CESETTEN kalan son parçayı çıkarıyorlar. Kime ait belli değil. Çürümüş. Etrafa dehşet bir koku yayılıyor. Şişmiş. Kadın mı, erkek mi, tanımı mümkün değil.
32 dereceyi bulan sıcaklığa, 70’i aşan nem oranı eklendiğinde, ceset kokusuyla birlikte, nefes almak güçleşiyor.
Tsunaminin vurduğu, Tayland’a bağlı Phuket Adası’ndayız. İki ünlü koyu var. Patone ve Kamala.
Yılın 12 ayında denize girilebiliyor. Bu iki koyda ölü sayısı 200 dolayında. Tsunamiden binalar da pek zarar görmüş değil.
Dünya jet sosyetesinin dadandığı Phuket nasıl bir yer?
BATAKLIK GİBİ
Deniz çekildiğinde, med-cezir hali, akşam üstü tam o anda Phuket’e varıyoruz.
Berbat bir manzara. Bataklık gibi!.. Palmiye, kauçuk, bambular Noel Ağacı gibi lüks kalıyor.
Phuket kent olarak, bizde 60’lı-70’li yılların turistik kasabaları gibi. Hiçbir özelliği yok. Çok sıradan.
Kamala’da dört-beş otelin oluşturduğu turistik oteller hariç, Phuket’te dünyanın bu ölçüde turistini çekecek ne var, anlamak zor.
Ama, yılda 4 milyon turist çekiyor. Tayland ekonomisine sadece Phuket’in turizm getirisi 5 milyar dolar!..
Phuket’in adı çıkmış... Bir özelliğini teslim etmek gerek. Yılın herhangi bir gününde denize girilebildiği için, ilgi topluyor.
BİZDE ÇOK VAR
Dünyanın ünlü turistik merkezlerinden biri olduğu için fiyatlar kişi başına günde 400-500 dolar. Her zaman da dolu.
Ama şimdi aynı oda 100 dolar!...
High Season (en uygun mevsim) olmasına rağmen deprem turizmi vuruyor. Oteller bomboş.
Önceki geceyi Başbakan Erdoğan’la birlikte Phuket’te geçiriyoruz. Zamanında 400 dolarlık otellerden birinde kalıyoruz. Çok lüks.
Bu lüks yer dahil, bizde buna benzer çok sayıda tatil köyü var. Hepsi de bu ayarda. Bunun fiyarı 400, bizim fiyat 100 dolar!...
Phuket iyi pazarlanıyor, bizim tatil köyleri o kadar iyi pazarlanamıyor. Fark bu ölçüde net.
TURSAB Başkanı Başaran Ulusoy da gezide. Phuket’teki manzaralardan sonra, Ulusoy:
‘Bizdeki turizm kalitesi dünyanın her yeriyle çok rahat rekabet eder.Dünyanın tüm ülkelerinde tanıtıma girmemiz gerek.Türkiye, turizmin Birleşmiş Milletleri gibi.İyon, Hitit, Frigya, Roma-Bizans, Selçuk, Osmanlı uygarlıkları bizden geçmiş.’
Canını seveyim bizim kıyıların, bizdeki turistik tesislerin!... Phuket’i gördükten sonra, Türkiye’den kalkıp tatil için buralara gelenlerin, üstelik o kadar para, aklına şaşıyorum.
Haaa, kışın bronz tenle dolaşıp ‘Maldivler’deydim, Phuket’teydim’ diye caka satan sosyetik figüranlar hariç!..
‘İstanbul’da denize girilecek’
PHUKET’teki sıradanlığı, heyette herkes farkediyor. Aklıma İstanbul düşüyor.
Bir ara Phuket kıyılarında sohbet ettiğim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a soruyorum. Önemli bir mesaj veriyor:
‘İstanbul’un sahil şeridi 234 kilometredir.Bunun yüzde 52’si, 138 kilometresinde bu yılın mayıs, haziranından itibaren denize girmek mümkün olacak.Tuzla, Fenerbahçe, Kalamış, Adalar, Büyükçekmece ve Baltalimanı’nda.’
Başkan Topbaş söz veriyor. Phuket’i görünce, bu sözün anlamı daha da artıyor.
Taylandlılar Taylandlıları Sever Partisi
ÖNCE polis. Sonra ceza hukuku okuyor. Derken işadamlığına soyunuyor. Bu da olmuyor politikaya atılıyor. O şimdi Başbakan!
Taylandlıların Başbakanı Thaksin Shinawatra, geçen pazar günü yapılan seçimlerde rekor kırıyor, yüzde 75 oy alarak, ikinci kez iktidara geliyor. Meclis’e üç parti giriyor. Üçüncü parti mecliste tek bir sandalye kazanıyor.
İktidar partisinin resmi adı çok hoş: THAİ RAK THAİ. Türkçesi Taylandlılar Taylandlıları Sever Partisi. Sevdikleri aldığı yüzde 75 oydan belli!.. Tayland kendi seçiminden sonra, şimdi dünya çapında bir başka seçime göz dikiyor. 2006’da BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın görev süresi doluyor. Dolayısıyla ortaya adaylar çıkmaya başlıyor. Dünyada bir kulis dönüyor.
Genel Sekreter’in bu kez Asya kökenli olması söz konusu. Tayland ve Sri Lanka dışişleri bakanları adaylar arasında. Başbakan Erdoğan dün Tayland’da, bugün Sri Lanka’da!..
Siyasetin sırası mı şimdi? Şu anda James Bond’un film çevirdiği adanın üstünden uçuyoruz.
007’den sevgilerle!...
Çin Yılbaşısı
BANGKOK’ta birkaç saat kalıyoruz. Başbakan Erdoğan resmi görüşmelerde, fırsattan istifade biz şehir turunda!...
Bir anda büyük bir kalabalık. Davullar, zurna gibi şeyler, müthiş bir gürültü...
Koca bir ejderha maketi. Yeşilli, kırmızılı, uzun kuyruklu. Çevresinde davul çalınıp, oynanıyor.
Tayland’da Çin Yılbaşısı kutlanıyor.
Çin Takvimi’ne göre, yeni yıla önceki gün giriliyor. O gürültü, kötü ruhları kovmak için. Ejderha verimin, enerjinin simgesi.
Çin Takvimi’nde dönerli olarak 12 yıl var. At yılı, Yılan yılı, Koyun yılı, Horoz yılı gibi. Her yıla özgü inançlar var.
Şimdi Maymun yılından çıkılıyor, Horoz yılına giriliyor.
En şanslı yıl , üç yıl önceki Ejderha yılı. At yılına dikkat!... Mutsuzluk getiriyor.