ÇOCUK bahçesi. Çarşı restorasyonu. Yanan hastane onarımı. Engellilere destek programı. Şehitlik yapımı. Türkçe kurs. Üç tane okul.
Bunların Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da yapılması öngörülüyor. Bunların yapılmasıyla ilgili olarak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yedi ay önce, Ekim 2009’da Belgrad’a resmi ziyarette bulunduğu sırada, Sırplara söz veriyor. Gül aynı ziyarette ekliyor: “Bunları TİKA yapacak.” TİKA, Başbakanlığa bağlı Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı. Başbakanlığa bağlı ama, Dışişleri Bakanlığı ile sıkı koordinasyonu var ya da öyle olması gerek. Dışişleri Bakanı Ahmet Davudoğlu da, son aylarda değişik nedenlerle, üç-beş kez Belgrad’a gidiyor. Ne zaman gitse, Sırplar verilen sözü hatırlatıyor, Davudoğlu da, her hatırlatmada, verilen sözü bir kez daha teyit ediyor. Koca Cumhurbaşkanı söz vermiş, koca Dışişleri Bakanı “tamam” demiş, daha ne? Daha ne değil, henüz ne tek bir çivi çakılmış, ne tek bir kürek sallanmış, ne tek bir çiçek dikilmiş. Türkiye bu kadar basit bir olayda rezil oluyor.
ARA Kİ BULASIN
Verilen sözlerin yerine getirilmesi için, Belgrad’a önce TİKA’dan bir yetkilinin gitmesi gerek. Aradan yedi ay geçiyor, Belgrad’da bizim büyükelçi yırtınıyor, ama TİKA’nın keyfi yerine gelip de, Belgrad’a verilen sözleri yerine getirecek çalışmayı bir türlü başlatmıyor. Arada yazışmalar, notlar, mesajlar, sonunda TİKA aşka geliyor ve nihayet geçenlerde Belgrad’da ofisini açıyor. Ofise de, birini gönderiyor. Yoo, sürekli bu işle ilgilenecek bir yetkili değil. Karadağ’daki TİKA sorumlusunu aynı zamanda Belgrad’da görevlendiriyor. Eh, kötünün iyisi. Ancak o vatandaşımız da, Belgrad’a bir kez geliyor, “ce” diyor ve Karadağ’a dönüyor. İş yapılacak, ama ara ki, TİKA’cıyı bulasın.
ÇOCUK OYUNCAĞI
TİKA’nın kuruluş amacı, dış politikaya destek olmak. Bu gibi yatırım ve girişimlerle, katkıda bulunmak. Başbakana bağlı olduğu için, kendisini herhalde Dışişlerinin üstünde görüyor. AKP iktidara geldiğinden bu yana, özellikle Davudoğlu Dışişleri Bakanı olduktan sonra, medyaya bakıyorum, Türkiye dış politikada destan üstüne destan yazıyor. Bütün dünya, “analar ne evlat doğuruyormuş” diyerek, dudağını ısırıyor. Türkiye almış başını gidiyor, Antarktika’da buzullar mı eriyor, Türkiye küresel ısınmaya çare bulmak için, devrede. Afrika’da yamyamları insan yemekten vazgeçirmek için formül mü aranıyor, Türkiye devrede. Ne de olsa, stratejik derinlik. (Davudoğlu’nun dış politika kitabının adı). Medeniyetler ittifakı, zenginleştirilmiş uranyum, Kıbrıs, Ermenistan çocuk oyuncağı bizimkiler için. Stratejik derinlik iyi de, anlaşılan TİKA çok daha derin ki, TİKA’nın derinliğine inip, ona bir türlü hakim olamıyor. Olsa, bu kez Belgrad’da destan yazacak. Ama, şu var. Önümüzdeki ay, bir değişiklik olmazsa, Başbakan Erdoğan’ın Belgrad’a resmi ziyarette bulunması öngörülüyor. Destan yazmak için, belki de, Erdoğan bekleniyor.