Paylaş
Ne emaneti? Kimin emaneti? Kim adına emanet?
Yargıtay üyesi bir yargıca, biri telefonda, “emaneti yatırdım” diyor.
Yargıç pür telaş, “neyi yatırdın kardeşim, açık açık söylesene” diye üsteliyor. “Neyi yatırdın, onu söyle’.
Karşıdaki şaşkın, “neyi olacak hakim bey, kirayı yatırdım”.
Yargıcın kirada evi var, kiracısı kirayı yatırdığını haber veriyor. Fiilen yaşanan, sıradan bu olay, Yargıtay telefonlarının dinlendiği iddiası sonrasında, Yargıtay’daki yargıçların ruh halini yansıtıyor.
Telefonlar dinlendiğine, bir yargıca da, karşıdaki “emaneti yatırdım” dediğine göre, yarın bir gün, yargıcın karşısına bir savcı çıkıp, “sizin için yatırılan o emanet neydi” diye sorarsa, ne olacak? Ayıkla pirincin taşını.
Yargıcın telaşı haklı.
AZİZ HALKIMIZ
Toplumu saran dinleme krizinde dinlemeyi pompalayan aziz halkımızın katkısını unutmak yanlış.
Artık herkesin bildiği gerçek. Yasal olarak telefon dinlemeleri TİB’den yani Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan geçiyor. Teknik olarak orada dinleniyor. Hukuk açısından da, dinleme istemi, yargıç kararından sonra, yine TİB’e gidiyor.
TİB’in başkanı bir hukukçu. Dinleme istemini nihai olarak o inceliyor ve zaman zaman bazı istekleri geri çeviriyor.
burada çarpıcı rakamlar var. Aziz halkımızın dinleme ve dinletme merakı hiç de az değil.
TİB’E TAKILIYOR
Bu meraka, “dur” diyen TİB. Öyle böyle değil, TİB binlerce isteği geri çeviriyor. TİB’in Adalet
Bakanı Sadullah Ergin’e verdiği bilgiye göre:
Kim, kimi aramış, kim kiminle konuşmuş, bunun belirlenmesi isteniyor, bu biçimde dinlenmesi istenen binlerce telefon var.
Bunlardan on binini TİB geri çeviriyor. Dinlemiyor.
Aziz halkımızın asıl birebir içinde bulunduğu olay çok başka. Burada devlet dışarda, aziz halkımız tam odakta.
Karısı kocasını, kocası karısını dinletmek üzere yargıca başvuruyor. Belki kıskançlık, belki miras, belki çok başka bir şey, ama tamamen özel. Özel, ancak telefon dinlenmesi için yine yargıç kararı gerek.
Aile mahkemelerinde yargıçlar da, hafif özensiz davranıyor olabilir. Karısının ya da kocasının nazına “evet” diyor olabilir.
Dinleme istekleri TİB’e geliyor. Şimdi sıkı durun.
TİB, aile mahkemelerinden bu biçimde gelen dinleme taleplerinin tam yirmi binini geri çeviriyor, yirmi bin.
Geri çevrilmeyenler elbette var.
Aziz halkımız dinleme üzerinden karısı ya da kocası hakkında bu kadar bilgi sahibi olmak isterken, aziz devletimizin dinleme girişimleri de, eh artık yüz bini geçsin!
Levent Kırca’nın kulakları çınlasın, olacak o kadar.
TİB’in geri çevirdiği dinleme istekleri, bu iki kalemde otuz bini buluyor.
Af filan yok
ÜÇ sorunun her zaman pazar değeri var. Biri zam var mı, diğeri askerlik kısalıyor mu, öteki de, af var mı?
Zam, neye zam? Gündemde hangi ürüne dönük zam ihtimali dolaşıyorsa, ilgili bakana zam var mı, diye sormak. Her gördüğünde aynı soruyu tekrarlamak. “Yok” demek bir şey ifade etmiyor. Zam var mı? Bu soru genellikle gazetecilere ait. Askerlik çağına gelmiş olanlar için soru, askerlik süresi. Şu anda böyle bir çalışma yok, hayır kısalmıyor.
Af sorusu ise, geçen akşam TRT’de katıldığı programda Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e soruluyor. Taha Akyol’un yönettiği programa çok sayıda e-mail ve sms yağıyor. Soruların çoğunluğu af ile ilgili. Belli ki, programı cezaevindekiler ya da yakınları izliyor. Adalet Bakanı çok net:
“Af düşünmüyoruz”.
Merak etmeyin, üç-beş gün sonra aynı sorular gündeme yine düşer.
Paylaş