Paylaş
NE GÜZEL duygudur, “Hasan Tahsin Gazetecilik Ödülü” kazanmak.. Bütün bir yıl didinirsin; yağmurda, kışta, kıyamette, boğucu yaz sıcağında koşturur durursun.. Her gün haber getirirsin gazeteye, her gün araştırma yaparsın, her gün fotoğraf çekersin, her gün bitip tükenmez sayfaları düzenlersin veya TV programı yayınlarsın..
Günler arka arkaya yığılırken; haberler, fotoğraflar, sayfalar, programlar üst üste dizilir.. Hiç bitmez.. Her gün, yeni bir yayın günüdür..
Hep aynı hayali yaşatırsın içinde.. “En güzel emeğimi sunayım ve ödülü alayım” dersin.. Her gazetecinin rüyasıdır bu.. Bir yıllık emeğinin madalyasıdır, armağanıdır.. İşte bu yüzden yıl sonunda en güzel çalışmanı seçer, bir güzel dosyalar ve bir dilekçeyle İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ne teslim edersin..
MUTLU HABER
Artık bekleme süreci başlamıştır. Yüreğin, pıt pıt atar.. Yine gece, gündüz haber, fotoğraf, araştırma, sayfa düzeni veya TV programı peşindesindir, ama kulağın cemiyetten gelecek habere takılıdır. Acaba jüri, hangi eseri seçecek?.. “Ben de, dereceye girebilecek miyim?..” Aklın fikrin ödüle bağımlıdır.
Nihayet cemiyetten haber gelir.. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Hasan Tahsin Gazetecilik Yarışması Ödülleri’ni kazananlar gümbürtüyle açıklanır.. Ajanslar, haberi evrenin tüm köşesine yayar.. Eveeeet.. Açıklanan isimler arasında sen de varsındır!.. İşte dünyalar senin oluverir, içine mutluluk yağmurları yağar, gururlanırsın, tebrikleri kabul etmeye başlarsın..
Ödül gecesi iki takım elbisenden hangisini giyeceğini düşünmeye başlarsın. Birisi epey eskimiştir, ötekini güveler birkaç delikle gazi etmiştir. İki takımı denkleştirir, bir tane adam gibi takım yapıverirsin canım..
ÖDÜL GECESİ
Ödül gecesi ismin anons edilince yerinden sahneye hızla fırlar, plaketini hırsla kaparsın. Tam bir yıllık emeğinin mükafatıdır bu plaket.. Ölünceye kadar evindeki camekanlı küçük büfende sergileyeceğin süslü plaketi okşarsın. Göğsüne bastırırsın.
Bu halinden ancak gazeteci arkadaşların iyi anlar. Afacan muhabirin, çilekeş foto muhabirinin, yılların cefakarı sayfa sekreterinin, zamanla yarışan televizyoncunun, radyocunun rüyalarını süsleyen biricik meslek armağanı işte budur.. Hasan Tahsin Ödülü’dür!
“Hasan Tahsin” gibi şanlı bir simgenin ismini taşıyan ödülü alıp, evindeki camekanlı büfeye götürebilmek hayatının biricik amacıdır. Çoook uzun yıllar sonra, yaşın ilerlediğinde, o plakete uzanıp itina ile tozunu alırken, gazetecilik yaşantını ürpererek hatırlarsın, aklın hala oralarda bir yerlerde takılı kalmıştır. Belki gözlerinin belli belirsiz ıslandığını hissedersin.
Hayatını noktalarken bile, “Kaç ödül almıştım” diye düşünüp, evlatlar ve torunlara o sararmış ödül plaketlerini miras olarak bıraktığın için sessizce gururlanırsın..
Gerçek emekçi gazetecinin hikayesi ancak bu kadardır.. Sahte ve emeksiz gazeteciler ise asla ödül-mödül peşinde değillerdir, tepeden inme iktidar koltukları ve siyasal iktidarlara yandaş avanta hesapları onlara bol bol yeter!..
