Huşper Akyürek, Leyla Gencer’in hiçbir operasını kaçırmıyor. Sahnede Leyla Gencer’i kırmızı tuvaletiyle görünce kararını veriyor: Leyla Gencer’in heykelini yapacak. Ve heykeli Gencer’in şanına uygun şekilde deniz görecek bir noktaya yerleştirecek.
Boğazın Kızı ya da Güllerin Kızı ya da Yirminci Yüzyılın Son Divası.
Türk sanat tarihinin gözdesi, Türkiye’nin yetiştirdiği en ünlü, en büyük sopranosu Leyla Gencer, sadece eserleriyle değil, aynı zamanda bir heykeliyle de ölümsüzlüğe adım atıyor.
Kendisine ait heykel projesini gördüğünde, bir başka ünlü Türk heykeltıraş Huşper Akyürek’e "Bu kadarını beklemiyordum" diyerek, heykelin görkemine ilişkin duygularını aktarıyor.
Daha önce, Leyla Gencer’e benzer projeler getirildiğinde, seçici davranan, onları kabul etmeyen Gencer, bu kez "evet" diyor.
Hemen arkasından, "ama bunun gerçekleşeceğine inanmıyorum" diyerek, Türkiye’de operaya, genel anlamda sanatçılarla ilgili, devletin o çok iyi bildiği duyarsızlığının altını çiziyor.
Çocukluğundan itibaren, ne zaman sorulsa, Huşper Akyürek "Büyüyünce sanatçı olacağım" yanıtını veriyor. Çocukluğundan itibaren, o müze senin, bu tiyatro benim dolaşıyor, hiçbir sergiyi, hiçbir sanat gösterisini kaçırmayan Akyürek heykelde karar kılıyor. Türkiye’de ve İngiltere’de okuyor. Hocası yine bir başka ünlü heykeltıraş İlhan Koman.
SCALA’DA 23 YIL
Akyürek, Leyla Gencer’in hiçbir operasını kaçırmıyor. İşte, yine sahnede Gencer, Beyazıt Operası’nda başrolde. Kırmızı tuvaletiyle. Akyürek o anda karar veriyor, Leyla Gencer’in heykelini yapmak gerek, bu tuvaletiyle.
Üç yıl kadar önce, İstanbul’da Leyla Hanım’la özel bir akşam yemeğinde, cesaretini topluyor, ona bu düşüncesini açıklıyor. Türkiye’de hiçbir opera sanatçısının heykeli yok. Oysa, Gencer bunu en çok hak eden sanatçılarımızdan biri.
Gencer önce Ankara Devlet Operası’nda, sonra İtalyan sahnelerinde. Napoli’de San Carlo Tiyatrosu’na attığı adımı, Milano’daki operanın beşiği Scala Tiyatrosu izliyor.
Scala denildiğinde, akan sular duruyor. Leyla Gencer Scala’da 1957 ile 1980 arasında tam 23 yıl Macbeth, Aida, Don Carlos, Maça Kızı’nı seslendirirken, büyük İtalyan şefleriyle çalışıyor. Bazı eserlerin dünya prömiyerinde başroller artık Leyla Gencer’in.
Böyle bir ses, böyle bir sanat yeteneğinin kısa sürede uluslararası kariyere sahip olması, sürpriz değil. Gencer o kariyere ulaşıyor. 72 role imza atıyor.
İSTANBUL’DA DENİZE KARŞI
1985 yılında Venedik’te Gnecco’nun La Prova di un’Opera Seria isimli eseriyle sahnelere veda ediyor. O tarihten beri Scala’da sanat yönetmenlerinden biri olarak genç sopranolar yetiştiriyor.
Leyla Gencer İtalya’da hálá herhangi bir sergiye ya da davete katılsa, gazeteler "Diva sergiye geldi" haberleri yapıyor. İtalya’da böylesine bir saygı görüyor.
Akyürek’in heykeli granit bir temel üzerinde, çelik konstrüksiyon. Çok pahalı. Yaklaşık 300 bin Euro’ya mal olacak. Ancak ve ne yazık ki, şu ana kadar 300 bin Euro henüz ortada yok.
Buna karşılık, heykelin yeri hazır. İstanbul’da, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül heykele sahip çıkıyor, ona Maçka Parkı’nda bir yer veriyor. Tepeden, denize karşı. Çünkü Leyla Hanım’ın Avrupa’daki şanına uygun şekilde ve kendi yaşamıyla, özlemleriyle denk düşen "Boğazın Kızı" olarak, heykelin deniz görmesini arzu ediyor.
Sıra şimdi 300 bin Euro’yu bulmaya geliyor. Eminim, bulunur, bulunacak, bulunması gerek.