Ya yemin et ya terk et

"MÜSLÜMANLARIN yüzde kırkı teröre yatkındır, inancını savunmak için her an teröre başvurabilir."

Bu bir anket sonucu. Bu anketi Almanya İçişleri Bakanlığı yaptırıyor. CDU-SPD koalisyonundaki Almanya’da İçişleri Bakanı Başbakan Merkel’in partisinden, yani Hıristiyan Demokrat (CDU).

Anketin başlığı ve amacı masum görünüyor, İslam’la Beraber Yaşamak.

CDU iş başına geldiğinden beri, İslam’la çok haşır neşir. Özellikle Almanya’da yaşayan Müslümanlarla. Zaman zaman onlarla toplanıyor, zaman zaman onlar aleyhine ciddi kararlar alıyor. Aldığı kararları, sözüm ona, elindeki verilere dayandırıyor.

Eldeki veriler, ne hikmetse, sürekli Almanya’da yaşayan yabancılar ve Müslümanlar aleyhine.

NAZİZİM HORTLADI

Son veri, İçişleri Bakanlığı’nın yaptırdığı anket.

Önce, İslam’la Beraber Yaşamak, diye yola çıkıyor, ardından Almanya’da yaşayan Müslümanların yüzde kırkı her an şiddete başvurabilir" sonucuna varıyor. Müslümansın, o halde şiddete taraftarsın, gibi akıl almaz bir suçlama.

Bu sonuç orada kalmıyor. Bu sonuçtan bir karar çıkıyor:

"Almanya’da oturan Müslümanlar yabancılar dairesine giderek, ben şiddete başvurmayacağım, diye yemin edecek ve bunu imzalayacak."

Yetmiş yıl önce Yahudilere uygulanan Nazi davranışı gibi. Yetmiş yıl önce, Yahudilere, bugün Müslümanlara. Nazizmin hortlaması gibi.

Koalisyon ortağı sosyal demokratlar (SPD) buna karşı çıkıyor, İslam’la beraber yaşamak, tezini daha çok işliyor, ama CDU dayatıyor: Ya yemin et ya terk et.

Bu ayrımcılık çok tehlikeli tohumlar ekiyor.

DİNLER ARASI DİYALOG

Dünyada radikal İslam, terörle iç içe kökten dincilik zaten almış başını gidiyor.

Bunları önlemek üzere ve özellikle 11 Eylül New York saldırısı sonrasında, dinlerarası diyalog kavramı çok daha fazla önem kazanıyor. Bunun için, aralarında Almanya’nın da bulunduğu onca Avrupa ülkesi, üst üste toplantılar yapıyor, seminerler düzenliyor. İslam ve Hıristiyan dünyasının önde gelen din adamları dinlerarası diyalog çağrısını sürekli tekrarlıyor. Dünyada değişik kutuplaşmalar yaşanırken, bir de din üzerinden kutuplaşmaların insanlığa vereceği zararın önüne geçmek için çaba harcanıyor.

Sanki bunlar hiç yok. CDU kafasını kuma gömüyor. Ve ne yazık ki, kendi ülkesinde yaşayan önemli bir çoğunluğu karşısına almakta sakınca görmüyor. Bunun dünyada yaratacağı tepkileri görmezden gelerek.

Dinlerin kutuplaşmasını adeta körüklüyor.

Türkiye, ya yemin et ya terk, kararına giden süreci değiştirmek için ne yapıyor? AKP ne de olsa, dinine çok bağlı bir iktidar.

Pakistan İslam Cumhuriyeti

CİNAYETİN arkasında onlarca neden var. Buna rağmen, cinayet nedenlerinden biri öne çıkıyor, Benazir Butto laik bir lider.

Benazir Butto, adında İslam Cumhuriyeti olan bir ülkeye laik bir çehre kazandırmak amacıyla yola çıkıyor. Darbeyle sekiz yıl önce iktidarı ele geçiren Pervez Müşerref’e karşı ciddi bir rakip. Ama, daha önemlisi, Pakistan’da sosyal hayatı ve ekonomiyi iyiden iyiye yönlendiren kökten dinci terörist Taliban ve El Kaide örgütlerine karşı mücadelede kararlı olduğunu bildiriyor.

Sudan’dan Malezya’ya kadar laik olmayan, yönetimleri dine dayanan ülkelerin tamamı huzursuz. Çünkü, o yönetimler kökten dinci terör örgütlerinin gelişmesine, istemeden bile olsa, ortam hazırlıyor. Çoğunda yönetim karşıtı gösteriler sokaklara taşıyor. Ama, yönetim dincilerin, en azından laik olmayanların elinde. Onun için, kan ve baruttan geçilmiyor o ülkelerde.

Benazir Butto’nun öldürülmesi Pakistan ve insanlık için çok büyük bir kayıp. Butto’nun verdiği acı, laikliğin önemini bir kez daha hatırlattığı için, ayrıca öğretici.
Yazarın Tüm Yazıları