DÜN Cenevre... Masada iki devlet, bir firma var. Türkiye, İspanya ve atık sahibi firma. İskenderun’da batan Ulla gemisiyle ilgili.
Ulla ne olacak, denizdeki atık ne olacak?.. Bu iki soruyla bağlantılı olarak, geçen hafta içinde, Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Öztürk başkanlığında iki ayrı toplantı yapılıyor. Biri, bilim adamlarıyla, diğeri hukukçularla. Bu toplantılarda sorunun teknik ve hukuki yönleri ele alınıyor.
Önce, teknik yönü...
ODTÜ’NÜN ÖLÇÜMLERİ
İskenderun’da geminin battığı yerde, ODTÜ’den bilim adamları ölçümler yapıyor. Buna göre:
‘Çamura karışan ve çamurlaşan atık, her geçen daha ağırlaşıyor. Ağırlığı 13 bin metrekübe çıkıyor.’
Ölçümde, asıl önemli nokta şu:
‘Atık tehlikeli olmaktan çıkmıştır!..’
Çevrecilerin tepkisini mutlaka çekecek bir tespit!.. Ama, tespiti yapan ODTÜ!..
Yine teknik açıdan, toplantıda varılan bir sonuç var:
‘Gemi ve atık, bir an önce çıkartılmalıdır.’
TOPLAM 3 MİLYON DOLAR
Müsteşar Yardımcısı Öztürk’ün verdiği bilgiye göre, gemiyi denizden çıkarmanın maliyeti 1.5 milyon dolar. Atığı çıkarmanın maliyeti, yine birbuçuk milyon dolar. Toplam 3 milyon dolarlık maliyet.
Hukukçularla yapılan toplantıda ise, üç soru var:
‘Atık ne olacak?.. Gemi ne olacak?.. Çıkarmanın maliyetini kim üstlenecek?..’
Ankara’da hukukçular uzlaşıyor:
‘Atığı, İspanya kabul etmeli!.. Gemi, sahibine iade edilmeli!.. Atığı çıkarmanın parası, yani birbuçuk milyon doları, atığın sahibi olan firma ile gemi sahibi ödemeli!..’
Hukukçulara göre, gemiyi denizden çıkarmanın bedeli, İspanya’dan talep edilemiyor.
Gemiyi ve atığı çıkarmak işini, bizim Denizcilik Müsteşarlığı üstleniyor. Gerekli teknik donanım, anılan kurumda var.
Bu kararlar, Başbakanlığa gönderiliyor.
CENEVRE’DE DÜN
Ankara, Madrid ve ilgili firmayla bağlantıya geçiyor. Dün de, Cenevre’de toplantı var.
İspanya’ya atığı kabul etmesi, firmaya çıkarma parasını ödemesi öneriliyor.
Onların verdikleri yanıt, ben bu satırları yazarken, henüz yok. İspanyollar’ın verdiği ilk yanıt, ‘öneriyi Madrid’e soralım’ yönünde.
Firmada ise, ayak sürçme eğilimi!..
Belli ki, Ulla ve atık nedeniyle, Ankara-Madrid hattı, bir dizi diplomatik görüşmelere gebe.
Firmayla görüşmeler ise, belki de, uluslararası hukuk çerçevesinde çözülme sürecine girebilir.
Durup dururken dert!.. Ama, bu derdin başımıza açılmasında, geminin, dolayısıyla atığın İskenderun’a kabulünde, aylarca orada bekletilmesinde, Ankara’nın hiç mi kabahati yok?..
Ayıkla bakalım pirinci taşını şimdi Cenevre’de!..
Nurlu ufuklarda işsizlik
AB İlerleme Raporu’nda, hemen hemen yok yok!..
Sadece siyasal değil, ekonomik kriterlerle ilgili çok ciddi eleştiler de, dikkat çekiyor. Örneğin, istihdamla ilgili bölümden bir parça:
‘1999’da yüzde 7.7 olan işsizlik oranı, 2003’te yüzde 10.5’a yükselmiştir. Genç işsizlerin oranı ise, 1999’da yüzde 15 iken, 2003 yılında yüzde 20.5’a çıkmıştır.’ Yüzde 20.5, korkunç bir rakam!.. Her beş gençten biri işsiz!.. Üstelik, rapora göre, ‘Genç ve iyi eğitim görmüşlerin sayısının artması, yapısal işsizliğin payının arttığına işaret etmektedir.’ (Rapor, s.29).
Yeni bütçe nedeniyle, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın dün çizdiği nurlu ufukları dinleyince, AB Raporu’nu okumadığını düşünüyorum!..
Aslında, okumasına gerek yok!.. O da biliyor, ama nurlu ufuk siyaseti izlemek, elbette cazip!..