Paylaş
Dağı yaşa(ya)madığım için pek yer etmemişti belleğimde.
Bir daha da gidemedim.
Ama 3 yıldır o geliyor bana.
Ayazını getiriyor haberler, her yıl...
* * *
Aladağlar’ın Demirkazık zirvesi 2006 Şubat’ında Zümrüt Işık’ı, Bahar Ural’ı, Nilgün Acar’ı, Soner Kolçak’ı aldı.
Hepsi 20’li yaşların ilk çeyreğinde, hepsi Hacettepeli...
Bir yıl sonra ODTÜ’lü iki gençle geldi ayaz haber.
ODTÜ İnşaat Mühendisliği öğrencisi Bürkan Yüksel.
22 yaşındaydı.
İsminin anlamı, “yanardağ”.
Utku Kocabıyık ise 25 yaşında.
100. Yıl İşçi Blokları’nda oturuyordu.
Tipi bastırıyor birden, düşüp asılı kalıyor kayalıklarda iki yakın arkadaş. O gün, yani 1 Ocak doğumgünü Utku’nun.
* * *
Ve 1 Ekim 2008.
Müzisyen, gitarist, besteci Tanju Duru.
Ölümünden bir yıl önce yaptığı Duru Zamanlar albümünü hatırlayacaksınız belki.
Doğa tutkunu, Barışa Pedal hareketinin aktivistlerinden.
Demirkazık zirvesine tırmandıktan sonra dönüşe geçiyorlar.
Kayıyor yamaçtan Duru, düşüyor.
Bir süre konuşuyor yanına ulaşamayan arkadaşlarıyla, uzaktan.
Sonra tüm seslenişler, yanıtsız kalıyor.
O bekleyiş, Ezginin Günlüğü’ndeki bestelerinden birisini düşürüyor aklıma.
Ataol Behramoğlu’ndan bestelediği, “Sen Giderken”i:
“İnsan neler duyar anladım o zaman
Can alıp başını benden giderken...”
* * *
Bir kez gördüm Aladağlar’ı, uzaktan.
Bir daha gidemedim, gideceğimi de sanmam.
Heves de yok artık, tevekkül de; bir acıyı yerinde öğrenmeye.
Ağla Aladağlar, her ayazında ağla...
Paylaş