Ünlü futbolcunun yeni yayınlanan "Meşin Yuvarlakla Pembe Alemler" kitabında, yaşam ve aşk şiirleri, nefis güfteleri ve besteleri yer alıyor..
İSMAİL KURT, bir Çeşme sevdalısı.. Bir güzel insan.. Milli futbol tarihimizin unutulmaz sembollerinden.. Fenerbahçe’nin yıldızlaşan kahramanlarından biri.. Uzun yıllardır Çeşme kıyılarında sevgili eşi Güler Hanım’la yaşıyor.. Evlatları Hüseyin ve Güliz, torunu Alaz, onun Fenerbahçe kadar büyük sevdası..
Milli sembolümüz, Çeşme’nin ünlü hırçın dalgalarını "sarı-lacivert" görüyor.. Biz, "Dalgaların köpükleri sarı değil, beyaz" dediğimiz zaman, İsmail Kurt ağabeyimiz o bembeyaz dalgaları sapsarı gördüğünü söylüyor.. Böylesine bir Fenerbahçe aşığı olarak, yaşadığı her güzel coğrafyayı "Sarı Kanaryalar"ın yarattığı bir doğa parçası olarak görmekte..
ANLAMLI KİTAP
İsmail Kurt ile her zaman yaptığımız gibi Boyalık sahilinde buluştuk.. İsim babalığını yaptığım yeni kitabı "Meşin Yuvarlakla Pembe Alemler" üzerine konuştuk. Türkiye Futbol Vakfı’nın bu yeni yayınında İsmail Kurt, 75 yıllık yaşamını şiirler, şarkı güfteleri ve besteleriyle anlatıyor. Bu sevimli kitap, Vakıf Başkanı ve Fenerbahçe’nin 2. Başkanı, ünlü işkadını Sema Küçüksöz’ün vefalı girişimi ile yayınlanmış. Kitapta coşkulu ve romantik yaşamını, Fenerbahçe aşkını, başından geçen bin bir olayı şiirleriyle ölümsüzleştiren Kurt, Çeşme’ye olan aşkını da bestelenmiş şiirleriyle sunmakta. Kardeşi Metin Kurt da ünlü bir futbolcu olan İsmail Kurt, Türk futbolundaki "Şair Futbolcular" sınıfının ne yazık ki son bireylerinden biridir..
FUTBOL SİMGESİ
1934 doğumlu olan ve 17 kez milli takım formasını giyen İsmail Kurt, Fenerbahçe’nin genç takımında yetişti. Karagümrük’te parladı ve 1956’da Galatasaray’a transfer oldu. Dört sezon defansın aşılmaz beki olarak ün yaptı. 1960’da Fenerbahçe’ye transfer olarak, yedi yıl 185 maçta Sarı-Kanarya formasını şerefle taşıdı. Futbol, sanat ve sosyal alemlerinde neşeli, ince esprili, güler yüzlü, tatlı dilli, efendi, saygılı ve sevecen bir portre çizen şair ruhlu İsmail Kurt, güftelerini kendi besteleyerek unutulmaz şarkılar yaratan bir musiki adamıdır aynı zamanda..
Binlerce kişinin yıllarca tezahürat yaparak alkışladığı bu büyük futbolcu, günümüzde bestelerinden birini mırıldandıktan sonra Çeşme kıyılarında çevresini saran bir kaç kişinin içtenlikli alkışlamasıyla dünyanın en mutlu insanı olarak pırıl pırıl gülümser..
ÇEŞMELİ KIZ
Can Bartu’lu, Lefter’li, Basri’li büyük Fenerbahçe’nin nice şampiyonluğunu omuzlayan İsmail Kurt dostumuz, Metin Oktay’lı, Turgay’lı, İsfendiyar’lı büyük Türk Milli Takımı’nın da değişmez bir elemanı olarak futbol tarihimizde şanlı sayfalarda ölümsüzleşmiştir..
Saçlarına daha yenilerde kır düşmüş İsmail ağabeye, "Çeşmeli mi" şiirini nasıl yazdığını belki onuncu kez sordum:
"- Çeşme Kalesi’nin önünde uzanan sahilde gözlerimi Sakız Adası’na çevirip uzun yıllar öncesini düşünür, sevda rüzgarlarıyla içim dolup dolup boşalırdı.. Bir gün kıyıya demirli teknelerin karşısındaki çay bahçesinde afet gibi bir hanım kız gördüm, bir tanrıça gibiydi. Ve hemen dudaklarımdan şiir akmaya başladı, sonra onu hemen güfte haline getirdim. Ardından beste aktı geldi, notaya çekince şarkım ortaya çıktı. O hanım kızı bir daha görmedim. Belki hayal görmüştüm, belki gerçekti, ama asıl gerçek olan ortaya çıkan şarkımdı."
