Orası şimdi daha sıkı bir bölge

DAHA önce sıkıyönetim ve olağanüstü hal (OHAL) var. Daha önce, yine geçici güvenlik bölgesi var.

Ama türü, kapsamı ve niteliği bu biçimde olan geçici güvenlik bölgesi yok.

Genelkurmay Başkanlığı önceki gün belli coğrafi koordinatlar vererek, Şırnak, Siirt ve Hakkari’yi içine alan üçgende Geçici Güvenlik Bölgesi ilan ediyor. Verdiği koordinatlar içinde, o bölgede giriş ve çıkışları kontrol altına alıyor. Kim alıyor? Asker.

Terör yeniden en azgın dönemine dönüyor. On yıl öncesini andıran bir tırmanış, sivil-asker, her kesimden insanın sabrını çoktan taşırıyor. Kuzey Irak harekatına Amerika izin vermiyor. Ancak, yurtiçinde zaten durmadan süren operasyon şimdi daha farklı bir boyuta uzanıyor.

Üç ay süreyle, o bölgeye giriş-çıkışlar askeri denetim altında. Yani, yasak.

NOTAM İLANI

İlk bakışta, giriş ve çıkışı yasaklanan bölgeye verilen koordinatlarla, sıradan bir NOTAM ilanı gibi. NOTAM, yani notice to airman, havacıya uyarı anlamında.

"Biz bu bölgede, şu saat ve günlerde uçuş yasağı koyuyoruz" gibi bir uyarı. Havacılık ve denizcilikle sık sık başvurulan yöntem. Tatbikat, denetim ve güvenlik amaçlı uyarılar. Yasaklanan bölgeler.

Ancak, son güvenlik bölgesi ilanı, bu bilinen örnekleri aşıyor.

Sıkıyönetim ve OHAL’in hukuki dayanağı var. Hangi durumlarda, nasıl kabul edileceğine ilişkin Anayasal kurallar var. Her ikisinin de, mutlaka Bakanlar Kurulu kararıyla Meclis’ten geçmesi şart. Ayrıca, her ikisinin uygulamasına dönük, ilkeler var. Örneğin, sıkıyönetimde yetki askere geçiyor. OHAL’de bir bölge valisi atanıyor. Temel hak ve özgürlüklerde belli kısıtlamalara gidiliyor.

Şu anda bunların hiçbiri yok. Şu anda sadece açıklanan coğrafi koordinatlarla, geçici güvenlik bölgesi ilan var.

Yönetim sivillerin elinde, yetki sivillerde, yani vali ve kaymakamda, askerde değil.

Hukuk açısından farklı bir yönetim biçimi yok.

BÖYLE GİTMEZ

Ancak, yine de geçmişte benzeri olmayan bir durum. "Tıpkı NOTAM ilanı gibi" yönündeki açıklamalar inandırıcı değil.

Dün bazı emekli orgenerallerle, kuvvet komutanlarıyla konuşuyorum, hiçbiri geçmişte bu kapsamda bir uygulama anımsamıyor.

Yeni güvenlik bölgesi, terörün en azgınlaştığı bölgede, terörle mücadelede, işin çok daha sıkı tutulacağı anlamına geliyor.

Bölgeye giriş ve çıkış yasağı sadece havada değil, karada da geçerli. Burası çok önemli.

Tam seçime giderken, o bölgede OHAL ya da sıkıyönetim ilan etmek, hiçbir siyasal iktidarın işine gelmiyor. Zaten ne böyle bir istek var, ne de böyle bir düşünce. Ama, güvenlik bölgesi ilanı ile, adı konulmayan sıkı bir mekanizmanın harekete geçmesi mümkün.

Teröre halk müthiş tepkili. Asker müthiş sinirli.

Kuzey Irak’a harekat ya da bir başka şey, ama bunun böyle gitmeyeceği ortada.

Terör seçimi aştı

HERKESİN dilinde, seçim gerçekten var mı, sorusu, çok gündelik hale geliyor. Herkes tedirgin, herkes garip bir bekleyiş içinde.

Bunun başta gelen nedeni terör. Sosyal içerikli anketlerde, terör birinci sıraya oturuyor. Ankete ne gerek var, herhangi bir saatte, herhangi bir TV kanalını açmak, insanların feryatlarını duymak açısından, çoktan yetiyor.

Seçim halkın kaderini belirliyor. Buna rağmen, seçim şu anda arka planda. Onun için de, seçim varmış, yokmuş, halkın pek umurunda değil. İlk soru, ilk tepki, terörle bağlantılı.

İşin garibi, siyasal partiler bu derin tepkinin farkında değil. Olsalardı, artan terör karşısında bir tanesi çıkar, tepki göstermez miydi?
Yazarın Tüm Yazıları