Havuz patronuna Beşiktaş emri

PATRONUN arkasında kimin olduğu belli, âleme “nizamat” verme sırasında şimdi “Beşiktaş” var.

Haberin Devamı

Tek tek insanları nasıl kendine göre hizaya getirmeye kalkıyorsa, şimdi de Beşiktaş’ı ele geçirme hevesi.
Dört bakana yolsuzluk iddialarında adı ön planda geçenlerden, işadamı Reza Zarrab bir süre önce Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’la kol kola, Beşiktaş tesislerini dolaşıyor, yemek yeniyor, iddiaya göre yapılmakta olan statta loca satın almak istiyor. Yok ya?
Zarrab’ın Beşiktaş tesislerine gitmesi boşuna değil, oradaki havayı yoklama. Hedef başka.


BAŞKAN VAZİYETİ


Yıl sonunda Beşiktaş’ın kongresi var, başkan seçilecek. Yukarıdaki gözünü Beşiktaş’a dikiyor. Etrafa bakıyor, “havuz medyası patronlarından birini” gözüne kestiriyor: “Şu başkan olabilir”.
Bunun için kime emir vereceği belli. Beşiktaş’ı iyi tanıyan, bir süredir emrinde olanlardan biri. “Haydi kolları sıva da (...) başkan yap”. Emir yüksek yerden. Zarrab’ın başkanlıkla filan ilgisi yok, o “Beşiktaş’a seçtirilmesi”, seçim adı altında “atanması” düşünülen havuz patronu adına tesislere gidiyor, Beşiktaş’a sızma harekâtı. Fikret Orman’ın yaptığı affedilmez. Zarrab’ı tesislerde ağırlamak da ne demek? Ama Orman’ın durumu parlak değil, stat söz verdiği tarihe yetişmiyor, para yok, ayrıca özel iş hayatı amcalarının iki dudağı arasında. Boynu kıldan ince, Zarrab’la kol kola. Zarrab’la bağlantıyı kuran bir başka Beşiktaş yöneticisi mi?

Haberin Devamı


ÇARŞI BIRAKMAZ


Beşiktaş taraftar gruplarından “1903 Birliği”nin 21 Nisan’da Ataşehir’de paneli var. Başkanlık seçimi için ufukta beliren havuz medyası patronuna karşı Beşiktaş muhalefeti birleşmeyi planlıyor. çArşı panele gidecek, işbirliği olabilir mi, olamaz mı, bakacak. Her iki grup da Zarrab’ın Orman’la buluşmasına, hele de statta loca almaya kalkmasına şiddetle karşı.
Ne emir, ne havuz patronu, ne Zarrab, sen “Beşiktaş’a nizamat” vermeye kalkarsan, hevesin kursağında kalır.

Korkuyor, izin vermiyor

HÜRRİYET’in dünkü manşeti, Çaycuma’da köprü çöküyor, on beş kişi hayatını kaybediyor ama suçlu yok, çünkü hiçbir kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verilmiyor. İzin vermeyen bakan ya da kamu kurumu. Başka örnekleri var:
Soma 301 işçi ölüyor, Uludere 34 kişi öldürülüyor, Van Bayram Otel 24 kişi ölüyor, Ermenek 18 işçi ölüyor, Ankara Ostim 20 kişi ölüyor, cezaevi arabası yanıyor 4 mahkûm ölüyor, Tunceli’de savcı öldürülüyor, ilk akla gelen facialar, hiçbirinde bir kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verilmiyor. AKP adaleti, hiç kimse cezasını çekmiyor.
Neden izin verilmiyor? Arkasından ne çıkacak korkusu mu? Bir bakan ya da kamu kurumu bu kadar keyfi nasıl davranabiliyor? Onca insan hayatını kaybetmiş, sen hangi hakla soruşturmayı engelliyorsun? Hayatını kaybedenlerin yakınları izin vermeyen kim ise onun aleyhine tazminat davası açabiliyor, ne hikmetse, artık pek açılmıyor. Onun ötesinde, savcıların yetkisi var, izin vermeyen bakan hakkında görevi kötüye kullanmak suçuyla fezleke düzenleyebilir. Bu kural da işlemiyor.
Nasıl işlesin, bir bakan hakkında fezleke düzenleyen savcı anında Adalet Bakanlığı’nın kara listesinde. Yürütmenin yargıyı ele geçirmesine bir örnek. Yürütme üzerinde yargı denetiminin yok edilmesi. Onca insan ölüyor, ortada tek sorumlu yok, çürümüş bir iktidarın en büyük “günahları” arasında.

Yazarın Tüm Yazıları