O arabaya binmeyeceksiniz. O yemeğe katılmayacaksınız. O düğüne gitmeyeceksiniz. O daveti iptal edeceksiniz.
Eğer ülkenin kaderini çizecek karar organında görevliyseniz. O organın başında iseniz. Ve gözler vereceğiniz kararda ise.
Araba, davet, yemek, bunlar söz gelişi örnekler.
Bir süredir herkes gibi, ben de Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ı izliyorum. Her davranışı ister istemez, haber değerinde. Çünkü, önünde iki partinin kapatma davası var. Ayrıca, türbanla ilgili anayasa değişikliği.
Bir normal zamanda Anayasa Mahkemesi başkan ve üyelerinin ne yaptığı ile kimse ilgilenmiyor. Kime ne? Ama, şu sıralarda onlar kapsama alanı içinde. O zaman, onların her zamandan daha fazla dikkatli davranmaları gerek.
İÇİM BURKULDU
Geçenlerde Çankaya’da verilen bir davette Haşim Kılıç var, içim burkuluyor.
Protokol olarak Çankaya’da davete katılması normal. Ama, gün o gün değil, her türlü gölgeden uzak durmak gerek. Davetine katıldığı Cumhurbaşkanının siyasi kaderi, Kılıç’ın elinde.
Yetmiyor, Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’ı kızının düğününe davet ediyor. Normal zamanda, davet çok normal. Ama, şimdi değil. Gül ve Erdoğan düğüne katılmıyor, doğru davranıyor.
Oysa, asıl doğru davranışları Kılıç’tan beklemek gerek.
Son ayak sürçme, bir panel. İki gün sonra Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümü. Kılıç yıldönümünde "Yeni Anayasa Arayışları ve Yargının Konumu" başlıklı bir panel düzenliyor. Panelin oturumlarından biri "Parlamento ve Yargı Organı İlişkileri".
Hayır, DTP hariç, diğer parti temsilcilerini çağırıyor. Kılıç’ın ayağı bu çağrı ile üç kez sürçüyor.
1-DTP ile ilgili kapatma davası var. Dava onun önünde. Onun için çağırmıyor, diyelim. Güzel, yerinde. Ama, kapatma davası bulunan AKP’yi neden çağırıyor? AKP’yi çağırıyorsa, DTP’yi neden çağırmıyor? Partiler arasında fark gözetmek, ne zamandan beri Anayasa Mahkemesinin görevi?
2-Ben hukukçu değilim, hukukta buna ihsas-ı rey deniyor. Oyunu önceden belli etmek anlamında. Birini çağırmak, ötekini dışlamakla AKP ve DTP’ye karşı farklı tutum sergilemiş olmuyor mu?
3-Farklı tutum, AKP ve DTP kararlarında lehte ya da aleyhte vereceği oyu şimdiden gölgelemiyor mu?
Farklılığın farkına varan CHP ve MHP o oturuma katılmayacağını bildiriyor. Kılıç da, oturumu iptal zorunda kalıyor.
"Paneli iptal edilmek zorunda bırakılan bir Anayasa Mahkemesi", bu durum hoş değil. Kılıç, bugünlerde üzerine gelebilecek bulutları mümkün olduğu kadar dağıtmalı.
Oysa, o toplamakla meşgul.
Kiev’de yalnız bir bakan
GEÇEN hafta sonu Ukrayna’nın başkenti Kiev. Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantısı.
Bu birliğe on bir ülke üye. Üye ülkelerin Dışişleri Bakanları belli bir takvim çerçevesinde toplanıyor. Geçen haftaki toplantı bunlardan biri. Toplantıya ev sahibi Ukraynalı bakan dışında, tek bir bakan katılıyor. Ali Babacan. Ukraynalı da, zaten ev sahibi olduğu için orada.
Diğerleri yok. Ali Babacan bir saat kalıyor, sonra çaresiz ayrılıyor. Çünkü, kendisi bakan ve siyasi kimliği var, diğer ülkelerden gelenler bürokrat. Zor bir durum.
Dışişlerinde bunlar ince işler. Ayar bir kez kaçınca, nerede dikiş tutacağı belli olmuyor. Dikkat, özen, saygınlık hep bu çerçevede.