Paylaş
Herhangi bir ülkede ırzına geçilen kadınların sokağa nasıl atıldıklarını, tecavüz sonucu doğan, terk edilen çocukların kaderini düşünürken.
Ama savaşta, ama barışta. Aldatılan kadınlar, ama demokratik, ama otoriter ülkede. Hâlâ siyah-beyaz ayrımına kurban giden kadınlar ve çocuklar ama gelişmiş, ama yoksul ülkede. Hepsi insan hakları ihlali.
İNSAN HAKLARI ÖRGÜTÜ
Dünyada doksan ülkede insan hakları ihlallerini araştıran, ihlalleri önlemeye çabalayan bir örgüt var. Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü) 1978’den bu yana sözüne güvenilir bir kurum olarak faaliyet gösteriyor. Hükümetlerden bağımsız.
Kurumun kadın hakları bölüm başkanı Liesl Gerntholtz geçen akşam Vuslat Doğan Sabancı’nın verdiği bir davette dünyada kadınların uğradığı insan hakları ihlallerine ilişkin bilgi veriyor.
DOKTOR KORKUSU
Ülkelerde “kurbanlarla” konuşuyor, ihlalleri önlemek amacıyla pratik ve yasal önlemler sunuyor.
Irzına geçilen kızlar bazen kendilerini öldürüyor, bazen aileleri onları öldürüyor, bize hiç yabancı değil. Kızlar ve aileler doktora gitmeye korkuyor. Doktor korkusu ölümden beter. Pek çok ülkede hükümetler bu yönde daha anlayışlı ama hayatın pratiği ihlalleri önlemeye yetmiyor.
CENEVRE’DE ODA
Gerntholtz Suriye’yi anlatırken, “Kadınlara ve kız çocuklara yönelik ihlaller inanılmaz” diyor. Kız, erkek çocuklara tecavüz, işkence, “Sizin kızınıza, oğlunuza, bir yakınınıza olsa, çıldırırsınız, ne biçim ihlaller var”.
Suriye’de tecavüze uğrayan kadınlar ve aileleri Suriye’ye ilişkin Cenevre’de yapılan iki toplantıda da, kendilerine ayrılan bir odada toplantıya katılan bakanlara başlarından geçenleri anlatıyor, yardım bekliyor. Hâlâ bekliyor.
İnsan hakları ihlalleri açısından Irak’taki durum Suriye’ye benziyor. Yine de, hafif düzelme var, kızlar okula gidebiliyor.
Vahşeti dinlerken insanlık adına utanç duymak yetmiyor. İhlalleri önlemek için çaba harcamak gerek.
Türkiye bildiğiniz gibi
HUMAN Rights Watch 2013 için Türkiye’de insan haklarına ilişkin rapor yayınlıyor. Rapor tahmin ettiğiniz gibi:
“AKP Meclis’teki güçlü çoğunluğuna rağmen, siyasal muhalefete, kendisini eleştiren medyaya, protesto için sokağa çıkan halka karşı son derece hırçın, hiçbir hoşgörüsü yok. Göstericilere yoğun biber gazı var”.
Kurum, terörü sonlandırmak için çözüm sürecine değer veriyor ancak, bu olurken, “demokrasi açığı” deyimini kullanarak, basın ve ifade özgürlüğü kısıtlamalarını vurguluyor. Yargı bağımsızlığına atılan tırpan, internete sınırlama, yolsuzluk iddiaları aynı raporda yer alıyor.
Pek çok uluslararası örgüt ve ülkelerin gözlemleri gibi.
7 ve 7 ve 47
“BİZİM partimizde kadın kontenjanı yüzde 25.” Hayır, siz geridesiniz, “bizde yüzde 30”.
Söz kadınlardan açıldı mı, partiler mangalda kül bırakmıyor, hepsi birbiriyle yarış halinde. O yarışta muhteşem bir sonuç var. KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) Başkanı Gülden Türktan açıklıyor:
“Biz her partinin yetkililerine çok söyledik, yaklaşan belediye seçimleri için ancak, sonuç tam hüsran. 1400 belediye başkanı seçilecek. 1400 başkan için AKP yedi, MHP yedi, CHP kırk yedi kadın aday gösterdi”.
Kadınlar için bir atılan nutuklara bakın, bir de bu rakamlara, üç büyük parti açısından da, tam skandal.
Paylaş