YÖK’teki atama krizinde bilinmeyen iki olay

ANKARA Tıp Fakültesi’ne dekan atanmasında YÖK ile Ankara Üniversitesi arasındaki çekişme şimdi daha heyecanlı.

Şimdi arada yolsuzluk iddiası var, soruşturma var, mahkeme var ve çarpıcı bir açıklama var.

Ankara Tıp Fakültesi’ne dekan atanmasıyla ilgili Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras’ın gönderdiği üç isim YÖK’ten dönüyor. Listede adı bulunmayan bir başka profesör, dekan olarak atanıyor. Ama, o bunu kabul etmiyor, fakültedeki diğer yöneticiler de, YÖK’e tepkiyle, görevlerinden istifa ediyor. Bugüne kadar kamuoyuna yansıyan haberlerin özeti.

Oysa, en kritik haber yanlış.

Dün ben bu olayı yorumluyorum, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç arıyor ve aynen şunu söylüyor:

"Rektörlükten bize üç isim geldi. Tümer Çorapçıoğlu, Erol Özdiler ve Sabri Kemahlı, biz de gizli oylamayla Özdiler’i atadık. Yani, bize gelen listede ismi olan bir arkadaşımızı. Listede olmayan birini atadığımız haberi yanlış."

Bu açıklama bugüne kadar süren atama fırtınasında tam ters bir durumun varlığını gösteriyor. Çarpıcı bir açıklama.

Buna rağmen, YÖK ile üniversite arasında bir anlaşmazlık var. Yolsuzluk iddiasıyla ilgili.

KURUM ZARARDA

İkinci çarpıcı olay ise, özetle şöyle.

Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, üniversiteye bağlı Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı’nda görev yapan altı doktor, bir başhemşire ve bir eczacı hakkında, ilaç alımlarında yolsuzluk iddiasıyla soruşturma açıyor.

İlaçların alındığı eczanenin sahibi Sema Kılıç, YÖK Genel Sekreteri Turgut Kılıç’ın eşi.

Rektörlük soruşturmasında, reçeteler üzerinde ilaveler yaparak veya yaptırarak haksız kazanç sağlandığı, kurumun zarara uğratıldığı ve dikkat çekici suç ortaklığı oluştuğu kanaatine varıyor.

Üniversiteye çıkan toplam fatura 170 bin YTL.

O BELGE

Üniversite bu soruşturmayı yürütürken, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç 14 Şubat 2005 tarih ve 06.05.001-791-2842 sayı ile rektör Aras’a gizli ve kişiye özel bir yazı gönderiyor.

Teziç yazısında YÖK Yasasının 53. maddesine dayanarak, "rektörlüğün sürdürmekte olduğu disiplin ve ceza soruşturmasının durdurularak, soruşturma dosyasının bütün ekleriyle birlikte YÖK’e gönderilmesini ve disiplin ile ceza soruşturmasının YÖK Denetleme Kurulu tarafından yapılacağını" bildiriyor.

Soruşturmayı üstlenen YÖK Disiplin Kurulu kimseyi suçlu görmüyor, kimseye ceza vermiyor.

AĞIR CEZADA

Ankara Üniversitesi Rektörlüğü bunun üzerine Cumhuriyet Savcılığına başvuruyor.

Danıştay 1. Dairesi, yolsuzluğa adı karışanların nitelikli dolandırıcılık suçundan ağır cezada yargılanmasına karar veriyor. İlk duruşma Şubat’ta.

YÖK Disiplin Kurulu’nun ceza vermediği kişilerin, Danıştay yargılanmasını istiyor. Bunu dün sorduğumda, Teziç:

"Garip kaçıyor, tatsız bir durum, ama iş yargıya yansımış, yargıdan kaçış yok, ben hukukçu olarak YÖK’ün Disiplin Kurulu kararına hiç müdahalede bulunmadım."

Üniversitedeki hava ise, dekan atamasında bu yolsuzluk olayının etkili olduğu. Ama, Teziç’in açıkladığı gibi, dekan madem ki, gönderilen listeden seçiliyor, o zaman daha başka gerginlikler var.
Yazarın Tüm Yazıları