Dinlemenin muhteşem keşfi

Komisyon 180 sayfalık rapor yazıyor.
Bugün aniden gürültü kopuyor “yedi bin kişi dinlendi” diye. Komisyon üyesi CHP Milletvekili Erdal Aksünger o rapora yazdığı muhalefet şerhinde:
“Yetkili kuruluşların dinlemeyi yasaya göre yapmadıkları, dijital dokümanlara müdahale edildiği, imha edilmesi gereken dokümanların başka kuruluşlara servis edildiği komisyonda tespit edilmiş, ama bu yönde araştırma yapılmamıştır.”

DEVLET GÖREVLİLERİ

O zaman yandaş basın üzerinden bu dinleme gürültüsü ne? HSYK soruşturuyor, başkaları suç duyurusunda bulunuyor, açıklamalar birbirini izliyor, müthiş bir telaş.
Aksünger örnek veriyor:
“Komisyonda sunum yapan Sabri Uzun’un yasadışı işlemlerin tamamının devlet görevlileri tarafından yapıldığı, kurumların başındaki insanların izni olmadan dinlemenin mümkün olamayacağı iddiası hükümetin de sorumlu olduğunu ortaya çıkarmıştır.”
Bir yıl sonra “paralel devlet bizi dinledi” gürültüsü çıkarmanın anlamı ne? Binlerce kişiyi dinlemek ekip işi. AKP’nin bilmemesi mümkün değil. Biliyorsa vahim, bilmiyorsa daha vahim. Bu gürültü yolsuzluk iddialarına karşı zırhlardan biri mi? Sadece bizi değil, paralel devlet sizi de dinledi gürültüsüyle, yandaş toplama faaliyeti mi?
Yıllarca çeşitli davalarda dinleme kayıtları üzerinden insanlar mahkûm ediliyor, CD’lere müdahaleler yıllardır tartışılıyor, şimdi AKP çıkıyor, “Biz dinleniyoruz”. Ne müthiş bir buluş.

GARİP TESADÜF

Bu yaygaranın kokusu yakında çıkar. Sadece 17 Aralık zırhı mı, yoksa çıkması muhtemel başka kasetler varsa, onlara karşı şimdiden korunma refleksi mi?
Yandaş basında “Yedi bin kişi dinlendi” haberi çıktığı günün akşamında Tayyip Erdoğan ile oğlu arasında geçtiği öne sürülen bir kaset internete düşüyor. Ne garip tesadüf.

Dinlemenin yeni kalesi

Yemin ediyor bu iktidar, hayatını dinlemeleri yok etmeye adayacak. Her sözü buna çıkıyor. Kendi grubu alkış tutuyor. Alkışların en çılgın anında ortaya yeni MİT yasası çıkıyor. O yasada 3. madde, son fıkra:
“Önleyici istihbarat elde etmek ve analiz yapmak amacıyla, yukarıdaki hükümlere ve diğer kanunlara bağlı kalmaksızın, MİT müsteşarı veya yardımcısının onayı ile yurtdışında veya yabancılar tarafından gerçekleştirilen iletişim ile ankesörlü telefon ile gerçekleşen iletişim ve MİT’te görev alanlar veya görev almak için başvuranların iletişimi dinlenebilir, kayda alınabilir.”
Kötü Türkçe ile kaleme alınan bu maddede birkaç unsur var.
1- MİT kendi elemanına güvenmiyor, onları bile dinlemeyi yasal hale getiriyor.
2- “Diğer kanunlara bağlı kalmaksızın” diyerek, bütün yasalar bir kenara itiliyor, MİT dinlemenin kalesine dönüşüyor.
3- “Önleyici istihbarat elde emek” gerekçesiyle, dinlemeye tam yetkili geçit tanınıyor.
“Bizi dinliyorlar, komplo kuruyorlar” diye her gün nutuk atarken, aynı gün dinlemeye yeni yasa hazırlanıyor. Bu normal hukuk, siyaset, psikoloji ve sosyolojiye uygun değil. Olmasın, karşımızda AKP var.

Nixon’ın sonu

Seçime giderken ABD Başkanı Nixon rakip partinin merkezinin bulunduğu Watergate’i dinletiyor. Suçlamaları bir yıl boyunca reddediyor, tersine rakiplerini suçluyor. Ancak Kongre emin, Nixon’ın yargı yoluyla görevden alınmasına, Adalet Komisyonu da “yargılanmasına” karar veriyor. Nixon çaresiz, yargı yoluyla gitmek yerine, istifa etmek zorunda kalıyor.
Bu çok bilinen örnek, hatırlamak gerek. Dinleme başkan götürüyor.