Bir başka saldırıya kadar üç silahşorlar

ADI üstünde, sweet oil, Libya’da çıkan petrole Batılılar tatlı petrol diyor. Öyle tatlı ki, özellikle Fransa, İtalya, İspanya bu petrolden besleniyor.

Haberin Devamı

Öyle tatlı ki, Batılı petrol şirketleri ile Libya arasında 49 yıllık anlaşma var. Petrol zaten çoktan garanti altında.
Dolayısıyla, Libya’ya yönelik Batı saldırısını özellikle petrole bağlamak doğru değil. Saldırının  çok başka nedenleri var. Saldırıda başı çeken üç ülkenin ortak kaygısı başka:
Kaddafi iktidarını sürdürürse, Libya’dan kaçacak bir kaç milyon mülteci var, onların gözü Fransa, İngiltere ve İtalya’da.
O kadar insanı bu ülkeler ne yapacak? Demek, Kaddafi düşmeli ve herkes yerinde yurdunda kalmalı.
Sarkozy’nin iki ayrı derdi daha var. İlki, Tunus’ta diktatörü son ana kadar destekliyor ve dünyaya rezil oluyor. Hele de, Fransa Dışişleri ile Kültür Bakanlarının Tunus tavrı tam skandal. Sarkozy şimdi dünyaya bunu unutturmaya çabalıyor.
İkincisi de, Fransa’da gelecek yıl Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Sarkozy Libya’yı fırsat biliyor.
GÜNEY AMERİKA HARİÇ
Gönüllüler Koalisyonu ya da Üç Silahşorlar.
Artık süreç belli. Dünyanın herhangi bir bölgesinde, Güney Amerika hariç, oraya nefesleri yetmiyor, Amerika, Fransa ve İngiltere önce Birleşmiş Milletler’den karar çıkartıyor. Sözüm ona, meşruiyet, uluslararası hukuku sağlamak numarası. Ardından, gelsin silahlı müdahale. Göz yaşartan insanlık ve demokrasi nutuklarıyla karışık. Bu komediye inanan artık yok.
Öyle ki, örneğin müdahale için Paris’te Sarkozy uluslararası toplantı düzenliyor, saldırıya katılacak ülkeleri çağırıyor, toplantıdan daha karar çıkmadan, Fransız uçakları Libya’yı vurmaya başlıyor.
GÖNÜLLÜ DEĞİL
Türkiye olayın bütünüyle dışında. Gönüllü değil ki, Gönüllüler Koalisyonda yer alsın.
Kimsenin zaten Türkiye’yi düşündüğü filan yok. Türkiye kendi kendine rol kapmaya çalışıyor. Kendi kendine toplantılar yapıyor, görüşler açıklıyor. O görüşlerden hiç biri dünya TV’lerinde yer bulamıyor.
Saldırı sonrası Kaddafi gider. Libya parçalanır. Parçalardan her birinin başına ayrı bir kukla gelir. Herkes bunu “işte demokrasi” diye alkışlar.
Bir başka ülkeye saldırıya kadar.

Haberin Devamı

84’te Akkuyu’ya ramak kalmıştı

NE olursa olsun, nükleer santralı ihmal etmek olmaz.
Akkuyu ile ilgili en somut sonuç 1984’e dayanıyor. O tarihte Turgut Özal nükleer santral kararı alıyor. İhaleye en son biri Alman, diğeri Kanadalı iki firma kalıyor. Almanlar kazanıyor.
Özal’ın o günlerde Almanya gezisi var. Başbakan Kohl ile Özal arasında Akkuyu için anlaşma imzalanacak, her şey hazır.
Bonn’da son anda, artık imza töreni başlayacak, Özal aniden ortaya bir laf atıyor:
“Siz bu santralı yap-işlet-sat modeline göre yapın”.
İşler karışıyor, aylardır süren görüşmelerde böyle bir laf yok. Derken tören ve anlaşma yatıyor. Yatış, o yatış.
Nükleer santral bu, ne olacağı hiç belli olmaz.

Haberin Devamı

Uçaklar nereden kalktı

TÜRKİYE’de ya da dünyada çok önemli bir olay patladığında, bizim TV’lerde yorumlar rekor kırıyor. Şimdi de, dizi dizi Libya üstadı resmi geçit yapıyor.
Libya’ya hava saldırısı başladığında, bu üstatlardan biri, büyük bilgi küpü, döktürüyor:
“Libya’ya saldıran İngiliz uçakları Kıbrıs Rum Kesiminden havalandı”.
Hemen aynı saatlerde İngiliz BBC televizyonu İngiliz savaş uçaklarının İngiliz Hava Kuvvetlerine ait bir askeri meydandan havalandıklarına ilişkin naklen yayın yapıyor.
Üstat bu sefer tutturamamış, olabilir, beşer şaşar.

Amr Musa Mısır’a aday

LİBYA saldırısında Arap Ligi ön planda ve aktif. Bazı Arap ülkeleri bile, hava saldırısına fiilen katılıyor.
Arap Ligi Genel Sekreteri Amr Musa da, Araplar adına baş rolde. Her ne kadar, “siviller korunmalı” gibi sıradan itirazda bulunuyorsa da, özde Batının gözüne girmeye çalışıyor. Çok başka bir sebebi var:
Mısır’a Cumhurbaşkanı olmak istiyor.
Ne ki, diplomatik kariyerinde bazı tatsız duraklar var. Büyükelçilik yaptığı ülkelerde hakkında düşülen notlar hiç iç açıcı değil. Buna rağmen, belli olmaz.
Baksanıza, Batı’nın Orta Doğu’da beslediği adamların hangisi ak kaşıktan çıkma.

Yazarın Tüm Yazıları