“Akşam” ve festival

EKRANLARDAN gördüm, haberleri hazırlarken çekilen fotoğraflardan da...

Ama “Büyük Ankara Festivali”ni bire bir ancak önceki akşam, festivalin kapanış gününde yaşadım.
Gördüğümden de canlıydı ve ilginçti ötesi...

Öncelikle, “akşam kalabalığı” şaşırttı beni.
Bu şaşkınlığı, biraz açmamda yarar var.
“Belediye konserleri”nin, Tatlısesli, Gündeşli ücretsiz açıkhava organizasyonlarının kalabalık olmasında şaşıracak bir şey yok elbette.
Her fırsatta, her yıl yaşanıyor. Hatta finansmanı tartışma, eleştiri konusu da oluyor.
Kapanışı renklendiren bir etkinlik de, 211 çiftin toplu nikah ve düğünüydü.
Sanatçısı, dansı, gelinliği-damatlığı, pastası, hediyeleri, nikahın ardından gökyüzüne yükselen kalp biçimindeki havai fişekleriyle, sadece ihtiyacı olanlara değil belki de bir çok insana nasip olmayacak, görkemli bir törendi.
Bunlarda da şaşıracak pek bir şey yok.

Ama önceki akşam Hipodrom’da gördüğüm bir düğün ya da konser kalabalığı değil, “eğlence izdihamı”ydı.
Özcan Deniz ve Niran Ünsal konserleri için, o alanda ayrı bir kalabalık vardı.
Ama ilçe belediyelerinin açtığı rengarenk standlar, özel pavyonlar da tıklım tıklımdı.
Her kuytudaki, köşedeki mini etkinlik alanları, özel standlar da...
Akşam yaşıyordu, oraları...
Akşamı yaşıyordu, gülerek, oynayarak, dolaşarak...

Üstelik pazar günüydü.
Yani çamaşır-ev işleri, pazartesi mesaisinden hemen önceki boş ama genelde evde “ölü” geçen gün...
Nitekim festival boyunca hafta içi ve cumartesi günlerinin gördüğümden de kalabalık, renkli olduğunu öğrendim.
Ve festival boyunca Hipodrom’un gece 12.00’ye kadar dolu olduğunu da...

Demek ki, eğlenceye, “akşam”a, o “hayat”ı özlemiş Ankara.
Sadece böylesi festivallere değil, her renkten, her türden organizasyonlara hazır.
Muhtaç hatta...
Bu fırsat, otobüsü, metrosu ile yaygın bir gece ulaşımı ile, festivallerin her yelpazede, kentin her farklı semtine, yaş grubuna hitap eden geniş bir yelpazede düzenlenmesiyle de desteklenmeli...
Tebessümü de özlemiş Ankara.
Yazarın Tüm Yazıları