BENİM ŞİİRİM
Yıllarca Türk futboluna hizmet eden, Isparta, Karabük, Konya, Seydişehir, Kırklareli, Çorumspor, Tire, Denizli, Sivas, tokat, Pendik, Fenerbahçe alt yapısı, Kastamonu’da antrenörlük yapan İsmail Kurt, o yıllarını, "yurdumu tanıma programı" olarak anlatıyor.
Eski futbolculardan kaptan Lefter, Mikro Mustafa, Suat Mamat, Baba Recep, İsfendiyar, Beşiktaşlı Kaya, Fethi ile sık sık buluştuğunu anlatan kurt futbolcu, Lefter’in kendisini Büyükada iskelesine kadar uğurladığını söylerken gözleri ıslanıyor. Dünya tatlısı, meşin yuvarlak sevdalısı, musiki aşığı İsmail Kurt ağabeye uzun ömürler, şahane besteler diliyorum. Geçenlerde benim için de bir şiir yazmış. Onu da sunup yazımızı noktalayalım:
"Hem şair, hem yazar, bir de Yaşar Aksoy’umuz var / Efendi mütevazi, kök belli, iyi soy var / Benim gibi çekilmiş köşesine kendinden habersiz / İçinde fırtınalar var, ama görünüşü çok sessiz / Bir de "Karakartal" olmasa ne iyi olurdu!.."
Çeşme dalgaları bizi okşarken
İsmail Kurt ile ilkbahar, yaz ve sonbahar boyunca Çeşme’nin en güzel sahillerinden olan Boyalık’ta buluşur ve hep eski zamanların futbol tarihinden söz açarız.. Saatler geçer bir türlü vazgeçemeyiz, Çeşme’nin rüzgarından, dalgalarından ve sohbetimizden..
ÇEŞMELİ Mİ?..
Karşımda o, ardında deniz bakıp süzüp de geçmeli mi
Gözleri denizden de güzel o kızı sordum Çeşmeli mi
Tebessümü güneşten sıcak, bakışlarına hayran insan
Kadehi kaldırıp şerefe yudum yudum içmeli mi
İçmeli, içmeli zevk ile içmeli
Geçmeli, geçmeli kendinden geçmeli
Her gün niye Körfez’de olur bakışlarından seçmeli mi
Endamı Venüs’ten de güzel sarışın afet Çeşmeli mi
Özel biri yaratmış Hüda, o kor dudağı görsen dersin
Buseler kondurup alevi yudum yudum içmeli
İçmeli, içmeli zevk ile içmeli
Geçmeli, geçmeli kendinden geçmeli
Güfte ve beste: İsmail Kurt
Makamı: Rast
ÇEŞME
SAHİLLERİNE
Karşıki kıyılardan sürükler esen rüzgarlar
Çeşme sahillerine koşarak gelir dalgalar
Sarı meçli dilberi andırır deniz uzakta
Çeşme sahillerine koşarak gelir dalgalar
Yelesinde köpüğü halkalar
Bir tay olmuş koşuyor dalgalar
Nağmeler raks eder şen sular
İnsanı büyülerken bu sahil, deniz, kumsallar
Çeşme’nin renklerini yaşayan sever hep sorar
Yeşil, mavi, lacivert sanki bir resim sularda
Renklerin şarkısını çalıyor bakın dalgalar
Aya Yorgi, Ilıca bir yanım
Şifne, Dalyan, Boyalık hayranım
Ildır, Çiftlik, Pırlanta gör canım
Tanrı lütfu lüksüdür dünyanın..
Güfte ve beste: İsmail Kurt
Makamı: Nihavent
Dillere destan milli takımımız..
Metin Oktay’ın 2 golüyle Hollanda’yı 2-0 yendiğimiz maçın kadrosu.. Dillere destan Türk Milli Takımı, ayaktakiler Metin Oktay, Turgay Şeren, Lefter, Hilmi, Kaya (Altay’dan Beşiktaş’a giden), Kadri Aytaç, Saim. Oturanlar Naci, İsmail Kurt, Coşkun Özarı, Büyük Ahmet..
Hey gidi "Büyük Fenerbahçe" hey
İşte 1965’lerin İsmail Kurt’lu büyük Fenerbahçesi’nin unutulmaz kadrosu.. Ayaktakiler: Ziya Şengül, Ali İhsan, merhum Birol, Şeref Has, Şenol, kaleci Hazım.. Oturanlar: İsmail Kurt, Ogün Altıparmak, Aydın, Şükrü Birand ve Özer.. Heyy gibi heyyy..