Yemeni bağlamış telli başına zülüfleri düşmüş hilal kaşına

Alsancak’ta 1382 numaralı sokağa ismi verilen ulusal sanatçımız Ümran Baradan, İzmir’imizin gururudur..

Haberin Devamı

BAŞKAN Hakan Tartan’ın ve Konak Belediye Meclisi’nin vefakarlığı sonucunda geçtiğimiz hafta Alsancak’taki 1382 numaralı sokağa, Ümran Baradan’ın adı verildi. Törene katıldım ve çok hasta olduğu için gelemeyen Ümran Baradan’a, kanatları imbatla okşanan bir demet İzmir martısını gönlümden gönderdim. Değerli eşi Baykal Beyefendi’ye saygılarımı sundum.
Ümran Baradan’a büyük saygı ve sevgi beslerim. Mücadelesine, bir kadın sanatçı olarak inanılmaz zorlu yaşam dertlerine karşı sergilediği direnişine, İzmir’imizi bir bayrak gibi her alanda dalgalandırmasına, Türk’ün geleneksel sanatı olan çiniyi ve seramiği dünyaya tanıtmak için bir “sanat elçisi” gibi didinmesine daima hayran olmuşumdur.
Bu bakımdan ona duacıyım.. Hastalığının geçmesini, acılarının dinmesini ve sanatın ölümsüz bahçesinde ruhunun daima huzurlu ve mutlu olmasını dilerim..

ÜMRAN

Haberin Devamı

Ürettiğin şiirler, çinilerde yaşayacak
Masmavi İzmir hayallerinin kızı
Rüya makamında hüzünlü şarkıydın.
Aşkın ilanı dedin, “sanat” için..
Ne rüzgar, ne zaman silemez imzanı..

Eserleri gibi dünya güzeli bir sanatçı

Eserleri gibi ruhu da güzel olan Ümran Baradan, belki dünyanın en güzel hanımlarından biridir. Kızı Yasemin’in “Türkiye Güzeli” seçilmesinin kökeni, belki annesinin Giritli güzelliğinden kaynaklanıyordu.(Fotoğraf:1988 yılı)

Biricik kızı Yasemin ile
Ümran Baradan’ı, 1986 yılında biricik kızı Yasemin ile izliyoruz. Kızının öpücüğü ile mesut olan bir annenin unutulmaz tablosunu oluşturmuşlar. Yasemin, şimdi Uğur Dündar’ın
eşidir.

Babası, köylü güzelini besteledi Kızı ise, o güzelleri resmetti..

Ümran Baradan’ın ilk kişisel resim sergisi, 1971’de Türk Amerikan Derneği Salonu’nda açıldı. Babası Ali Ulvi Baradan’ın ünlü bestesi “Köylü Güzeli”ni resmetmişti bir tablosunda.. Güftesi Hüseyin Avni Ozantürk’ün olan bu ünlü bestenin sözleri şöyleydi:

Yemeni bağlamış telli başına
Zülüfleri düşmüş hilal kaşına
Henüz girmiş onüç ondört yaşına
Gözleri sürmeli köylü güzeli..

İLAN-I AŞK

Ümran Hanım’ın 1992 yılında bana imzaladığı ve gerçekten içten hatıralarını yansıtan, “Sanat, İlan-ı Aşk’tır” isimli kitabını kütüphanemden alıp döne döne okurum. Benim için içtenlikli ifadeler kullanan Ümran Baradan’ın bu kitabını ne zaman okusam, arada sırada gözlerimin ıslandığını fark ederim. (Kitabı, İleri Kitabevi sahibi dostum Özkan Başer basmıştı)
Sanat aleminde bir kadın sanatçı olarak tutunmak için yaptığı olağanüstü savaş, yine mutlu bir aile kurma uğruna yaptığı çoğu heba olan acı mücadeleler, biricik kızı Yasemin’i 1989’da Türkiye Güzeli görünceye kadar göğüs gerdiği dertler, beni hep duygulandırmış ve bir “hüzün anıtı” olarak uzak ufuklarıma yerleşmiştir. Nedense, bendeki resimlerine baktıkça gözlerinde uçurum kadar derin bir hüzün hissederim. Ama içi papatyalarla bezenmiş bu uçurumun çevresinde dünyanın en alımlı martıları uçuşur.. Belki bana öyle geliyordur, bilinmez ki..

SİLİNMEZ İMZA

Haberin Devamı

Ataları Girit’in soylu bir Osmanlı sülalesine dayanan Ümran Baradan’ın dedesi, şair ve edip İsmail Hakkı Bey idi. Babası ise, TRT’de 156 bestesi bulunan, musiki tarihimizin ünlü siması İzmirli bestekar Ali Ulvi Baradan’dır (1915-1984).
Böylesine sanatçı bir aileden gelen, fiziği gibi ruhu da güzeller güzeli olan Ümran Hanım, genç yaşlarında sanata gönül verdi,
Kütahyalı ünlü Çinicioğlu Ailesi’nin güvenini kazandı,
ressam oldu, çini sanatçısı oldu, seramikçi oldu, vitray ustası oldu. Sergiler açtı, geleneksel restorasyonlara imzasını attı, ülkemizin milli sanatlarını dünyaya
tanıttı, sanat elçimiz oldu..
19 Kasım 1989’da Kemalpaşa’da Semra Özal’ın açtığı ve Osmanlı mimarisini yaşatan Çinili Köy’ü kurdu, yüzlerce öğrenci yetiştirdi. Bu tesis daha sonra Ümran Baradan Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ne dönüştü.. Varyant’taki evini, Konak Belediyesi’ne bağışladı, Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi oluştu..
Ümran Baradan, geleneksel iç mimarinin çağdaş düzlemde yaşaması ve tanınması için yaşam boyu didinmiş bir ulusal sanatçımız olarak sanat tarihimize altın harflerle geçmiştir. Naçizane şiirimde belirttiğim gibi ne rüzgar, ne zaman imzasını silemeyecektir..
Ona duacıyım..

Yazarın Tüm Yazıları