ABD’li saygın araştırmacı gazeteci Steve Coll uyarısını yapıyor yine: "Usame Bin Ladin genel anlamda ülkelerin dış politikasını etkileyen çıkışlar yapıyor. Bana kalırsa, 11 Eylül saldırısı gibi, şimdi yine ABD planları içinde. Amerikan seçimleriyle ilgili eylem düşünüyor gibi..."
Salim Bin Ladin, Usame Bin Ladin’in kardeşi. Beş sevgilisi var. Beşine de evlilik ve birer villa. Bir Amerikalı, bir İngiliz, bir Fransız, bir Alman ve bir Danimarkalı. Eh, İslami kurallara göre mümkün.
Ama, bir koşulu var. Her biri, Salim ne zaman isterse hazır ve nazır olacak. Ve villanın önünde onlara ait arabalarda, ait oldukları ülkelerin bayrağı dalgalanacak. Keyif bu ya. Birleşmiş Milletler misali.
Abdullah Bin Ladin’in Cidde’de bir seyahat acentesi var. Hasan bin Ladin dünyaca ünlü bir kafe zincirinin Ortadoğu temsilcisi. Bekir Bin Ladin, Dubai’de gökdelenlerle meşgul. Daha ilginci aynı Bekir, Amerikan ordusuna askeri helikopter alımı yapan bir firmada ortak.
Bin Ladin Ailesi’nin bazı üyeleri Hollywood’da bazı filmleri finanse ediyor. Bazıları yine ABD’de özelleştirilen hapishane ve havaalanlarının sahibi.
Buna karşılık, dünyadaki terörist listelerinde bir numarayı kimseye bırakmayan Usame Bin Ladin Afganistan-Pakistan sınırında Kuzey Veziristan’da dağlarda dolaşıyor. İnanılmaz güvenlik, haberleşme, uzay teknolojisi eşliğinde. Dağları karış karış biliyor.
SON ANDA KAÇTI
Madem yıllardır terörist listesinde başı çekiyor, özellikle ABD, hele de 11 Eylül New York saldırısı sonrasında Usame’yi yakalamak için neden harekete geçmiyor?
Aslında geçiyor, daha Clinton’ın başkanlığı döneminde. Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA, Usame’nin yerini belirliyor. Roketle vurma kararını Başkan Clinton’a iletiyor. Hem de üç kez. Ancak, Clinton her seferinde vazgeçiyor. Roketlerin çocuklara da zarar verebileceği kaygısıyla. Ayrıca, Clinton döneminde ABD’nin siyasal öncelikleri arasında, Usame geri planda.
11 Eylül saldırısı sonrasında Başkan Bush, Usame için düğmeye basıyor. Pakistan sınırına yakın Tora Bora’da, Amerikan Onuncu Dağ Komando Birliği Usame’yi sıkıştırıyor. Ama, o son anda kaçmayı başarıyor.
22 kadından 54 çocuk sahibi Muhammed Bin Ladin’in 17. çocuğu Usame, Suriyeli bir kadından doğma. Babası Muhammed onun için hep örnek. Dini bütün bir Müslüman. İşini yürütmesini iyi biliyor.
"Ölüm bize hep yakındır" sözünü ağzından düşürmeyen Muhammed, dünya nimetlerine uzak değil. Daha 14 yaşında doğduğu yoksul köyü terk ediyor. Yarı aç, yarı tok Kızıldeniz’i ve çölü geçiyor. Orada sürünme, burada iş yapma, arada firma kurma derken, yıllar içinde Suudi Arabistan kraliyet ailesine yakınlaşıyor. Onların güvenini öyle kazanıyor ki, bakan koltuğuna bile oturuyor.
YAZARIN UYARISI
Amerikalı yazar Steve Coll bir zamanlar Güneydoğu Asya’da muhabir. Önce Washington Post, şimdi New Yorker’da yazıyor. İki kez saygın basın ödülleri arasında yer alan Pulitzer’i kazanıyor. Araştırma gazeteciliğin ABD’deki önde gelen isimlerinden biri.
Son olarak "The Bin Ladins, an Arabic Family" (Bin Ladinler, Bir Arap Ailesi) adında bir kitap yazıyor. Geçenlerde piyasaya çıkan kitap Usame Bin Ladin’e ilişkin ne varsa, en ince ayrıntılarıyla anlatıyor. Aktardığım bilgiler o kitaptan.
Usame her terör olayında akla ilk gelen isim. Ya bugünlerde? Steve Coll kasım ayındaki Amerikan seçimlerine gönderme yapıyor: "Usame Bin Ladin genel anlamda ülkelerin dış politikasını etkileyen çıkışlar yapıyor. Benim tahminim farklı. Bana kalırsa, 11 Eylül saldırısı gibi, şimdi yine ABD planları içinde. Amerikan seçimleriyle ilgili eylem düşünüyor gibi..." (Der Spiegel, sayı 14, s. 114).
Bu müthiş önemli bir tahmin. Seçimler yaklaşırken, Amerikan yönetimi, Usame’yi yakından inceleyen Coll’ün değerlendirmesine önem veriyor.