GAZETECİ GÜNÜ
Ben, 11 Hasan Tahsin Ödülü kazandım.. 25 yıl önce, 1985’te kazandığım ilk ödülün gacesindeki fotoğrafımı yan sutünlarda yayınlıyorum, bayağı tıfılmışım yani.. Sevgili dostum Hürriyet temsilcisi Nedim Demirağ, İzmir Belediye Başkanı hocam Dr. Burhan Özfatura, Çeşme Belediye Başkanı Nuri Ertan, Yupi Yönetim Kurulu Başkanı sevgili Hanri Benazus mektup yazarak beni kutlamışlardı.
Yıllar içindeki 11 ödülüm, evimin en itibarlı köşesinde bir büfe üzerinde dururlar. Torunlarıma gururla gösteririm. 1997 yılında bir yazı yazıp, artık yarışmalara girmeyeceğimi, genç gazetecilerin önünü açmak gerektiğini söyledim. Bu yıl yeniden girmeye karar verdim. İhtiyarlıkta bir ödül daha alıp, düzineyi tamamlamak istiyorum. Kazanamazsam, ilk kez yenilginin tadını da merak ediyorum..
Bugün 10 Ocak.. “Çalışan Gazeteciler Günü”nü kutlayacağız. Cemiyet Başkanımız Attila Sertel’in ve yönetim kurulunun organizasyonu ile Karataş’taki cemiyet lokalinde saat 10.30’da buluşup kahvaltı yapacağız. Usta gazeteci Çoşkun Aral’ın söyleşisini dinleyeceğiz. Duayen gazetecilerden Gürkan Ertaç ile Nedim Çapman’a “En Deneyimli Gazeteci Ödülleri” takdim edilecek. Akşama Buca Gölet Restoran’da gazeteci ailelerinin toplu yemeği gerçekleşecek. Bugün, bizim günümüzdür yani..
Seni seviyoruz çileli mesleğimiz..
Bu yıl ödül kazanan arkadaşlarımız
Bu yıl Hasan Tahsin Gazetecilik Yarışması’nda Neşet Dişkaya, Ali Ekber Yıldırım, Seda Gök, Murat Şahin, Güler Bilgen, Mehmet Özdoğru, Sedat Yılmaz, Aykut Sayar, Handan Yağmur, Mustafa Yüksel, Sinan Genç, Kenan Çimen, Mustafa Yüksel, İlhami Arslan, Sefa Acar, Orhan Aybertürk, Murat Ünlü, Deniz Özkul, Zafer Güven ödül kazandılar. Bu arada bazı genç kardeşlerimiz de Teşvik Ödülleri’nin sahibi oldular. Hepsini kutluyorum. Havagazı Kültür Merkezi’ndeki ödül gecesinin en önemli ayrıntısı, 25 yıl önce de ödül alan Murat Ünlü’nün bu yıl yine ödül alması ve gecemizi de sunmasıydı.
25 yıl önce Hülya Avşar’lı ödül gecesi
Hasan Tahsin Gazetecilik Ödülleri’min ilkini, 1985 yılında kazandım. Ödül gecesi Hülya Avşar aramızdaydı. Ödül kazanan arkadaşlarım şunlardı. Öndekiler: Erdal İzgi, Mehmet Şakir Örs, Ercan İşsever, Aykut Fırat, Gazanfer Karpat, Erdal Göndem. Ayaktakiler: Hamdi Türkmen, Oğuz Örnek, Nesim Tuğuşlu, Gönül
Soyoğul, Ergun Ulcay, Nesrin Şakar (Coşkun), Erkan Karadede, merhum Sadık Narin, Hülya Avşar, Mehmet Karabel, arkada başı az gözüken Gürkan Ertaç, Murat Ünlü ve en başta bendeniz Yaşar Aksoy. Değer ödül kazanan arkadaşlardan merhum Özden Alpdağ, Ender Coşkun, M. Ali Okumuş o gece aramızda yoktu.
Paylaş