Köylerde Facebook patlamış

‘JANDARMA seçimde köye gelmiş, baskı yapmış, o geçti abi. Şimdi videoya alıyoruz, hemen Facebook’ta paylaşıyoruz ya da bir köyde miting, videoya çekiyoruz, bütün köylere iletiyoruz. İletişim devri en çok bize yaradı, biri bir şey yazıyor, hepimiz olayı öğreniyoruz, cevap veriyoruz. Batıdakiler sadece Türk medyasını izliyor, biz burada hem Türk, hem Kürt medyasını izliyoruz, bizim avantajımız.’
Geçen hafta sonu Diyarbakır’a bağlı bir-iki köye gidiyorum. Bunları anlatanlar köylerdeki insanlar. İkide bir sosyal medyayı neden yasaklıyor, onu gösteriyor. Ben Güneydoğu’ya hemen iki yılda bir
giderim, insanlar şimdi çok
bilinçli, hakkını arıyor, peşini bırakmıyor. Öyle bilenmişler ki, HDP Güneydoğu’da AKP’yi hallaç pamuğu gibi atacak, hazretlerin öfkesi bundan. Halkın inancı tam, “Demirtaş sakindir, çizgisinden vazgeçmez, başkanlığı da vermez”. Köylerde Facebook, Twitter şakır şakır, müthiş bir uyanış. Saldırı ya da nutukla önlenecek gibi değil. Onların diliyle, “Seçim bizimle AKP arasindadir”.

Üç aydır yakalanan yok

20-23 Şubat’ta Ankara, Kocaeli, Trabzon, İzmir, Erzurum, Kayseri, Eskişehir, İstanbul, Manisa ve Adana’da, üç günde on ilde başlıyor HDP’ye saldırılar. 18 Nisan’da Ankara’da HDP Genel Merkezi’ne silahlı saldırı, Keçiören ve Mamak’ta ırkçı sloganlarla devam ediyor.
24 Nisan Amasya’da, HDP seçim bürosuna. İki gün sonra Niğde’de basın açıklamasına katılanlara biber gazı ve copla müdahale, gençler dört saat gözaltında. 30 Nisan Bilecik, HDP il binasına küfürlerle saldırı iki saat sürüyor. Partililer dışarıya çıkamıyor, 2 Mayıs’ta yeni bir baskın. 25, 28, 30 Nisan, 4 ve 7 Mayıs’ta İstanbul’un çeşitli yerlerinde HDP bayrakları yakılıyor, taşlı-sopalı saldırı, yaralılar var.
3 Mayıs Balıkesir, tanıtım toplantısına jandarma geliyor, müzik yayını nedeniyle 6 bin lira ceza. 5 Mayıs Isparta’da afiş asarken, 8 Mayıs seçim bürosuna saldırı. 4 ve 10 Mayıs Osmaniye’de seçim bürosunda bayraklar yakılıyor, seçim aracı taşlanıyor. 12 Mayıs ev sahibi baskıya dayanamıyor, il binasını kilitliyor. 3 Mayıs Mudanya’da bayraklar indiriliyor, seçim bürosu taşlanıyor.
Tokat, Kars, Muğla Milas derken, Erzincan’da Selahattin Demirtaş’ın mitingine izin yok, ertesi gün Davutoğlu’nun mitingi olduğu gerekçesiyle. Yalova’da saldırı, Soma ilçe binasında yangın, Konya Selçuklu, Cihanbeyli, Kulu, Seydişehir’de saldırı, bildiri dağıtan HDP’lilere gözaltı. Siirt, Erzurum, Elazığ, Uşak, Trabzon, Van, Kırşehir, Rize, Aydın, Sivas, Zonguldak, Kayseri, Nevşehir, Fethiye, Kırşehir seçim bürolarına saldırı. Aksaray’da konser güvenlik gerekçesiyle yasaklanıyor. Silifke, Alanya, Bolu, Edirne’de saldırılar.
Türkiye’nin her yerinde üç aydır süren saldırılarda, nasıl oluyorsa, tek
bir kişi bile yakalanmıyor. 1) Saldırıları kınamak ötesinde, Davutoğlu izah etmekle yükümlü, nasıl oluyor da kimse yakalanmıyor, 2) Bu kadar kavgalı ve
güvensiz bir seçimin
ülkeyi nasıl bir tehlikeye sürüklediğini, nasıl oluyor da görmüyor, anlamak zor.

Çünkü AKP’den oy alıyor

SELAHATTİN Demirtaş özel sohbette saldırıları değerlendiriyor: “Biz AKP’den oy alıyoruz. Başkanlık elden gidiyor, onun için saldırılar artıyor. Ben sakinleştirmeye çalışıyorum. Saldırılar, iftira ve yalanlar halkta öfke biriktiriyor. Biz barajı aşacağız, bu kadar kışkırttığı için seçim sonrasında halk bu kötülükleri unutmayacak. Geriye hesaplaşma kalacak, beni düşündüren bu”.
Bu kadar saldırı yerine,
makul olan, HDP’nin barış içinde Meclis’e girmesi.
Kendini değil, Türkiye’yi düşünen birinin halka bunu anlatması gerek. Tam tersine Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu her fırsatta HDP’ye demediğini bırakmıyor.