Paylaş
Liberaller kurşun yemiş gibi kükrüyor. Dinciler çığırtkanlık rolünde. İçerden ve dışarıdan atış serbest. Ne o? |
AKP için kapatma davası açılıyor. Mart 2008.
Ondan sonraki süreç tam vodvil. Aman Allah’ım, o ne bilimsel arayış, o ne fantastik kurgu, o ne cımbızla çekilmiş senaryo. Seç seç al.
Ülke bir anda emsali görülmemiş demokratik özlemin uğrunda canını feda etmeye hazır, on binlerce gönüllününresmi geçidine tanıklık etmekle meşgul. Ne o?
Biz öyle bir demokrasi kuracağız ki, bu ülkede bir daha parti kapatmak ne kelime, parti kapatmanın yanına bile yaklaşmaya kimse cesaret
edemeyecek.
AKP büyüklerinin nutukları, hacı, hoca takımının fetvası hep bu yönde.
BOL FİKİR VAR
Bunu nasıl yapacağız? Ondan kolay ne var?
İşte, önümüzde Venedik kriterleri.
Harika, o kriterleri hemen uygulayalım, gerekli değişiklikleri yapalım, yeter ki, parti kapatmayı iyice zorlaştıralım.
Bu müthiş bir fikir. Venedik kriterlerini beğenmiyorsan, al sana Meksika trampleni. Yok, o bize göre değil, diyorsan, al sana Hong Kong gökdeleni. Hâlâ beğenmiyorsan, Shangay paratoneri. Olmadı mı, Alabama çizmesi, Oslo peçetesi, Sen Gotar Tüneli.
Hiç biri ışık vermiyor, doğru Sibirya sürgünü.
Yeter ki bundan sonra parti kapatmak tarihe karışmış olsun. AKP en yetkili ağızlarıyla bu konuda mutabakat halinde. Mart 2008’de.
Yasal değişiklik derhal yapılacak ve bu iş bitecek. Boşuna mı, bunca kıyamet? Mart 2008’de.
SONUNA KADAR KARŞI
Önceki gün bütçe görüşmelerinde Tayyip Erdoğan’ı dinliyorum. Orhan Veli gibi gözlerim kapalı değil, tersine gözlerim de, kulaklarım da sonuna kadar açık.
Yine kahramanca fikirler. Dinlerken göğsüm gururla kabarıyor:
“Biz parti kapatmaya sonuna kadar karşıyız”.
Helal olsun. İşte, budur. Demokrasi dersi, istikbal havarisi, barış simgesi işte budur. Gözlerim yaşarıyor.
İçimden ağaçlara tırmanmak, Tarzan gibi bağırmak, amuda kalkmak, iki perende, üç ters salto atıp, deniz dibinden yosun çıkarmak geliyor. Palavra sahiplerini
kündeye getirip, arkadan dolaşıp üç puan almak kaydıyla.
Mart 2008-Aralık 2009, tam yirmi aydır, AKP’nin parti kapatmayı zorlaştıran tek bir girişimi yok. Mecliste ne teklif, ne taslak, ne tasarı, hiçbir yasal çalışması yok.
Bu arada bir parti daha kapatılıyor. Olabilir, başka partiler de kapatılabilir. Ne de olsa, Tayyip Erdoğan parti kapatmaya sonuna kadar karşı. Sık sık vurguladığı gibi, verdiği her sözün arkasında. İşte, kürsüde yine kahramanca çarpışıyor.
Aslanım, koçum, yiğidim benim. Bu alemde tek olursun.
İstifa o kadar kolay değil
DTP Meclis’ten çekilmeye, milletvekilleri istifa etmeye karar veriyor. Oysa istifa o kadar kolay değil.
1- Geçerli olması için istifaların Meclis genel kurulunda kabul edilmesi gerek.
2- Diyelim ki, edilmedi ve milletvekillikleri sürüyor. Ama onlar Meclise gelmiyor.
Bir ay içinde beş bileşime katılmazlarsa, Meclis Başkanlık Divanı bunu tespit ediyor.
Durum Anayasa ve Adalet Karma Komisyonlarında görüşülüyor ve bir rapor hazırlanıyor. O rapor Meclis genel kurulunda oylanıyor. Milletvekilliklerinin düşmesi yine reddedilirse, yapacak bir şey yok.
Onların milletvekilliği düşmüyor. İstifaya rağmen, milletvekiliği gibi her haktan yararlanmaları sürüyor. Ama onlar Meclis’e gelmiyor.
Ret ya da kabul, Meclis’te çoğunluğa sahip olduğu için, bunu AKP belirleyecek. AKP siyasi bir hesap yapacak. Genel siyasi durum, bölge siyaseti, Kürt açılımı v.s.
Ret mi, kabul mü, siyasi olarak hangisi işine geliyorsa, ona göre karar verecek.
Paylaş