Paylaş
İrtica denince bunu kendilerine hakaret olarak gösteriyorlar.
Ne alakası var!
Eğer hakaretse hakareti kimin yaptığını öğrenin, ondan sonra konuşun.
İrtica kavramı Kur’an kaynaklı bir kavramdır.
İrticadan ilk şikâyetçi olan da Kur’an’dır, Mustafa Kemal Atatürk değil.
Atatürk bu şikâyeti Kur’an’dan 1400 yıl sonra gündeme getirdi.
Atatürk’e neden kızıyorsunuz, yüreğiniz yetiyorsa gidin Kur’an’a kızın.
Kur’an’dan rahatsızlığın öfkesini Atatürk’ten almaya adamlık demezler.
Bu gerçekleri ben, üç dört yıl önce TBMM’de iken Meclis Genel Kurulu’nda, hem de 23 Nisan olağanüstü toplantısında seslendirdim.
Hiçbir itiraz gelmedi; herkes mutlu ve keyifli bir biçimde dinledi,. Dahası, parti farkı gözetmeden herkes alkışladı.
Ben de hepsine teşekkür ve saygı ilettim.
Ama her nedense sokaktaki tavırları başka oluyor.
NEDİR İRTİCA?
İrtica, geriye gitmek, geriye götürmek demektir. Kur’an irticayı böyle anlıyor.
Kur’an, çok ürpertici bir şeyin daha altını çiziyor:
İrtica, arkasında Ehlikitap denen Yahudi ve Hıristiyanların yani emperyalizmin olduğu bir fesat ve yıkım hıyanetidir.
Emperyalizm de Müslüman kitleleri, insanlığı geriye, Cahiliye devrine götürmek istiyor. Bu zihniyetin bugünkü uzantılarının tümü irticadır. Bunun uzantıları neyse irtica odur.
Ve irtica, insanlığın en büyük sıkıntısıdır, derdidir. Çünkü Allah’ın iradesi aksine iş yapmayı Allah’ın adını ve dinini istismar ederek yürütmek istemektedir.
Bundan büyük dert, bundan büyük bela olabilir mi?
Bir de şunu bilmek lazım:
Bu Cahiliye belasının doyma noktası yoktur. Bu belanın tatmini, doyması, acıması söz konusu değildir. Peygamber’in evladına acımamış, onunla uzlaşamamış, ona hoşgörülü davranmamıştır. Ayağını sağlam bastığı anda, öz peygamberinin yavruları dahil, hiç kimseye acımaz.
Birtakım liberalizm manyaklarıyla, AB, ABD beslemeleri, bunu pekâla bildikleri halde, aksini söylemekte ve irtica ile ‘ortak bir uzlaşı noktası bulunabilir’ kanısında olduklarını gevelemektedirler.
İnanmadan söylüyorlarsa onursuzluk yapıyorlar, inanarak söylüyorlarsa Allah ile aldatmanın ne büyük bir kahır olduğunu bilmiyorlar yani cahillik ve ahmaklık ediyorlar.
Birinci halde vicdanlarını temizlemeleri, ikinci halde bilgisizliklerini gidermeleri gerekir.
İrticanın bertaraf edilmesi için işe yarar çare, basiret ve dirayettir.
Yani, bilgi ve irfanla dimdik durup etkisiz kılacaksınız.
Birtakım uzlaşı söylemleri, sıcak laflarla falan çözemezsiniz. Tüm bunlar, bir enayi edebiyatı olarak kalmaya mahkûmdur.
Türkiye bu enayi edebiyatına talim ede ede birçok kazanımını yitirdi.
Evet, siz bu enayi edebiyatıyla oyalanırken irtica ülkenin günlük hayatını sömürgecilik dini Ilımlı İslam’ın taleplerine göre şekillendirir ve bir gün gelir size kırbaçla güdülmek kalır.
Allah’ı araç yapan saltanat hırsını tarihin hiçbir devrinde hiçbir akıl ve hoşgörü söylemi durduramamıştır. Şaşmaz örnekler, Emevî despotizmi ile Engizisyon cellatlığıdır.
Modern dünyada, bu işi kan ve dehşete gitmeden çözmenin tek yolu ise laiklik ilkesinin basîretle, titizlikle ve aşındırılmadan işletilmesidir.
Paylaş