Paylaş
Göz doktoru retinadaki hastalığı bilmiyor. Edebiyat fakültesi öğrencisi Kurtuluş Savaşı’nı anlatan romanları tanımıyor. Uluslararası ilişkiler mezunu NATO’yu hangi ülkelerin kurduğundan habersiz. Günlük sözcükleri, örneğin “ivedi” sözcüğünü ömründe ilk kez duyuyor.
Bunlar TV’lerde yarışma programlarında yöneltilen sorular. Yüzlerce örnek var. Konusu, alanı hiç fark etmiyor, cehalet paçalardan akıyor. Bilgi yarışmaları, Türkiye’deki eğitim kalitesinin aynası. “Bilgi yarışması” demeye bin şahit ister.
ELE GEÇİRME
Bunlara bakıp sistemi nasıl onaracağını düşünecek yerde, AKP yeni bir hamle yapıyor, üniversiteleri ele geçirmek.
Yargı elhak tamam, kuvvetler ayrılığı sizlere ömür. HSYK emir-komuta zinciriyle iktidara bağlı. Sendikalar tek tek ele geçiriliyor, ele geçmesi mümkün olmayanlar, sendika üyeliğine koşullar getirilerek, tasfiye edilmek isteniyor. O da olmadı mı, gelsin “grev yasağı”. Ergenekon ve Balyoz’la orduyu, faiz kavgasıyla Merkez Bankası’nı, vergi cezasıyla büyük firmaları, biber gazı, copla protestoları, akla ziyan cezalarla hak arayanları, kısaca toplumu ele geçirme harekâtı.
ÜNİVERSİTELER
Sıra şimdi vakıf üniversitelerinde. Devlet üniversiteleri YÖK eliyle emir-komuta vaziyetinde. Toplum bunca facia yaşarken, üniversiteler suspus. Ve vakıf üniversitelerine zincir vurma harekâtı. Hoşa gitmeyen vakıf üniversitesini kapatmaya kadar uzanacak vesayet geliyor. Bilimsel unvanlar YÖK’ün iki dudağı arasında. Kim yurtdışına gidecek, kim hangi alanda araştırma yapacak, YÖK karar verecek. Yetmez ama evet, Sağlık Bakanı istediği öğretim üyesini istediği tıp fakültesine gönderecek. Üniversiteye kelepçe, bilime veda.
Yeni imam hatip okulları ile beslendikçe, tablo “bilgi” yarışmalarındaki gibi. Bu eğitimle insan değişiyor. Her yönüyle bir Ortadoğu ülkesi.
Telafer lokması
YİNE böyle bir kriz anında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yerinde duramıyor, üç yıl önce lafı patlatıyor, “Telafer’e dokunan Türkiye’ye dokunur”.
Türkiye’nin şanını Düvel-i muazzama (büyük devletler) bir kez daha anlıyor, kimse Türkiye’ye yan bakamıyor. Tam buna inanmışken, arka arkaya dünyanın her yerinde Türkler ya kaçırılıyor ya öldürülüyor. Son olarak Libya’da.
Ama, bunların Telafer ile ilgisi yok diye avunurken, bu kez IŞİD Telafer’i alıyor. Davutoğlu haklı, Telafer’e kimse dokunmuyor, Telafer dokunmadan düşüyor. “Bizi kimse test etmesin” diyen Davutoğlu’nun midesine inen son lokma “Telafer lokması”.
Yeni Gezi’ye hazırlık
İSTANBUL Çağlayan’da, Şişli, Mecidiyeköy, Hürriyet Mahallesi, İzzet Paşa, Talat Paşa bulvarlarının ortak alanı, tek bir yeşil alan.
Yüzlerce kişi günün çeşitli saatlerinde orada yürüyor, dört yüz metrelik parkuru var. Parktaki çınarlar yüz yıllık, çeşitli ağaçlar öyle. Tatil günlerinde aileler piknik yapıyor, çocuklar yeşil alanda nefes alıyor.
Birkaç gün önce bir sabah gelenler bakıyor ki, yeşil alan tel örgüyle çevrili, yani kapalı. Oranın sakinleri, tıpkı Gezi’deki gibi, tel örgüleri kırıyor, alanı temizliyor, günlük yürüyüşünü yapıyor. “Durmak yok, yola devam” ya, ertesi sabah, aynı park bu kez daha kalın tel örgülerle çevrilmiş.
Niyet parlak görünmüyor, halk da kararlı, ufukta belki yeni bir Gezi.
Paylaş