Soylarını yok etmek amacıyla

BAKLAVA dağıtılıyor, ardından hep birlikte Fatiha okunuyor.

Nişan ya da nikah değil, söz kesme. Geleneğe göre, söz kesme töreninde Fatiha okunması nikahın bir aşaması. Evliliğin hemen öncesi. Sonra gerdek gecesi.

Silahlar Fatiha okunurken patlıyor.

Mardin, Mazıdağı Bilge Köyü’nde karşılaştığımız katliam kız isteme, toprak kavgası ya da töre cinayeti, herhangi bir nedenden. Nedeni ne olursa olsun, temelde bir başka olay var.

Şiddet ve şiddet. Herkes kendi sorununu çözmek için şiddete başvuruyor. Kendi sorununu kendisi çözme yoluna gidiyor.

Türkiye tam şiddet toplumu. Her yönü tam gerilim ülkesi.

Bilge Köyü’ndeki katliam herhangi bir nedene bağlanabilir.

"Vahşet ve insanlık dışı" gibi nitelemelerle kınanabilir. Ölenlere Tanrıdan rahmet dilenebilir. Zaten hep öyle oluyor.

Sonra ne oluyor? Unutuluyor. Olayın boyutuna göre, cinayete ya da katliama yol açan insanların içindeki şiddet duygusu ile birlikte unutuluyor.

Şiddetin nedenleri yerinde olduğu gibi duruyor. Oysa, asıl sorun şiddet.

İKİ SENARYO

Son katliama dönersek, iki senaryo var.

İlki, pek çok kişi tarafından dile getirilen kız alıp verme meselesi. Aile arasında anlaşmazlık. Aynı aileden birileri kızlarını bir başka kişiye vermek isterken, aynı ailenin diğer bireyleri başka birine veriyor. Katliam bu nedenle.

İkinci senaryo, bir alabalık tesisinin işletilmesi ile ilgili. Bilge Köyü’nün yakınında Sultan Şehmuz Külliyesi ve o külliyeye bağlı olarak alabalık tesisleri var. Külliye hafta sonlarında adak adamak için, dolup taşıyor. Dolayısıyla, tesis iyi çalışıyor. Tesisi katliamda ölen ve öldüren bireylerin ait olduğu Çelebi Ailesi işletiyor.

İkinci senaryoya göre, katliam, aile içindeki anlaşmazlığın, tesisleri kimin işleteceği sorusundan kaynaklanıyor.

SOYU YOK ETMEK

Saldırıyı yapanlar kendilerini öyle kaybediyor ki, 44 insanı öldürdükten sonra, gidip bir de, o insanların ölüp ölmediklerini kontrol ediyor.

Neden? Soylarını yok etmek amacıyla.

Katliamın nedeni, bu iki senaryodan biri olabilir ya da üçüncü veya dördüncü bir senaryo olabilir. Hepsi birden olabilir. Mesele o değil.

Mesele, birilerini bu kadar gözü dönmüş hale getiren ruh hali ne? Çok derin bir soru. Yanıtı çok yönlü.

Güneydoğu’da töre cinayetlerinde bir kural var. Kan davasında çocuklara dokunulmuyor.

Şimdi burada çocuklar da öldürülüyor. Soyu yok etmek amacıyla.

Soyu yok etmek, Bilge Köyü’ndeki katliamla ilgili yeni bir ipucu. Şimdiye kadar görülmeyen ipucu. Katliam nedeninin çok ötesinde.

Köyle ilgili bir başka gerçek, rakamlarda yatıyor. Köy 32 haneli. Köy nüfusu 300 kişi. Her hanede yaklaşık on kişi.

Geçen hafta dünya basınına Türkiye’den yansıyan haber, Bostancı’da yedi saat süren silahlı çatışma. Bu hafta Bilge Köyü’ndeki katliam.

Tek tek olay üzerinden gidildiğinde, olay yaşanıyor ve unutuluyor. Toplum neden bu kadar hasta, bu soruyu düşünen pek yok.

Ve dünya basınına Türkiye’den neden hep benzer haberler.

Malezya biraderleri

MALEZYA’da bir üniversite var. İslamlaşma sürecinin en önemli ideolojik destekçisi sayılan Uluslararası İslam Üniversitesi.

Yeni Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan birbirlerini Malezya’dan tanıyor. İkisi de, vaktiyle aynı üniversitede bulunuyor.

Davutoğlu 1990-95 yılları arasında Malezya’daki üniversitede hem öğretim üyesi, hem idareci. Özcan’ın orada bulunduğu yıllar ise, 1992-94 arası. İkisi aynı dönemde Malezya’daki aynı üniversitede.

Türkiye’de çeşitli üniversitelerde Malezya’dan geçmiş başka öğretim üyeleri de var. Çoğu felsefe, İslam Hukuku, bilim tarihi dallarında.

Ama, hiçbiri Davutoğlu ve Özcan gibi su başında değil.

En sıkı dosya

HARP Akademileri Komutanlığında geçen hafta düzenlenen sempozyum "Enerji Güvenliğinde Ortak Çözüm Arayışları" başlığını taşıyor.

Davetli olduğu halde, önceden geleceğini bildirdiği halde, Azerbaycan Sanayi ve Enerji Bakanı toplantıya katılmıyor.

Türkiye ile Azerbaycan arasında, Türkiye’nin Ermeni ilişkileri nedeniyle beliren soğukluğun ötesinde, ciddi bir pazarlık sürüyor. Doğalgaz pazarlığı.

Türkiye Azerilerden doğalgazı 120 dolardan alıyor. Aynı dönem içinde Rusya’dan alınan doğalgaz fiyatı 240 dolar. Bunun iki katı.

Azeriler şimdi, "doğalgazı dünya fiyatlarından satacağız" diyor. Ve bir pazarlık başlıyor.

Tayyip Erdoğan’ın gelecek hafta Bakü’ye gitmesi öngörülüyor. Giderse, masada karşılaşacağı en sıkı dosyanın doğalgaz olacağı ortada.

Pazarlığın çok çetin geçeceğini tahmin etmek hiç güç değil.
Yazarın Tüm Yazıları