Paylaş
Yine Türk bayrakları, bu kez Beethoven’in Altıncı Senfonisi ya da Chopin’in Cenaze Marşı ile karşılıyoruz, “şehitler ölmez, vatan bölünmez”.
Her saldırı sonrasında Kuzey Irak’taki PKK hedeflerini vuruyoruz. Havadan yapılan operasyonda uçaklarımız Hakurk ve bölgesine ateş yağdırıyor. PKK’nın kampları yerle bir ediliyor. PKK ağır kayıplar veriyor. Mağaralarda saklanan çeşitli gıda maddesi, cephane ve haberleşme araçları ele geçiriliyor.
Bu arada saldırı sonrasında kaçmak isteyen PKK’lılar çembere alınıyor. Son saldırı üzerine dört bin askerimiz üç yüz teröristi dağda çeviriyor. Ben bunları yazarken, sıcak çatışma devam ediyor.
NAYLON
Üç yüz PKK’lı insansız hava araçları Heronlara ve Preditörlere rağmen sınırdan sızıyor, karakola kadar yaklaşıyor ve saldırıyor. Üç yüz PKK’lı onca ağır silahları saklıyor, taşıyor, saldırıyor. Bu nasıl oluyor? Açıklaması var.
Bu araçlara karşı korunmak açısından eskiden naylon kullanan PKK’lılar şimdi siyah şemsiye kullanıyor. Olmadı, naylon yağmurluk, naylon çorap, naylon mendil. Sadece kendileri değil, ağır silahlar da naylonlarla kaplı.
Çağımızda teknoloji naylona karşı aciz kalıyor. PKK’lılar dağlarda teknolojide Amerika, Almanya ve diğer gelişmiş ülkelere göre, ne de olsa, daha üstün. Dağda uzay üssü kurdukları için insansız hava araçları PKK’nın hareketliliğini kayıt altına alamıyor.
REAL TIME
Amerika ile hiç bir sorun yok. Taa Baba Bush’tan bu yana, yani yirmi beş yıldır. Amerikan Başkanları ile yaptığımız 19, 29, 39, 49 görüşmede Baba Bush, Clinton, George Bush ve şimdi Obama TV’leri çağırıyor, kararlı ifadelerle, “PKK terör örgütüdür, biz Türkiye’ye bu konuda her türlü yardımı yapıyoruz” açıklamasını yapıyor. Çok kapsamlı görüşmelerde, büyük memnuniyetle kaydedildiği gibi, varılan görüş birliği gereği, iki tarafın resmi açıklamaları ardından istihbaratı paylaşma anlaşması törenle imzalanıyor.
Her PKK saldırısında, her istihbarat eksikliğinde Dışişleri ya da Savunma Bakanlarımız sektirmiyor:
“Real time istihbarat alıyoruz”. Yani, anı anına. PKK anı anına giriyor, anı anına saldırıyor, anı anına şehitler veriyoruz. Ne de olsa, istihbarat anı anına.
Ardından real time hava operasyonları başlıyor. PKK kampları real time vuruluyor. Teröristler real time çember içinde.
Terör bitti, bitecek, bitmek üzere. Tam bu sırada Beethoven’in Altıncı Senfonisi ya da Chopin’in Cenaze Marşı “şehitler ölmez, vatan bölünmez”. Anı anına.
Masaldan masal beğen, anına anına.
Orgeneral Özel vay canına
GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in bir partinin yetkililerine yaptığı açıklamalar müthiş. Orgeneral Özel, PKK’nın yerleştiği Kandil Dağına yapılacak operasyonla ilgili olarak:
1-Devlet kararlı olmalı. Şok geçiriyorum, şaşırıyorum, bir daha bir daha okuyorum, demek devlet henüz kararlı değil. Binlerce ölen insana, harcanan bir trilyon dolara rağmen, devlet otuz yıldır kararlı değil. Aklım almıyor.
2-Amerika ikna edilmeli. Amerikan Başkanlarıyla yapılan her görüşme sonrasında yapılan açıklamalara göre, çok kapsamlı görüş birliği çerçevesinde, Amerika’nın terör konusunda aynen bizim gibi düşünüyor. Demek, gerçek öyle değil, Amerika Kandil operasyonuna izin vermiyor. Aklım almıyor.
3-Anı kayıplara karşı kamu oyu hazırlıklı olmalı. Yıllardır ağır kayıplar veriyoruz, kırk bin kişi hayatını kaybediyor. Daha ne. Aklım almıyor.
Genelkurmay Başkanının vurguladığı üç nokta, resmi açıklamalarla gerçek arasındaki çelişkileri sergiliyor. Şaşırıyorum.
Demek sonuç alınabiliyor İşte Kürtaj
“HER kürtaj bir Uludere’dir” söylemiyle başlayan kürtaj tartışmaları, değişik çevrelerin, özellikle kadınların protestosuna yol açıyor. Kürtaj yasağına karşı çıkan kadınlar Türkiye’nin dört bir yanında haklı olarak sokaklara dökülüyor.
Bu arada bazı anketler düzenleniyor. Görülüyor ki, AKP’ye oy veren kadınların yüzde 7.6’sı, kürtaja yasak gelirse, oylarını geri çekeceğini açıklıyor. (Gezici Araştırma Şirketinin 9-10 Haziran anketi).
Kürtaja yasak düşüncesi kadınları sokaklara dökmekle kalmıyor, AKP’ye oy kaybettiriyor.
Ve AKP geri adım atarak, kürtaj yasağını gündeminden kaldırıyor. AKP Gurup Sözcüsü Nurettin Canikli’nin açıklaması bu yönde.
Kürtajda geri adım önemli bir simge. Demek ki, çoğunluğuna rağmen, iktidar her zaman her istediğini yapamıyor. Demek ki, kararlı bir toplumsal muhalefet karşısında iktidar geri adım atmak zorunda kalıyor. Demek ki, “iktidarın çoğunluğu var, yapacağımız bir şey yok” diye umutsuzca yerinde oturmak yanlış.
Laboratuar gibi, sonuç alınan önemli bir deneyi yaşıyoruz.
Paylaş