirciyi de "tek tipleştirme" duygusunun yattığını düşünüyorum.

Seyirciyi önüne konan herşeyi onaylayan bir "mahluk" olarak görmek, ayrı bir tartışma...

Ama RTÜK'ün sansürü ve bu nedenle TV kanallarının otosansürü, çığrından çıktı artık.

Filmlerde sigaraya, içki kadehlerine, kana, çıplaklığa, ayrıca reklam unsuru taşıyabilecek her nesneye konulan mozaikler, "seyir keyfi" diye bir şey bırakmadı.

Ayrıca bir çok filmin kareleri, makaslamalarla zaten atlaya zıplaya gidiyor.

Oyuncuların argo ya da küfürleri de biplenince, çapraz bulmacaya dönüşüyor bir çok film.

"Sakıncalı" filmler zaten geceyarısı gösteriliyor.

Ötesi film başlamadan önce, +13, şiddet cinsellik vb. uyarılar var.

Peki daha ne olacak?

Kim, kimden, neden korunuyor.