Paylaş
Bu fiili durumla birlikte, kırk yıllık sansür tarihe karışıyor. Tarih 23 Temmuz 1908.
Ertesi gün, 24 Temmuz II. Meşrutiyet’in ilanı, aynı zamanda sansürün kaldırılışının bayramı ilan ediliyor. Bugün o bayramın 105. yıldönümü. Bugün, bayram filan değil, AKP iktidarı ile birlikte, hele de son dört-beş yılda, hele de son aylarda bayram geride kalıyor, hangi bayram, ne bayramı, 105. yılda bugün medyanın kara günü.
12 EYLÜL’DE
Daha önce yazdığımı, bugün tekrarlama zamanı.
12 Eylül askeri darbe döneminde ben Cumhuriyet Ankara Temsilcisi’yim. Darbe dönemini her yönüyle bire bir yaşadım.
Faşist darbe yönetiminde bile, ben bugünkü gibi medyaya baskıyı, sansürü, patronlara vergi cezasını, şu gazeteciyi at, bu gazeteciyi al gibi, tek tek gazeteci avı görmedim. 105 yıllık tarihin en kara dönemi.
12 Eylül’de haberlere sansür var, gazete kapatma var, doğru. Bugün gazeteler değil, gazeteciler, köşeler, programlar kapatılıyor. Açıktan, isim vererek, “At bunu” denilerek.
AKŞAM VE NTV
105. yıldönümünde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti açıklıyor. Gezi eylemleriyle birlikte medya üzerindeki baskı doruğa ulaşıyor. Son yıllarda atılanlar hariç, son bir buçuk ayda 72 gazeteci işinden oluyor, ya atılıyor, ya istifaya zorlanıyor ya da zorunlu izne çıkarılıyor.
72 gazeteci rekorunda başı TMSF’nin el koyduğu, sonradan aniden satılan Show ve Akşam grubu çekiyor. Bu gruptan 27 gazetecinin işine son veriliyor.
Bu çirkin rekorun ikinci sırasında NTV var, 15 gazeteci istifa etmek zorunda kalıyor.
Gazeteci kıyımına göz kırpmadan “evet” diyen Show, Akşam, NTV patronlarının AKP ile ilişkileri doktora tezi olur. AKP döneminde bu patronlar hangi işleri aldılar, varlıkları on yıl önce ne idi, şimdi ne, iyi bir çalışma olur.
HAPİSTEKİLER
Bu kara günde yıllardır hapiste tutulan meslektaşlarımızı hiç kimse unutmuyor. 123 gazeteci tutuksuz, 64 gazeteci tutuklu, terör suçundan yargılanıyor.
Bugün kara gün için düzenlenen etkinliklere uluslararası gazeteci örgütleri de katılıyor. Her şey dünyanın gözü önünde.
Sansürü ve baskısıyla ünlü II. Abdülhamid ile mücadele eden Osmanlı Matbuat Cemiyeti bugünü görse inanamazdı herhalde.
Maraş-Ercan pazarlığı
BİZ burada boğuşurken, Kıbrıs’ta Amerika olmadığı kadar devrede, müthiş pazarlıklar dönüyor. Amerika fena bastırıyor, “Yeter artık, çözün bu işi”. Bastırmanın planı var.
Türkiye Maraş’ı Rumlara verecek, karşılığında Ercan Havaalanı uluslararası trafiğe açılacak.
1- Maraş kırk yıldır en kritik koz. Türkiye Maraş’ı verir mi?
2- Ercan uluslararası trafiğe açılırsa, o trafiği Türkler mi yönetecek, Rumlar mı? Maraş karşılığında Ercan’ın statüsünün genişlemesi KKTC için yeterli bir ödün mü?
Pazarlık son hızla devam ediyor.
Ne buluşma ama
GEÇEN cuma, saat 23.30, İstanbul Atatürk Havalimanı.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yanında Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ile birlikte VIP salonuna giriyor. Salonda, tesadüfen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül var. El sıkışma sonrasında aralarındaki konuşma aynen şöyle:
- Merhaba, nasılsınız?
- Teşekkür ederim, siz nasılsınız?
-Sağ olun, ben Dalaman’a gidiyorum.
- Ben de Ankara’ya dönüyorum. İyi yolculuklar.
- Size de iyi yolculuklar.
Bir dakikalık tesadüf, hepsi bu. Haberlere bakın, almış başını gidiyor. Sarıgül’ün adı İstanbul Büyükşehir adayları arasında geçiyor ya, gazeteler haberi yapıştırıyor, “Havaalanında buluşma”.
Helal olsun buluşturanlara.
Paylaş