Bayramı Araplar kurtardı

ONE minute ve Gazze çıkarması.

Doğrudan doğruya Başbakan Erdoğan’ın kişisel inisiyatif kullandığı iki olay. İkisinde de, hedef İsrail.
Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanına karşı çıkışı, “öldürmeyi siz iyi bilirsiniz” sözleri Arap Dünyasında yankılanıyor. O çıkış Avrupa ve Amerika’da da ses getiriyor. Batıda diplomatik olarak Türkiye’yi zor duruma düşüren sonuçlar alınmış olsa bile, Arap dünyası one minute çıkışına milliyetçi açıdan bakıyor.
İsrail karşısında zaman zaman yenilgiye uğramanın acısıyla, İsrail’e duyduğu hınçla, Erdoğan’ın çıkışını alkışlarla karşılıyor.
Erdoğan Arap dünyasına, Orta Doğuya, İslam alemine oynuyor. Bunun semeresini de alıyor. Arap ya da İslam ülkeleriyle ticari ilişkiler, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde olmadığı ölçüde, gelişiyor.
DOKUZ YILIN RAKAMLARI
AKP iktidara geldiği günden itibaren, Türkiye’nin İslam (Arap) ülkelerine ihracatı ve onlardan ithalatı her yıl düzenli biçimde artıyor. Avrupa’ya azalırken, İslam Dünyasına artıyor.
TÜİK verilerine göre, son dokuz yılda Türkiye’nin OECD ülkelerine ihracatı yüzde 47.9’dan yüzde 38.6’ya, ithalatı yüzde 68’den yüzde 53.1’e geriliyor.
Buna karşılık, aynı dönemde İslam ülkelerine ihracatı 13.4’ten 15.1’e, ithalatı da, yüzde 13.4’ten yüzde 28.1’e artıyor. İthalatta artış iki katını aşıyor.
Değer yargılarıyla, subjektiv gözlemlerle bakmak yerine, eksen kayması tartışmalarına bu rakamlarla bakmak gerek.
İslam ülkelerine ihracat ve ithalat rakamlarıyla bakıldığında, evet böyle bir kayma var, demek mümkün.
Çünkü, ticaret aynı zamanda politik bir tercihi yansıtıyor. Elbette, malını kime satarsan sat, ama kiminle ticaret yapmak istiyorsun, bir niyet ise, o niyetin arkasında politik bir tercih var, demektir.
AH O GEMİ
Arap dünyasında ya da İslam aleminde kalplerin Türkiye için çarptığı ikinci olay, Gazze’ye insani yardım göndermek.
Yardım götüren geminin rotası, gemi yola çıkmadan önce alınmış kararlar, geminin başına gelenler, Batı gözlüğü ile diplomatik skandal. Durup dururken İsrail ile savaş tamtamlarının vurulmasına neden olan bu olaylara, Amerika ve AB fena içerliyor.
Ama aynı gemi macerası Erdoğan’ın İslam aleminde popülaritesini bir kez daha körüklüyor.
Arap ya da İslam alemi bu çıkışları unutmuyor. Bugünlerde o çıkışlar çok başka alanda kendini gösteriyor.
Şu bayram günlerinde Türkiye’nin büyük kentleri, özellikle İstanbul Araplarla dolu. Arap turistler akın akın.
Hepsi de, iyi para bırakıyor. İyi alış veriş yapıyor, iyi lokantalara gidiyor, geziyor, görüyor.
Araştırıyorum, ama somut rakamlara ulaşmak henüz mümkün değil. Belki bayramdan sonra, ama Arap turistlerin bayram günlerinde Batılıları geçtiğini söylemek abartılı olmaz.
Esnaf, Araplar sayesinde hayatından memnun. Bayramı Araplar kurtarıyor.

Bir yılda 5728 yeni başvuru

AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’yi insan hakları ihlallerinde şakır şakır tazminat ödemeye mahkum ediyor.
Son bir, iki yıl içinde AİHM Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini belirleyen 553 karar alıyor, Türkiye’yi 553 olaydan dolayı mahkum ediyor. 2009 yılında Türkiye 6.1 milyar Euro tazminat ödemek zorunda kalıyor. Bu çok yüksek bir tazminat.
İnsan hakları diye, yeri geldikçe, halka sözler veriliyor, ancak Ekim 2009’dan bu yana, AİHM’e 5728 yeni başvuru yapılıyor. Bu çok yüksek bir rakam.
Adil yargılama, özgürlük ve güvenlik haklarının ihlali iddiasıyla.
Bu başvurular ve bu rakamlar Türkiye’deki demokratik işleyişin, bütünüyle demokratik sistemin nasıl teklediğini gösteriyor. AİHM rakamları bunun kanıtı.
Sistemi işletmek, aksayan yönlerini düzeltmek siyasal iktidarın görevi.

Prof. Görmez gerçekten görmüyor

DİYANET İşleri Başkanlığına yeni atanan Prof. Dr. Mehmet Görmez bayramın ilk günü İstanbul’da vaaz veriyor:
“Kimse bize hayvan sevgisi, hayvan hakları dersi vermeye kalkmasın. Karıncayı incitmenin bile, mahşerde soru olacağını idrak eden bir medeniyetin çocuklarıyız”.
Anlaşılan yeni başkan ne TV haberlerini izliyor, ne gazete okuyor. İki, üç gündür kurbanlık hayvanlarla ilgili haberler, fotoğrafları ve görüntüleriyle, kurbanlıklara nasıl kötü davranıldığını açıkça gösteriyor. TV’lerde ilk haber bunlarla ilgili, gazete manşetleri bunlarla dolu.
Prof. Görmez, meğer gerçekten görmüyormuş, şimdi öğreniyoruz.
Kaldı ki, kimsenin kimseye ders vermeye niyeti filan yok, sadece hayvan haklarıyla ilgili yerinde uyarılar yapılıyor. Bu kadar celallenmenin anlamı ne?
Daha ilk demeçte, bu üslup, ilerisi için pek ümit vermiyor.
Yazarın Tüm Yazıları