ALTMIŞLI yıllarda “Ecnebi” sanatçıların kırık bir Türkçe’yle Türk Hafif Müziği söylemesi acayip modaydı...
Bayılırdı o kuşaklar, bir yabancının Türkçe okumasına... Juanito İspanya’dan gelir “Arkadaşımın Aşkısın”ı okur, ikinci vatanı da anında burası olurdu. Marc Aryan “Dünya Dönüyor” derken, Pepino Di Capri ünlü “Melancolie im Septembre” şarkısını, “Melankoli ne güzelsin, rüzgardan, yağmurdan gel bana” diye girerdi araya... Sacha Distel “Kime derler, sana derler” ile gönül alırdı. Dario Moreno (asıl adı David Arugete) da vardı ama o ayrı. O zaten Aydın doğumluydu...
Ama o kuşak herhalde Adamo’yu tek geçer. “Her yerde kar var” dört mevsimin marşıydı; ki kumsalda insanlar o şarkıyla dans eder, buram buram terlerken “Her yerde kar var” derdi. Güftesi de kelime oyunu gibiydi: “Karda zordur yürümek” diye başlayıp, “Yürümek zordur karda” filan diye aynı minvalde devam ederdi. Madem her yerde kar var günlerdir. Adamo’yu fon eyleyip, karda araba kullanmak zordur” diye devam edelim biz de. Ve geçerken, kara meydan okuyan, buzu filan takmayan sürücülerin haleti ruhiyesinden söz edelim: * Karda sol şeritten gitmek, olmadı kolay sağ-sol makas yapmak için yolu ortalamak, böylece iki şeritli yolu tek şeride düşürmek. * Camdaki karı temizlemeyip, ön camda sadece baktığı yer kadar küçük bir pencere kazıyıp, gördüğü yeri de anca o kadar yapıp “at gözlüğü” ile gitmek. * Dörtlüleri yakınca kendini ambulans, geçiş üstünlüğüne haiz araç sanıp kaya-kaya “Açılın, ben geliyorum” tavrıyla seyretmek. * Aynı “Savulun geliyorum” tavrını, korna çalarak (da) göstermek. * Buzun üstünde freni kazıklayıp, otomobil kayınca da fara yakalanmış tavşan gibi olacakları öylece izlemek. * Yol kenarında kar-buz birikti diye, arabayı yola -neredeyse yolun ortasına- park etmek. Tepki gösterince de, Adamo edasıyla “Ama her yerde kar var” demek. * Kar yağdı, OHAL (olağanüstü hal) var bahanesiyle, normalde yapılmayacak herşeyi yapıp, “Ama kar, buz var” demek. Park eden arabaları tıkayacak şekilde arkalarına park etmek. Kırmızıda geçmek, ters yola girmek vb... * Arabayı -kendince- iyi ısıtmak, hatta içini “hamam gibi yapmak” için sabahın köründe, motoru dakikalarca çalıştırıp, motor sesini aragazıyla mahalle için “motor ısıtma vakti” eyleyip, milleti uyandırmak. * Otomobilin üstünde günlerdir birikip artık kümelenen karları hiç temizleyip, anayolda kardanadam gibi gitmek. Ve hızlandıkça “çığ”ını arkadan gelen arabalara savurmak. * Kabak lastikle trafiğe çıkıp, kendini yokuşa vurmak. Araba patinaj yapıp yolu, tüm trafiği tıkayınca da yüzüne “mağdur kuzu” ifadesi yerleştirmek. * Kar lastiği takınca, kutba inen kızaklı uçak misali son hız gitmek. Tuhaf tuhaf bakanlara da, kar lastiğini işaret edip, “Bir şey olmaz” sırıtışı takınmak... Evet, yürümek zordur karda...