Paylaş
HDP barajı aşar mı, seçimde güvenlik var mı, oylar çalınır mı sorularının ne kadar hayati olduğu Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) son kararıyla bir kez daha ortaya çıkıyor.
AKP iktidarının devamı çok daha karanlık bir ülkeye gebe.
AYM dini nikâh kıyan din görevlisine öngörülen hapis cezasını kaldırıyor. Bu ağır kararın vahim sonuçları var:
-Resmi nikâh yerine dini nikâh iyice yaygın hale gelecek.
-Erkek kadına “Boş ol” dediği anda evlilik sona erecek.
-Birden çok kadınla “dinen evlilik” mümkün olacak.
-Kadın her türlü miras hakkından mahrum kalacak.
-Çocuk evlilikler artacak. Kızların okula gitmesi azalacak.
-Çocuklar nafakadan mahrum kalacak.
Bu kararla AYM kadına sırtını dönüyor, “eşitlik” gerekçesiyle Anayasa’nın eşitlik maddelerini kendisi ihlal ediyor.
SON KALE
Türkiye’nin de imza attığı uluslararası kadın ve çocuk sözleşmelerine aykırı bir karar. Bunların bazılarında bugünkü iktidarın da imzası var.
AYM hukuk anlamında sığınılacak son kale. Şimdi o kale düşüyor, AYM bu kararıyla rejime ağır muhafazakâr bir dönüş hazırlıyor.
Kız çocuklarını ve kadını ikinci plana itiyor.
4+4+4 eğitim sistemi, yargının ele geçmesi, hiçbir hesabın sorulamayışı, yolsuzluk iddialarının ayyuka çıkması, Anayasa ihlalleri, hukukun hiçbir anlamının kalmayışı, rant ve rant, basın özgürlüğünün kısıtlanması hep birden zaten rejim değişikliği.
Buna şimdi çok çarpıcı bir dönüşüm ekleniyor. Günlük yaşamı, aile düzenini etkileyecek bir dönüşüm.
Ve bu en yüksek yargı organı eliyle gerçekleşiyor. Uluslar totaliter yapıya böyle teslim oluyor, böyle intihar ediyor.
YSK’DA YABANCININ MERAKI
AVRUPA Konseyi’nin sorusu “Anayasa ihlali var mı?” Soruyu Yüksek Seçim Kurul Başkanı’na soruyorlar geçen hafta. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı soğukkanlı, “Hayır yok”.
Yabancı parlamenterler devam ediyor, “Ama sizin Cumhurbaşkanı her gün bir yerde miting yapıyor”.
YSK Başkanı yanıtlıyor: “!.../...^^...” Yabancılar devam ediyor, “Bu takdirde Anayasa ihlali yok mu?”
YSK Başkanı istifini bozmuyor, “Hayır yok”. Hem Anayasa ihlali yok, hem miting yapıyor, ikisi bir arada mümkün mü?
YSK Başkanı yanıtında ısrarlı: “---!...=...-^+*”.
Yabancılar bu görüşme sonrasında kendi aralarında görüş birliğine varıyor: “Çok yararlı toplantı oldu, çok şey öğrendik, miting var, mitinglerde sürekli ‘biz’ ve ‘onlar’ ifadeleri var, kim demiş ihlal var diye, eşit ve tarafsız bir seçim”.
Yazdıkları rapor bizim adımıza yüz karası.
DENETİM BÖYLE OLUR
ÇOK önemli bir üniversitenin rektörü sonunda dayanamıyor, “Size en iyisi burada lojman vereyim, oraya yerleşin”, lojman vereceği kişiler Sayıştay denetçisi, Maliye denetmeni, Büyükşehir Belediye denetmeni, hangisi varsa, 2006 yılına kadar geriye giderek dekanların ve yöneticilerin harcamaları denetleniyor.
Denetim çok titiz, “Sizin imzanız sağda olması gerekir, neden solda” gibi sorularla birlikte.
Pek çok CHP’li belediye de benzer denetim ablukası altında, buna karşılık hükümetin denetlenmesi söz konusu değil, çünkü Sayıştay raporları artık Meclis’e gelmiyor, iktidar hesap vermiyor, denetimden uzak.
Ayrıca, kendine bağlı bürokrasiye en büyük facia ve ihmallerde bile soruşturma izni vermiyor.
Paylaş